Siyaset spora iyice bulaşınca, skandallar birbirini kovaladı. Örneğin, hakemlik belgesi olmayan kişiler resmi müsabakalarda hakemlik yaptı. Yöneticiydi, antrenör oldu! BIR kulüp yöneticisi, uluslararası müsabakalarda antrenör ve masör olarak görevlendirildi. Seçmelerde barajı geçen iki sporcu milli takıma alınmadı, barajı geçemeyen iki sporcu kadroya dahil edildi. Çocukların harcırahlarına el koyduğu için ailelerle davalık olan kişiler, antrenör yapıldı.

Yönetimdekilere yakın kişilere ve ‘yandaş’ spor kulüplerinin antrenörlerine federasyon kasasından maaş bağlandı. Tüm bu skandalların ardından Budapeşte’de düzenlenen Dünya Su Sporları Şampiyonası’na giden 6 sporcumuz elemeleri geçemedi, yarı final bile yüzemeden Türkiye’ye döndü.