Sıla, dün, sevgilisi Ahmet Kural'dan şiddet gördüğünü ve darp edildiğini iddia ederek Çağlayan Adliyesi'ne gitti ve savcılığa suç duyurusunda bulundu. Fiziki şiddet gördüğünü söyleyen Sıla ifadesinde "Yerlerde sürüklendim, kafamı duvarlara vurdu. Kaçmaya çalıştığım sırada Ahmet Kural tekrar yakaladı ve kafama kül tablası ile vurdu. Yoğun hakarete maruz kaldım. Yaklaşık 45 dakika sürdü bu saldırı" dedi ve Aile mahkemesi Ahmet Kural hakkında 3 ay uzaklaştıra kararı aldı. basliksiz-2_1_1_1541072703Yaşananların ardından ise oyuncu Ahmet Kural bir açıklama yaptı ve "Öncelikle böyle çirkin iddialarla karşınızda olduğum için çok üzgünüm. Bu çirkin iddiaların hiçbirini kabul etmiyorum. 28 Ekim günü Sıla ve ailem yemek yedik, güle oynaya Zekeriyaköy’deki evimize geldik. Ayrıntıları savcılığa vereceğim ifadeden de öğreneceğiniz üzere aramızda karşılıklı itişme çıktı. Bu esnada kolunu tuttum. Bunun dışında hiçbir iddiayı kabul etmiyorum. Bununla ilgili de hukuki yollara başvuracağım. Maalesef çok üzgünüm çok” dedi. 7564_16_9_1541144004Ahmet Kural'ın videodaki hal ve hareketleri ise sosyal medyanın gündemindeydi. Birçok kişi beden dili hakkında yorumlarda bulundu. Biz de sozcu.com.tr olarak Beden Dili ve Mikro Mimik Uzmanı Semih Pehlivan'a Ahmet Kural'ın beden dilini yorumlattık. İşte Pehlivan'ın değerlendirmesi...
"Ahmet Kural’ın elleri çok sıkı bir biçimde kenetlenmiş durumda. Bu beden dili açısından sıkıntılı bir durumun işaretidir. Sıkıntılı durum, yaşadığı olay ile ilgili olabileceği gibi açıklamada gerçekleri gizlemek veya saptırmak için gireceği stresten de olabilir. Kenetlenmiş elleri çözerek birbirine sürtüp temizleme hareketi yapması sakladığı bir şeyler olduğu izlenimi veriyor. Çünkü avuç içleri beden dilinde en net mesajları barındırmaktadır. Geçmiş ile ilgili konular aktarılırken kişinin bakışları genelde sola kayar. Çünkü hatırlama ihtiyacı hissedilir ve ayrıca geçmiş, zaman eğrisinde de soldadır. Oysa burada Kural geçmişi anlatırken sürekli sağa doğru bakıyor. Bu durum genelde anlatılanların geçmişte yaşanan değil de gelecek için kurgulanmış izlenimi verir. Yaşananları anlatırken kamburunu çıkarıp bedeninin hacmini küçültme çabası genellikle yalan söylendiği durumlarda gözlemlenmektedir. Mimiklerini mikro düzeyde incelediğimizde ise özellikle üzgün olduğunu söylediği ilk anlarda yüzünde üzgün ifade yerine nefret ve öfke görülmekte. Yine üzgün olduğunu belirttiği son bölümdeki gülüşün ise gerçek olmayan ve zorlama bir gülümseme olduğunu çok net görebiliyoruz. Genel olarak Sıla’dan bahsederken nefret, öfke ve iğrenme mikro mimiklerini görebiliyoruz. Son bölümde “Çok üzgünüm” dedikten sonra tekrar “Çok” vurgusu yapma ihtiyacı duyması, gerçekte üzgün değil başka duygular yaşadığını işareti olabilir.
Semih Pehlivan, Sıla'nın da adliye çıkışı görüntülerininde değerlendirmesini yaptı... "Sanatçının yüzünde büyük bir güneş gözlüğü olduğu için mimiklerini ve özellikle bakışlarını inceleme şansımız yok. Fakat ses tonu, kullandığı ifadeler ve ifade etme şekli ile kendinden son derece emin bir tavır sergiliyor. Bedeni son derece dik ve özgüveni yüksek bir duruş sergiliyor. Avukatı açıklama yaparken yaşadıkları nedeniyle gergin olabilecekken, son derece sakin ve dik duruşuna devam ediyor. Ortamdan uzaklaşma gibi bir çabası yok. İnsanlar yalan söylerken genelde ortamdan bir an önce kaçmak ister. Bedenleri ve ayakları çıkışa doğru yönelir. Sılada bunları görmüyoruz. Aynı kendinden emin tavrı avukatı ile birlikte araçlarına doğru yürürken de görüyoruz. Herhangi bir telaş veya ortamdan uzaklaşma çabası yok. Oysa A.Kural’ın açıklamalarını izlerken bu durumun tersini gözlemlemiştik. Bir an önce açıklamayı bitirip kapatma telaşında idi."