Eskişehir’in Sivrihisar ilçesindeki Koza Altın İşletmeleri'nin, yaşam alanlarının yanı başında, siyanürlü üçüncü atık depolama tesisi yapacak olmasına tepkiler artıyor.

Projenin hayata geçmesiyle birlikte 5 milyon 519 bin metreküp kapasiteye sahip yeni bir siyanürlü atık barajının ortaya çıkacak olması bölge halkını tedirgin ediyor.

"KAYMAZ DİYE BİR MAHALLE KALMAYACAK"

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) yönetimindeki Koza Altın İşletmeleri, Eskişehir Sivrihisar ilçesi Kaymaz Mahallesi'nde 3. atık depolama tesisi yapmak için harekete geçti.

Koza Altın İşletmeleri, seçimlerin ardından 5 milyon 519 bin metreküp kapasiteye sahip yeni bir siyanürlü atık barajı yapmak için çalışmalara başladı.

Kaymaz Altın ve Gümüş Madeni 3. Kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi Projesi kapsamında 2 milyon 700 bin ton cevherin işlenmesi ve 5,6 ton altın ile 5,4 ton gümüş madeni üretilmesi gerçekleşecek.

Proje kapsamındaki 2 bin 700 ton cevher Çanakkale, Karapınar Köyü'nde yer alan Koza Altın İşletmeleri'ne ait altın ve gümüş madeninden taşınacak.

3. Kapasite Artışı ile İlave Maden Atık Depolama Tesisi Projesine tepkiler artıyor.

ESÇEVDER, demokratik kitle örgütleri ve çevre duyarlıları Sivrihisar ilçesi Kaymaz Mahallesi’nde yapılması planlanan Siyanürlü Zehirli Atık Barajı’na karşı Kaymaz’da eylem yaptı.

Eyleme, CHP Eskişehir Milletvekilleri Jale Nur Süllü ve İbrahim Arslan, CHP Eskişehir İl Başkanı Recep Taşel ve Atatürkçü Düşünce Derneği Eskişehir Şubesi de destek verdi.

Eyleme katılanlar, 'Havama, suyuma, toprağıma karışma', 'TMSF elini Kaymaz'dan çık', 'Kaymaz halkı toprağına sahip çık', 'Kaymaz susma, toprağına sahip çık' şeklinde sloganlar attı.

ESÇEVDER Başkan Yardımcısı Filiz Fatma Özkoç, "Bu ÇED raporu onaylanırsa Kaymaz' a 600 metre mesafede üçüncü 40 metre derinliğinde 5 milyon 500 bin metreküp kapasiteli Siyanürlü Zehirli Atık Barajı inşa edilecek ve ileriki dönemde Kaymaz diye bir mahalle kalmayacaktır" dedi.

“KAYMAZ YOK OLMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA”

Kaymaz Mahallesinde meraların, tarım arazilerinin yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu ve insanların kanserden öldüğünü vurgulayan ESÇEVDER Başkan Yardımcısı Özkoç, “Şirketin hazırladığı ÇED raporuna göre 5 milyon 500 bin metreküp yapılacak 3’üncü zehir atik barajı 10 yılda dolacaktır. Kaldı ki altın uğruna Kaymaz mahallesinin taşıttırılması bile gündemdeyken… Ayrıca Kaymaz’daki meralar, tarım arazileri yani tarım ve hayvancılık yok oldu ve daha da yok olacaktır. Kanserden senede 60-70 kişinin öldüğü bir mahalle zaman içinde yok olma tehlikesi ile karşı karşıya” diye konuştu.




“GELECEĞİMİZ İPOTEK ALTINA ALINMAK İSTENMEKTE”

Türkiye'de bilinen diğer atık havuzlarının geçmiş yıllarda çökmesi, patlaması gibi felaketleri sıralayan Özkoç, şunları söyledi:

-Bu felaketlerin ardından can, mal ve çok büyük çevre felaketleri yaşandı. Bu felaketlerin Kaymaz’da yaşanmayacağını kim garanti edecek?

- Havuz ÇED raporuna göre çalışırsa yılda bin 500 ton siyanür kullanacak. Bin 500 ton siyanür havamızı, suyumuzu ve toprağımızı ne hale getirecek hiç düşündünüz mü? Su kaynakları azalacak ve su kaynakları zehirlenecek.

-Şirket 3 kuyudan ayda 85 bin metreküp su çektiğine göre yılda 1 milyon 20 bin metreküp su çekecektir.

-Zaten su fakiri olan bir tarım bölgesinde milyonlarca litre su siyanürlü altın madenciliği için zehirlenecek ve zaten azalmakta olan yeraltı su kaynaklarımız daha da azalacak.

-Böylece geleceğimiz ipotek altına alınmak istenmektedir. Siyanürlü zehirli Atık Barajı, yer altı sularına karışmayacağını kim garanti verecektir?

“ÇED RAPORU YETERLİ DEĞİL”

Basın açıklamasının ardından söz alan Eskişehir CHP Milletvekili Jale Nur Süllü, şunları söyledi:

-Biz çok uzun süredir Kaymaz'daki mücadelemizi sürdürüyoruz ama ne yazık ki bu mücadelede Kaymaz halkını çok yanımızda göremiyoruz. Uzun yıllardır ÇED raporunun yeterli olmadığını söylüyoruz.

-Aynı zamanda ÇED raporlarının da yer alması gerekiyor. Bölge aynı zamanda deprem riskinin yüksek olduğu ve olası bir depremde büyük bir felaket yaşanabilecek bir bölge. 2019 yılı deprem analizi raporunda buranın yüksek deprem riski olduğu söyleniyor ve siyanür havuzlarında olası bir depremde yaşanacak sızmalar toprağa, havaya ve suya karışacak.

-Su sıkıntısı yaşanacak, çevre yok olacak. İnsanların sağlığı olumsuz etkilenecek. Aynı zamanda siyanür havuzlarının ayrıştırma için kullanılan topraktan çekilen su, zaten su sıkıntısı çekilen Sivrihisar bölgesi için büyük risk taşıyor.

-Vatandaşlarımızın sağlığı tehdit altında. Ayrıca bu bölgede kırmızı listede olan endemik bitkiler var.

-Bu bitkiler her geçen yıl azalıyor ve tükeniyor. Ağaçlar ölüyor. Burada kaymaz halkının çok duyarlı olması gerekiyor ve ne yazık ki siyanür havuzlarında yeterince sızdırmazlık önlemleri alınmıyor.

“TARIM VE HAYVANCILIK BİTECEK”

Kaymaz’a 20 km uzaklıktaki Süleymaniye köyünde oturan çiftçi Celal Öngen, Kaymaz’ın civar köylerinin pek çoğunun su kaynağının Kaymaz’dan geçtiğini ve buradaki zehirlenmenin herkesi etkileyeceğini söyledi.

Öngen, şunları söyledi:

-Benim köyümün tüm yeraltı suları bu bölgeden gitmekte. Buraya havuz yapıldığında Süleymaniye, Okçular ve diğer köyler tamamı buranın yeraltı suları kirlenmiş olacak.

- Daha da kötüsü, bir de havuz patlama durumu olduğunda daha büyük felaketler yaşanacak. Buharlaşmayla beraber siyanürün havaya karışması ve daha sonra çiğle, yağmurla bu siyanürün toprağa inmesiyle bölgede tarım ve hayvancılık bitecek.

-Bütün bunları dikkate alarak bölge insanımızın bu işlemlere kesinlikle karşı durması gerekiyor. Ülkemizin yer altı ve yer üstü kaynakları böyle talan edilmemeli. Buna kitlesel olarak karşı durmalıyız.