Ramazan ayı 2016 senesinde yarın yani 6 Haziran'da başlıyor. Gaziantep'in iftar ve imsak vakti, il il ramazan imsakiyesi ve iftara ne kadar kaldı sorusunun cevabını haberimizin devamındadır. Gaziantep, eski ve halk arasındaki adıyla Antep, Türkiye'nin bir ili ve en kalabalık sekizinci şehri. 2016 itibarıyla 1.931.836 nüfusa sahiptir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde sanayi ve gelişmişlik bakımından birincidir. Peki Gaziantep ili için Ramazan'ın ilk ve diğer günleri için imsak, iftar ve sahur vakti nedir? İşte Gaziantep ili için Ramazan 2016 İmsakiyesi, il il iftar vakitleri ve iftara ne kaldı sorusunun cevabı...

Ramazan ayı bu sene 20 gün sürecek ve yaza denk geldiği için günlük oruç süresi 17 saati buluyor. Ramazanda aşağıdaki imsakiye aracı ile Gaziantep'in veya menüden seçeceğiniz diğer illerin İftar vakti bilgisine erişebilirsiniz. Ayrıca imsakiye aracı iftara kalan süreyi de canlı olarak göstermektedir. Diyanet'in verilerini kullanan imsakiye aracında iftar sonrası sahur vakti bilgisi gelir. Ek olarak araçtaki detaylı gör yazısına tıklayarak, iftar, sahur, imsak vakti, namaz saatleri bilgilerini bir arada görebilirsiniz.

2016 GAZİANTEP RAMAZAN İMSAKİYESİ




İL İL İFTAR VAKİTLERİ -İFTARA NE KADAR KALDI?

2016 RAMAZAN İMSAKİYESİ - İL İL İFTAR VE İMSAK VAKTİ

TERAVİH NAMAZI


2016 Ramazan ayında ilk Teravih namazı 5 Haziran 2016 gecesinde kılınacak. Teravih Namazı dini bir terim olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılınan nafile namaz demektir. Teravih namazını dört rekatta bir selam vererek kılmak caiz ise de, iki rekatta bir selam vererek kılmak daha faziletlidir. Bu namazın her dört rekatının sonunda bir miktar oturulup dinlenmek müstehaptır. Bu dinlenmelerde tehlil (la ilahe illallah demek) ve salavat ile meşgul olunması uygundur.

Teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate iştirak etmeye çalışmak daha iyidir. Ramazan'da teravih namazı için şehrin tarihi camileri etrcih edilebilir. İşte Gaziantep ilinin tarihi camileri...

GAZİANTEP'İN TARİHİ CAMİLERİ


Ömeriye Cami: Gaziantep’in Düğmeci Mahallesinde bulunan bu tarihi cami, Antep’in en eski camisidir. 607 hicri (l2l0 miladi) yılında tamir geçirdiği kayıtlarda yazmaktadır. Caminin kimin tarafından yapıldığı tam olarak bilinmemekle birlikte Halife Hz.Ömer zamanında yapıldığı ya da Hz.Ömer’in kızından olma torunu Emevi Halifesi Ömer Bin Abdülaziz tarafından yaptırıldığı söylendiği gibi, birincisinin yaptırıp ikincisinin onarttığı hakkında da söylentiler de vardır.
Ali Nacar Cami: Tabakhane bölgesi Yaprak mahallesinde Alleben Deresi’nin akışına göre sol tarafında bulunmaktadır. Vesikalarda Ali adında bir marangoz tarafından yaptırıldığı görülmüştür. Müezzin mahfiline çıkan merdiven üzerinde 1213 Hicri tarihi yazmaktadır. Bu hicri tarihin caminin onarım tarihi olduğunda birleşilmektedir.
Boyacı Cami: Hamdi Kutlar Caddesi ile Kutlar Sokağının birleştiği yerde bulunmaktadır. Kadı Kemalettin tarafından yaptırılmıştır. Caminin minberi üzerindeki oyma kitabede 759 Hicri (1358 Miladi) tarihi yazmaktadır. Ancak bu tarihten daha önce yapıldığı kanaati hakimdir.
Şeyh Fethullah Cami Ve Külliyesi: Kepenek mahallesinde bulunmaktadır. Halk arasında bu camiye “Aşağı Şeyh Camii” de denilmektedir. Caminin banisi, keramet sahibi ve ermiş bir kişi olan Şeyh Fethullah ; Halife Hz. Ebubekir soyundan gelmektedir. Hicri 971 (Miladi 1564) tarihinde yapılmıştır. Harim, ortada sekizgen taş ayağa oturan ve yelpaze şeklinde açılan tonozlarla, askı kemerlere bağlanan bir örtü sistemine sahiptir.
Handaniye (Handan Bey) Cami: Karagöz mahallesindedir. Bu camiye Handan Bey Camii de denilmektedir. Caminin Miladi 1647 yılındaki kayıtlarda ismi Handan Bey olarak geçmektedir. Antep’te yaşamış Erzincanlı beylerin en fakiri sayılan Handan Ağa tarafından yaptırılmıştır.
Eyüpoğlu Cami: Kendi adıyla anılan Eyüpoğlu mahallesindedir. Caminin yapılış tarihi ve kimin tarafından yapıldığı veya yaptırıldığı konusunda yeterli bilgi bulunmamaktadır.
Kılınçoğlu Cami: Kılınçoğlu mahallesinde bulunmaktadır. Hicri Şaban Ayı 1186 tarihli ve diğer belgelerden bu mabedin H.1083 (M.1672) yılından önce Kılınçoğlu Hamza Bey tarafından mescit olarak yaptırıldığı, daha sonra Osman Efendi adlı bir hayırsever tarafından minber eklenerek camiye çevirdiği anlaşılmaktadır.
Ömer Şeyh Cami: Ömer Şeyh tarafından bugünkü merkez Yazıcık mevkiinde Turna sokağın köşesinde inşaa edilmiştir. Kesin olarak ne zaman yapıldığı bilinmemekle birlikte H.967 (M.1559) yılı Şeri Mahkeme sicili kayıtlarına göre bu tarihten önce en azından mescit olarak yapılmış olduğu anlaşılmaktadır.
Bostancı Cami: Şehir merkezi Bostancı Mahallesinde Bostancı cami sokakta bulunan caminin hangi tarihte ve kimin tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir.
Kabasakal Cami: Şehreküstü semti Kocaoğlan mahallesindeki Ahmet Çelebi İlköğretim okulunun kuzeyinde bulunmaktadır. Hacı Ahmet adında birisi tarafından mescit olarak yaptırılmış, Kabasakaloğlu İsmailoğlu Hamza Ağa tarafından minber eklenerek camiye çevrilmiştir.
Ahmet Çelebi Cami: Ulucanlar Mahallesindedir. Caminin kurucusu Peygamber soyundan Hacı Osman oğlu Şeyh Ramazan Efendi’dir. Bu eser medrese, cami, kastel olarak peş peşe sıralanmıştır. Cami sonradan ilave edilen medreseyi yaptıran Ahmet Çelebi’nin adıyla anılmaktadır.
Alaybey (Gami Bey) Cami: Alaybey mahallesi Gaziler caddesi üzerinde bulunmaktadır.Caminin yapılış tarihiyle ilgili kesin bir bilgi yoktur. Ancak 4 Zilkade 1005 (M.1596) tarihli mahkeme kayıtlarından caminin M.1595 tarihinden önce yapıldığı H.1224 tarihinde yeni bir onarım gördüğü de kitabesinden anlaşılmaktadır.
Şirvani (Şirvani Mehmet Efendi) Cami: Gaziantep Kalesi’nin batısında Seferpaşa Mahallesinde bulunmaktadır.Eskiden tarihi Gaziantep camileri içerisinde minaresi iki şerefeli olan tek cami olduğundan bu camiye halk tarafından “İki Şerefeli Cami” de denir.
Tahtani(Tahtalı) Cami: Gaziantep Kalesi’nin yanında Şekeroğlu Mahallesi Uzun Çarşı caddesi üzerindedir. Caminin yaptıranı ve yapıldığı tarih hakkında kesin bilgilere rastlanmamıştır. Ancak Miladi 1557 tarihli bir belgede adından söz edilmektedir.
Alaüddevle (Ali Dola) Cami: Uzun Çarsı’nın batısında Eski Saray Caddesi’ndedir. Halk arasında Ali Dola Camii de denilmektedir. Alaüddevle Maraş”ta hakimiyet sürdüren Dulkadiroğlu Beyliğinin son beyidir.
Tekke (Tekke Mevlevihane) Cami: Kozluca Mahallesi Küçük Pazar sokağının güneyindedir.Resmi kayıtlarda adı Mevlevihane Camisi olarak geçer. Ancak halk tarafından Tekke Camii olarak
Karatarla Cami: Karatarla Mahallesi Eski Saray caddesi Kunduracılar çarşısındadır.Mescit olarak inşaa edilmiş, Gergeri Halil Çavuş adında bir hayırsever tarafından genişletilerek cami durumuna getirilmiştir. Yapılan bu değişiklik Hicri 1063 tarihli belgelerden anlaşılmaktadır. Gaziantep’teki camilerin minareleri içerisinde en zarif olanıdır.
Kozanlı Cami:  Kozanlı Mahallesi Kozanlı sokakta bulunmaktadır.H.1065 ve 1057 tarihli Şeri Mahkeme Sicillerinde mescit olarak geçmektedir.
Nuri Mehmet Paşa Cami: Çukur Mahallesi Suburcu Caddesi üzerindedir. Şer-i Mahkeme Sicillerinden ve bir fermandan anlaşılacağı üzere Nuri Mehmet Paşa tarafından 1786 (Hicri 1200) yılından bir kaç yıl önce yaptırılmıştır.
Hüseyin Paşa Cami: Gaziler Caddesi üzerindedir. 1719 (Hicri 1131) yılında Hüseyin Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mahkeme sicillerinde mimar olarak Hüseyin oğlu Osman adı geçmektedir.
Ağa Cami: Tunus’lu Antep Kaymakamı Ferruh Ağa (Bey) tarafından merkez Şehreküstü, Suyabatmaz Mahallesi Şehitler Caddesinde, Miladi 1554-1559 tarihleri arasında yaptırılmıştır.
Kurtuluş Cami: Gaziantep’in Tepebaşı Mahallesindedir. 1892 yılında kilise olarak yapılan cami önceleri kilise ve cezaevi olarak kullanılmıştır. Bir tarih hazinesi gibi eski ihtişamından hiç bir şey kaybetmeyen Kurtuluş Cami, Gaziantep’in en büyük camilerindendir.

RAMAZAN AYINDA TUTULAN ORUCUN ÖNEMİ


Bakara Suresi’ne göre Kur’an’ın İslam peygamberi Hazreti Muhammed’e (sav) gönderilmesi Ramazan ayında başlamıştır ve bu ay içinde “oruç” tutmak müslümanlara emredilmiştir. İlgili ayet şöyledir:

“O Ramazan ayı ki irşad için, hak ile batılı ayırt eden, hidayet ve deliller halinde bulunan Kur’an onda indirildi. Onun için sizden her kim bu aya erişirse oruç tutsun. Kim de hasta veya yolculukta ise tutamadığı günler sayısınca diğer günlerde kaza etsin. Allah size kolaylık diliyor, zorluk dilemiyor. Bir de o sayıyı tamamlamanızı ve size gösterdiği doğru yol üzere kendisini yüceltmenizi istiyor. Umulur ki, şükredesiniz! ” (Bakara 185)

Bu ay boyunca gündoğumundan önceki alacakaranlık ile günbatımından sonraki alacakaranlık arasında yemek-içmek ve cinsel ilişkide bulunmak Müslümanlara yasak kılınmıştır. Mükellef olan Müslümanların Ramazan orucunu tutması farzdır.

Sahur ne demektir?
Ramazan ayında oruç tutanların gün doğmadan önce belirli saatte yedikleri yemeğe ve bu yemeğin yendiği zaman aralığına sahur denir.

İftar nedir?
Gün sonunda orucun açılmasına ve bu esnada yenen yemeğe iftar denir.

RAMAZANDA SIVI TÜKETİMİ


Yaz aylarında tutulan uzun süreli oruçlarda en önemli şey susuzluktur. Bunlardan dolayı Ramazan’da sahurda yiyeceğimiz gıdaların bizim hem tok tutmasını isteriz hem de susatmayacak, su tüketimini artırmayacak besinler olsun isteriz.Bu sebeble Ramazan’da sahura kalktığımız zaman ne yapmalı ve neler yapmamalı inceledik. Sahurda çay içmekten vazgeçin. Çünkü çay diüretiktir yani idrara çıkmayı arttırır, vücuttan su atar.

  • Tuz oranı yüksek yiyeceklere dikkat edin. Salam, sosis, sucuk, tuzlu peynirler, pastırma ve zeytinden uzak durun.

  • Kızartmalar ve yağ oranı yüksek yiyecekler, patates kızartması, börekler, açmalar, köfteler, pilavlar, pizzalar gün içinde susuzluğunuzu çok arttırır.

  • Şekeri yüksek yiyecekler kan şekerinizi hızlı düşüreceği için daha çabuk acıkmanıza neden olur. O nedenle özellikle sahurda kek, kurabiye, tatlı, çikolata, bal, reçel türü yiyecekler yemeyin.

  • Ekmekten vazgeçmeyin. Sahurda yiyeceğiniz iki dilim tahıllı veya çavdar ekmeği ihtiyacınız olan karbonhidrata bire-bir çözümdür.

  • Eğer tansiyon probleminiz yoksa terleme ile vücuttan kaybedilen elektrolitleri yerine koymak için 1 şişe doğal maden suyu için.

  • Her sahurda en az 3 bardak su içmeyi ihmal etmeyin.


SAHUR VE İFTAR VAKTİ NE YEMEK GEREKİR?


Ramazan ayında sahur ve iftar vakti tüketilecek yiyecekler uzun yaz günlerinde daha uzun süre tok kalmanıza ve su ihtiyacını daha az hissetmenize yardımcı olabilir. İftar ve sahur vakti yenilen yiyeceklerde abartıdan kaçınılmalı ve sağlıklı, dingeli bir diyet sürdürülmelidir. İşte uzmanlardan sahur ve iftar vakti tüketebileceğiniz çeşitli faydalı besinler...

YEŞİLÇAY
Yeşil çay, çay yaprakları hasat edildikten sonra hemen kurutulan yapraklardan meydana gelir. Eski tıbbi yazıtlarda çayın uyarıcı özelikte olduğu, yorgunluğu giderme ve beyin fonksiyonları üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu yazılmıştır. Yeşil çayla ilgili yapılan çalışmaların pek çok çalışmada yeşil çay tüketiminin içerdiği kateşin sebebiyle kilo kontrolünde ve vücut yağını azaltmada önemli olduğu görülmüştür. Yeşil çay tüketimi kalbin endotel fonksiyonun yükseltilmesinde de etkilidir. Herhangi bir sağlık probleminiz yok ise ramazanda günde 2–3 fincan yeşil çay içerek kalbinizi ve bedeninizi mutlu edebilirsiniz.

YUMURTA
Bilinen iki çeşit örnek proteinden birinin anne sütü diğerinin yumurta olduğunu biliyor muydunuz? Anne sütünden sonra en kaliteli protein olması, uzun süreli doygunluk hissi sağlaması ramazan ayında sahur sofralarında yumurtanın bulunmasını gerekli kılıyor. Kahvaltıda yumurta tüketilen günlerde gün içerisindeki iştah seviyesi daha düşük seyreder.
Yapılan çalışmalarda da kahvaltıda yumurta yiyen bireylerin o günkü kalori alımları daha düşük olduğu gösterilmiştir. Yumurta kan şekeri kontrolü de sağlayarak yemek yeme isteğini düşürüyor.

TARÇIN
Tarçın üzerine yapılan sayısız çalışmanın sonuçları bir tutam tarçının dahi yemek sonrası insülin tırmanışlarını engelleyip, açlıklara son verdiğini göstermiştir. Ramazanda kan şekerinin dengelenmesinin yanı sıra trigliserid ve kolesterol seviyelerin düşürülmesi isteniyorsa düzeli olarak her gün silme bir çay kaşığı kadar tarçın tüketilebilir. Sahurda içeceğiniz 1 çay kaşığı tarçın eklenmiş 1 su bardağı yarım yağlı süt bir sonraki gün daha rahat oruç tutmanızı sağlar.

ÇÖREKOTU
Ölümden başka birçok derde deva olduğu söylenen çörekotu birçok faydası yanında doygunluk hissi sağlamasıyla da ramazanda tüketilmesini önerdiğim bir baharattır. Sahurda öğütülerek ya da tam haliyle salatalara, yoğurda eklenecek çörekotu doygunluk hissi dışında zindelik de yaratır. İçerdiği sağlıklı yağlar tokluk hissi yaratır. Maydanoz, dereotu, nane, fesleğen gibi yeşilliklerle hazırlayacağınız bir sahur kahvaltısına serpeceğiniz çörekotu kilo kontrolünüzü sağlarken, aynı zamanda mide ve barsak sisteminin de desteklenmesinde etkili olacaktır.

SÜT
Biri iftarla sahur arasında biri sahurda olmak her gün 2 bardak süt içilmeli. Süt önemli bir kalsiyum ve D vitamini kaynağı olmasının tok tutarak açlık hissini bastıracaktır.

ESMER BUĞDAY
15. yüzyılda Avrupa'ya gelen esmer buğday Japonya başta olmak üzere Rusya, Kanada, Fransa ve Türkiye de yetiştirilmektedir. Magnezyum, B vitamini ve manganezin sengin bir kaynağıdır. Kaynaklardaki bilgiler arasında bu zengin içeriği sayesinde Çin ordusu tarafından güçlerinin artması için tüketildiği de yer almaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalarda esmer buğday tüketen deneklerin beden yağ yüzdelerinin düştüğü, sağlıklı yağ oranlarına doğru yol aldıkları gösterilmiştir. E vitamini, selenyum, fenolik asit ve kolesterol düzeylerini düşüren flavonoidlerce zengin olan esmer buğday ramazanda salatalara, ekmeklere eklenerek hem iştah kontrolünün sağlanması hem de kolesterol seviyelerinin düşürülmesi için kullanılabilir.

KEFİR
Sindirimi ve hazmı kolay, besleyici bir içecektir. Tıpkı yoğurt gibi sindirim sisteminin desteklenmesine yardımcı bir fermente edilmiş süt ürünüdür. Yoğurttan daha yoğun olan probiyotik içeriği ile barsaktaki iyi huylu bakterilerin artmasına yardımcı olur, kötü huylu bakterilerin yerleşmesini önler. Laktoz intoleransı olan, mide problemleri olan bireyler tarafından da rahatlıkla tüketilebildiği için kıymetlidir. İçeriği zengin mineral, vitaminlerle dolu kefir sıcak yaz günlerinde sıvı alımını arttırmak için kullanılabilecek serinletici bir içecektir. Kefir; Bağışıklık sistemini güçlendirir, mide barsak florasını dengeler, hazmı kolaylaştırır, kabızlığı önler, kansere karşı koruyucudur, yüksek tansiyon, kolesterol düşürülmesinde etkilidir.

KURU FASULYE
Bir beslenme kılavuzu olan My Pyramid 2005'te haftada 3 su bardağı dolusu fasulye tüketilmesi önerildiğini biliyor muydunuz? Günümüzden 7000 yıl önce çeşitli medeniyetler tarafından yetiştirildiğini bildiğimiz fasulye ramazanda kilo kontrolü sırasında en büyük yardımcılarımızdan biri olabilir. Yapılan çalışmalarda baklagil tüketen bireylerin kan şekeri kontrolünün daha iyi olduğu ve baklagillerin mükemmel tokluk hissi sağladığı tespit edilmiştir. 1999–2002 yılındaki Ulusal Sağlık ve Beslenme Sınama Araştırmasındaki araştırmacılar, fasulye tüketen bireylerin tüketmeyenlere oranla daha iyi kilo kontrolü sağladıkları bulmuştur. Ramazanda fasulye tüketiminizi ana yemeğin yanında bol mevsim yeşillikli kişi başı bir tatlı kaşığı yağlı bir piyaz olarak veya fasulyeyi ana yemek olarak pişirerek dâhil edebilirsiniz.

MEYVELER
Sahurda bolca meyve tüketin. Yapılan araştırmalar sonucunda yapısında triptofan aminoasidi fazla olan besinlerin iştahı azalttığı belirtilmiştir. Muz, avokado, yulaf ve süt triptofan bakımından zengin gıdalardır. Bezelye, fıstık, fasulye gibi albumin bakımından zengin besinler tüketerek iştahınızı azaltabilirsiniz. Meyveler doğal şeker kaynağıdır.

Sahurda tüketeceğiniz 2-3 porsiyon meyve sizi gün içinde rahatlatacaktır. Kan şekerinde hızlı iniş çıkışlar açlık hissinin oluşmasındaki en önemli faktörlerden birisidir. Krom kan şekeri düzenleyen bir mineraldir. Yulaf, peynir, ısırgan otu, meyan kökü, buğday, süt ve süt ürünleri, yer fıstığı önemli krom kaynaklarıdır.

1. Gün İftar Menüsü Önerisi

Patates çorbası
Patlıcan bohça kebabı
Kıymalı makarna
Zeytinyağlı barbunya
Salata
Cacık
Kadayıf tatlısı

Fevziye Sürmeli’den Patates Çorbası tarifi:

Patates Çorbası Malzemeler:
1 lt tavuk suyu
4 adet pırasa
3 adet patates
2 adet kereviz sapı
1/2 adet soğan
1 adet yumurta
½ su bardağı krema
2 yemek kaşığı tereyağı
1 defneyaprağı
Tuz
Karabiber

Yapılışı:
Büyük bir tencerede tereyağını eritin. Sırasıyla soğan, patates, pırasa ve kereviz sapını ekleyip kavurun. Tuzunu ve karabiberini ayarlayın. Defneyaprağı ve tavuk suyunu ekleyip patatesler yumuşayana kadar kaynatın. Defneyaprağını çıkarın. Çorbayı blenderdan geçirin. Krema ve yumurta sarısını karıştırıp ekleyin. Yeniden tencereye koyarak 5-10 dakika daha pişirin. Sıcak servis edin. Afiyet olsun.

Ramazan Pidesi tarifi

250ml.Su
250ml.Süt
1 paket kuru maya
1 yemek kaşığı şeker
1 çorba kaşığı tuz
5 6 su bardağı un
50gr tereyağı
Çörek otu
Susam

Yapılışı:
Sütü ve suyu bir kapta karıştırıp ılıtın. Tereyağını eritin. Şekeri ilave edip karıştırıp eritin. Bu karışımı hamuru yoğurabileceğimiz derinlik ve genişlikte bir kaba aktarın. Unu,tuzu ve mayayı karıştırıp eleyin. Sıvı karışımın içine unu yavaşça ilave ederek mikser ile iyice karıştırın.Üzerine nemli bir bez örtüp, 1 saat mayalanmaya bırakın. Bu arada pideyi pişireceginiz tepsiyi yağlayıp unlayın. Mayalanan hamuru tahta bir kaşıkla karıştırıp, havasını alın. Bir kapta 1-2 yemek kaşığı un ile suyu karıştırıp hamura şekil verecek karışım elde edin. Hamuru unlayıp yağladığınız tepsiye alın. Şekil vermek için elinizi unlu suya bulayın. Kenarlarına tahta kaşık ile yuvarlak şekil verin. Ortasına da kare kare şekil verin. Üzerine çörek otu ve susam serpin. Önceden 180 derece ısıttığınız fırınınızda üzeri kızarana kadar pişirin. Fırından çıkartmadan 5dk. dinlendirin. İsteğe bağlı olarak üzerine zeytinyağı sürün. Fırından çıkardıktan sonra pidenin ılımasını bekleyin.