Birol Güven’in kaleme aldığı, yönetmenliğini Galip Erdal’ın üstlendiği ‘1000’de 1 Gece Diyalogları’ adlı oyunun başrolündeki Begüm Kütük Yaşaroğlu ve Hakan Meriçliler’le konuştuk. İkisi de İzmirli, ikisi de kıpır kıpır, enerji ve neşe dolu… Zorlu PSM’de prömiyer yapan oyunun iki oyuncusu, evliliği mizahi bir bakışla sorgulayan yeni tiyatro oyunlarını anlattılar. 17 - Oyununuzdan yola çıkarak sormak istiyorum; kadının fendi erkeği her zaman yendi mi? Hakan Meriçliler: Evet, kadının fendi erkeği her zaman yendi, yener ve yenecektir. Ben bu gerçeği beş yaşından beri biliyorum. Begüm Kütük Yaşaroğlu: (Gülüyor.) Kadının fendi denilince feminist damarım müthiş kabarıyor. Elbette kadının fendi erkeği daima yener çünkü kadın erkekten daha zeki ve güçlüdür. Erkek eser, gürler. Görüntüde her kararı erkeğin verdiği sanılır ama sonunda kadının dediği olur. - Oyunda canlandırdığınız Ece nasıl bir karakter? B.K.Y.: Ece güçlü bir kadın. Erdem’le sevişerek evlenmiş. H.M.: Erdem ise mahalleden tanıyor Ece’yi, onun elinde büyümüş. - Peki Erdem ve Ece’nin arasındaki sorun ne? B.K.Y.: Tabii ki yine Adem’le Havva’dan beri süregelen sorunlar… Bu evlilikteki sorun romantizm... Ece, Erdem’in eve gelirken çiçek getirmesini, güzel sözler söylemesini istiyor. H.M.: Erdem ise hemen yatak odasına geçilmesinden yana (gülüyor). 20 Boyumu sorunlara hep yalan söylüyorum. Topuksuz da uzun boyluyum çünkü. 1.80’e yakınım. Hakan 1.93 cm. Hayatımda ilk defa uzun topuklu ayakkabı giyerek, rol arkadaşımla normal seviyede birbirimize bakabiliyoruz. Bizi ‘Yalan Dünya’ buluşturdu - İlk kez hangi projede bir araya geldiniz? H.M.: Begüm’le ilk kez ‘Yalan Dünya’ dizisinde bir araya geldik. Daha sonra da ‘Kaderimin Yazıldığı Gün’ geldi. Hafta içi her gün yayınlanan bir diziydi ve 50 bölüm birlikteydik. Ben Yakup Yörükoğlu, Begüm de Defne Yörükoğlu rolünü oynadı. Ben daha o zaman, “Sen komedi yap Begüm” dedim. Onu herkes soğuk bir kadın sanıyordu oysa müthiş esprilidir. B.K.Y.: ‘Yalan Dünya’da sette beni ilk karşılayan Hakan oldu. Onunla bir araya gelince müthiş bir enerji oluşuyor aramızda. O dizinin setinde Hakan’la hayaller kurduk, “Bir tiyatro oyununda oynayalım” dedik. Evrene mesaj yolladık ve Çolpan İlhan-Sadri Alışık Tiyatrosu’ndan teklif geldi. Böylece ‘1000’de 1 Gece Diyalogları’nda buluştuk. 19 İzmir özlenmez mi arkadaş! - İkinizin ortak bir özelliği de İzmirli oluşunuz... B.K.Y. : İzmir’in kokusu burnumda tütüyor. H.M.: Çok özlüyorum, çok. İzmir özlenmez mi arkadaş! - İstanbul sizi zorladı mı? B.K.Y.: İlk geldiğimde İstanbul beni zorladı. İzmirli herkesi kendi gibi görür, insanlara güvenir, onların yanında kendini güvende hisseder. İstanbul öyle değil, daima dikkatli olman gerekiyor. H.M.: Begüm’le ortak bir özelliğimiz daha var; tanımadığımız insanlara “Kolay gelsin” diyoruz. - Allah bilir siz sabahları tanımadığınız insanlara “Günaydın” da diyorsunuzdur... B.K.Y.: (Gülüyor.) Elbette... İstanbul’a geldiğimde 21 yaşındaydım. 15 yıldır bu kentteyim ve şehir çok değişti. Beyoğlu çok tenha, Cihangir ise çok ıssız. Bu çok hüzünlü… - Hakan Bey, siz ne zaman geldiniz İstanbul’a? H.M.: 1973’ten itibaren her yaz üç ay İstanbul’daki halamın ve babaannemin yanına gelirdim. Fatih’teki babaannem taksi şoförüne emanet ederdi beni, Beylerbeyi’ndeki halama yollardı. O yılların taksi şoförleri Yeşilçam filmlerindeki Ayhan Işık ve Sadri Alışık gibiydi. - Oysa günümüzde müşterisine tecavüz eden şoförler bile var maalesef... B.K.Y.: İstanbul’un hem çehresi değişti hem de insanları. Ne yazık ki bu çok acı.