AKP yeni kurulup siyasi yaşama adım attığı zaman “Bizler üzerimizdeki Milli Görüş gömleğini çıkardık” demişlerdi. Girdikleri ilk seçimde de TBMM’de çoğunluğu sağlayarak iktidar olmuşlardı. Hatta Ecevit hükümetinin Kemal Derviş’le başlattığı ekonomik sistemle de yola devam etmişlerdi. İlk yıllarda takiye de olsa pek suya sabuna bulaşmadıkları için başarılı da sayılırlardı.
Yıllar geçtikçe içlerinden bir türlü çıkaramadıkları İslami ve karşı devrim dürtülerini ise yavaş yavaş ortaya koymaya başladılar. Bundan cesaretlenen tarikat ve cemaatler de yavaş yavaş sosyal yaşam içinde faaliyetlerini artırdılar.
Sayın Erdoğan, iktidarda yer etmeye başlayınca “Dindar ve kindar nesiller yetiştireceğiz" demeye başladı. Bu arada imam hatip liselerinin sayılarını artırma eylemine de geçtiler. Yeni yol arkadaşları ve canciğer oldukları FETÖ'cülerin ise kamudaki tüm yapılara ve özellikle de eğitim kadrolarına tümör hücresi gibi yayılmalarına da göz yumdular.
Ta ki yıllar geçip menfaat çatışması oluncaya kadar. Tüm ülke, CIA bağlantılı FETÖ kalkışmasından dolayı büyük acılar çekti ve şehitler verdik. Toplum olarak tarikat cemaat sevdasından ders alır, bu İslami sosyolojiden kurtulur diye de umutlandık.
Ders almadıkları gibi, durup dururken, nispeten doğru giden ekonomiye el attılar. “Ben ekonomistim, ekonomi benden sorulur” dedi ve Nas diyerek İslami model getirildi. Ekonomide, dünyada örneği olmayan bir modelle, sonuçta yüksek enflasyon, yokluk ve yoksulluk dayanılmaz duruma geldi.
İktidar olduklarından beri peş peşe ve sık sık değiştirilen MEB ile laik eğitimde de değişimlere -gittiler.
Sıra yıllarca içlerinde büyüttükleri ve tüm hazırlıkları yapılan İslami eğitimin uygulanmasına gelmişti. Bir türlü geçmişten ders almadılar. Yeni Türkiye yüzyılında tarikat ve cemaatlerle birlikte, tümüyle İslami modele geçiş “Maarif modeli”, 2024-2025 eğitim yılında uygulamaya konuldu.
İlk ders “Çanakkale’den Gazze’ye”.
Yeni eğitim yılının açıldığı 9 Eylül İzmir’in kurtuluşu idi. Bu sadece İzmir değil Türkiye’nin de kurtuluşu demekti. Eski partilerindeki muhalefet yıllarında bile sevdaları Orta Doğu idi. İktidarları boyunca içlerinde ukde olarak kalmış siyasal İslam ideolojisinden bir türlü kurtulamıyorlardı.
Şu iyi bilinmeli ki, yıllardır içinizde büyütüp bugünlere getirdiğiniz bu siyasal İslam ideolojisi artık tükendi. Türkiye genelinde bu ideolojinin alıcısı da yüzde 15’i geçmez. Sakın enflasyon yükseldi de ekonomik sıkıntı nedeniyle oylarımız düşüyor yanılgısına düşmeyin. Oylarınızın yüzde 28’lere düşmesinin gerçek nedeni ekonomi olsa da, unutmayın ki siyasi İslam felsefesiniz de iflas etti.
30 Ağustos, 9 Eylül, Türkiye-İzlanda maçında ve orta eğitim okulların da haykıran on binler “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyor. Bu sese kulak verin.
Duyun artık, Türkiye’nin tek modeli var, "LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK DEVLETİ”
SON SÖZ:
“Bu devir, sıradan insanın en
parlak zamanı; Duygusuzluğun,
bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir."
DOSTOYEVSKİ
Unutmadan; AKP iktidarı ile yapılan üniversite reformu….
YÖK’ün resmi verilerine göre, 2022-2023 Eğitim-Öğretim döneminde Türkiye’de toplam 3 bin 69 yabancı uyruklu öğretim elemanı bulunmakta. Bunların 1293’ünü kadınlar, 1776’sını ise erkekler oluşturuyor!
177 İhsan Doğramacı Bilkent Üniversitesi’nde, 126’sı İstanbul Üniversitesi’nde, 95’i Başkent Üniversitesi’nde, 74’ü Boğaziçi Üniversitesi’nde, 67’si İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, 56’sı Gaziantep Üniversitesi’nde, 54’ü Hacettepe Üniversitesi’nde, 53’ü İstanbul Gelişim Üniversitesi’nde, 43’ü Erciyes Üniversitesi’nde, 32’si İstanbul Medipol Üniversitesi’nde, 30’u Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde, 29’u Çukurova, Dokuz Eylül Üniversitelerinde liste böyle uzuyor gidiyor!(Alıntı)