Rivayete göre ABD Başkanı neo-merkantilist iktisat politikası uygulayacakmış. Ben de bu haberden vazife çıkarıp, size neo-merkantilizmi anladığım kadar anlatmaya karar verdim. Almanların “hiçbir yemek piştiği sıcaklıkta yenmez” diye bir atasözü vardır. Bu özsöz, “bir karar, tasarlandığı katılıkta tatbik mevkiine konamaz” anlamına gelir. Alman kanı taşıyan Trump, bunu biliyordur herhalde. Ne der ne yapar göreceğiz. Neo-merkantilizmi açıklamaya geçmeden önce halen uygulanan neoliberalizmi gözden geçirmek faydalı olacaktır.
YOĞURTLU KEBAP
Neoliberalizm yoğurtlu kebaba benzer. Esası ızgara ettir ama altında pide, üstünde yoğurt bulunur. Et kısmı katıksız kapitalizmdir. Bireylerin girişim ve mülk edinme serbestliği mutlaktır. Alttaki pide katmanında, başta bağımsız yargı, üniversite ve medya başta olmak üzere kurumlar bulunur. Sistem/yemek anayasayla sınırlanmış bir demokrasi ortamında pişer. Dürüst bir seçimle olsa bile iktidara gelenler, “millet biziz istediğimizi yaparız” diyemez. Neoliberalizmde “hakimiyet, bilâ kayd-ü şart değil, kayıtlı ve şartlı olarak” milletindir. Yoğurt bölümünde ise liberalizmin “bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler” ilkesinin doğal sonucu olarak eşitsiz dağılmış milli geliri, vergi ve transfer harcamalarıyla (daha eşitlikçi olsun diye) tekrar dağıtıma tabi tutan “sosyal devlet” bulunur.
İKİ TARZ-I NEOLİBERALİZM
1929’da ABD’de başlayıp kabaca 10 yıl süren ve Türkiye dâhil tüm ülkeleri fakirleştiren Büyük Buhran (Great Depression) sonrasında Avrupalı liberal iktisatçılar, kapitalizmi sorgulamaya başlamıştı. Amaçları kapitalizmin “kriz çıkarmasını engelleyecek” neo/yeni bir model geliştirmekti. Esin kaynakları Marksist felsefeydi. 1960’lara gelindiğinde dünyada kuvvetli sol rüzgarlar esiyordu. Devletçi uygulamaların kapsamı gitgide genişliyordu. Ülkemizde de YÖN dergisi etrafında toplanan aydınlar aynı rüzgarları estirdi. 1970’lerin başında petrol fiyatlarının kısa sürede neredeyse 10 kat artması “ücret-fiyat” sarmalı yarattı. Gelişmiş ülkelerde enflasyon %20’leri geçti. Bu, Avrupai neoliberalizmin yarattığı bir krizdi. 1980’de Amerikalı iktisatçılar (Hayek, Friedman ve Buchanan) neoliberalizmi bu sefer aksi yönden ele aldılar. Yeni ekol 1. Parasal tedbirle enflasyonu önleme 2. Özelleştirme ve deregülasyon 3. Serbest dış ticaret, diye üç kolon inşa etti. Bunların üstüne “küreselleşme” oturtuldu. Küreselleşme, neoliberal ABD ile merkantalist Çin arasında sürdürülemez bir ilişki yarattı.
MERKANTİLİZM
Eski merkantilizm “ihracatı artırıp, ithalatı azaltarak” altın ve mücevher biriktirmekti. Çünkü o zaman para altındandı. Neo-merkantilizm ise bu hedef için “sermaye hareketlerini kontrol etmek” ve “döviz fiyatlarını hükümetin belirlemesi” gibi çok önemli iki araç içeriyor. Neomerkantilist iktisat politikasının amacı “net döviz rezervi” biriktirmektir. Bununla daha sonra altın ve Bitcoin alınabilir. Çin, dolar rezervi sayesinde, altyapı ve sanayi yatırımları özkaynakla finanse edilebildi. Bunun adı, dış borçsuz kalkınmadır. Çin, bu politikayla (Japonya’yı taklit edip, onu geçerek) dünyanın sınai üretim üssü oldu. ABD ise aynı süreçte, dünyanın en büyük (yılda 900 milyar dolar) cari açık verip sefa süren ülkesi haline geldi. Devasa cari açığına rağmen, ABD’nin yabancı para cinsinden borcu sıfırdır. Çünkü merkantalist Çin ve benzeri ülkeler, ABD dolarını “kâğıt altın” gibi görüp bunu biriktirmişti. Japonya ve Almanya dahil cari fazla veren ülkelerin tümünün rezerv parası Amerikan dolarıydı. Trump, neo-merkantilist politika uygulayarak, ellerinde dolar bulunan ülkeleri Amerikan menkul değerlerinin yatırımcısı değil, Amerikan imalat sanayiinin müşterisi yapmak istiyor. Amerika’yı Yeniden Büyük Yap (Make America Great Again) derken ABD’nin üretim gücünü artırmak istiyor. Eğer bu politika uygulanırsa, birinci aşamada, ucuz ithalat azalacağı için ABD’de fiyatlar yani enflasyon yükselecektir. Ama Trump bunu önlemek için faizi arttırıp doları değerlendirmeyecektir. Bu da halkın refahını düşürecektir. Seçmen bundan hoşlanmazsa, Trump kararından çark edebilir. Ne demişti Almanlar:
SON SÖZ : YEMEK PİŞTİĞİ SICAKLIKTA YENMEZ