Kemançe ile çok küçük yaşta tanışmışsınız, o anı hatırlıyor musunuz?
Dünyaya gözümü her üyenin müzik yaptığı bir ailede açtım. Babam Fikret Hasanov bana kemançe aletini çalmayı öğrenmeyi teklif ettiğinde çok az bilgim vardı. Babam beni mahallemizdeki bir eve götürdü ve bana orada evin bir köşesindeki telleri kırık, üstü tozlu kemançeyi gösterdi. O anda kemançenin ebediyetini hissederek ona vuruldum, o zamandan beri de kemançe benim en yakın dostum oldu.
Müzikal serüveniniz nasıl şekillendi, kimlerden etkilendiniz, nasıl bir anlayışa sahip oldunuz yıllar içerisinde?
Müzik eğitimimi alırken çok büyük üstatlardan ders alma şansım oldu. Onlardan yalnızca kemançe çalmanın sırlarını öğrenmekle kalmadım, müziği nasıl hissedeceğimi de öğrenmeye çalıştım. Yıllar geçtikçe bu hissiyat, benim müziğe bakış açıma ve müzik ile yüreğimdeki duygularımı dinleyicilere ulaştırmama yardımcı oldu.
Azeri müziğini dünyaya tanıtan bir isimsiniz. Nedir sizin müziğinizin sırrı?
Azerbaycan milli ve folk müzikleri açısından çok zengindir. Bu müzikler asırlar boyunca halkın ayrılmaz bir parçası olmuştur. Azerbaycan halkının vatan severliği, misafirperverliği ve mertliği müziklerimizde de kendini göstermiştir. Bu sebeplerden bestekarlarımızın yarattığı müzik eserleri dünya dinleyicileri tarafından da sevgiyle karşılanır. Ben Azerbaycan müziğinin bir temsilcisi olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.
'BİR MİLLET İKİ DEVLETİZ'
Türkiye ile Azerbaycan arasında sıkı bir ilişki var. Sizin için Türkiye ne anlam ifade ediyor?
Ben Türkiye’yi çok seviyorum. Biz gerçekten bir millet, iki devletiz. Dilimiz, dinimiz, gelenek ve göreneklerimiz bir olduğundan, bizler birbirimize tarih boyunca bağlı kalmışız. Özellikle benim için Türkiye’nin çok milletli bir devlet olması ve bu sebepten de birbirinden değerli sanatçılar yetiştirmesi beni çok sevindiriyor.
Kemançenin hayatınızdaki yerini nasıl tarif edersiniz?
Kemançe benim hayat dostumdur. Bu müzik aletinin Tanrım tarafından bana insanlara hizmet etmem için verilen bir emanet olduğuna inanıyorum.
'MÜZİĞİN NİTELİĞİ DÜŞÜYOR'
Müziğin dönüştürücü gücüyle ilgili değerlendirmeleriniz nedir?
İnsanların görünüşlerinin birbirinden farklı olması gibi, insanların müzik zevkleri ve müziğe bakış açıları da birbirinden farklıdır. Bazı müzikler insanların hayatını olumlu etkilerken bazıları da negatif etkileyebilir. İçinde bulunduğumuz zamanda müziğin niteliğinin düşmekte olduğunu görüyoruz. Bunun için de insanların çoğu müzikten olması gerektiği gibi yararlanamıyor. Müziğin insanların gün içinde spor yaparken, araba sürerken, yemek yerken, çalışırken onların hayatının ayrılmaz bir parçası olduğuna şahit oluyoruz. Müziğe hiçbir iş yapmadan kulak verirseniz onun size vereceği pozitif enerjiyi çok daha fazla hissedebilirsiniz. Hatta iyi olan müziği kötü müzikten ayırt edebilirsiniz.
Azerbaycan tarihinde de acılar ve savaşlar var. Ancak bulunduğumuz coğrafya sanatsal üretim açısından çok zengin. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?
Acılar ve savaşlar tarihimizin silinmez ve ayrılmaz bir parçasıdır. Onların da medeniyetimize ve müziklerimize katkıları vardır. İşte bu sebepten bir sanatkar bu acıları ve savaşları kabul edip kendi sanatında da onları işlerse, onun seyircilerine ve dinleyicilerine vereceği müzik çok daha manalı ve anlamlı olur.
TÜRK SANATÇILARLA SÜRPRİZ YAPACAĞIM
Türkiye'den takip ettiğiniz sanatçılar var mı? Türkiye'den birlikte çalışma yapmak istediğiniz kimse var mı?
Evet izlediğim ve birlikte proje gerçekleştirmek istediğim sanatçılar var. Ama buradan onların adlarını açıklamam mümkün değil. Bu projeler benim dinleyicilerime ve izleyicilerime sürpriz olacak.
Yarın, UNIQ Hall’de gerçekleştireceğiniz konserde izleyiciler nasıl bir performansla karşılaşacak?
Bu konserde izleyiciler Azerbaycan milli, folk ve klasik müzikten oluşan kemançe dinlentisinin Türk Oda Orkestrası’nın vokal sanatçılarının klasik ve pop müziği sentezine şahit olacaklar.
