
Faciada hayatını kaybedenlerin yakınları 27 senedir adaletin yerini bulması için çaba veriyordu. Jürinin kararına göre, tribünde meydana gelen facianın sorumlusu gerekli önlemleri almayan ve kapıları açarak izdihama neden olan polislerin suçlu olduğu yönünde oldu.

Juri ayrıca, olay sırasında müdahale etmekte yavaş davranan ambulans ekipleri ve polislerin de suçlu olduğuna karar verdi.

Kararda, 'Taraftarlar adaletsiz bir şekilde ölmüştür, facianın gerçekleşmesine taraftarların değil gerekli önlemlerin alınmasını sağlamayan yetkililerin davranışları neden olmuştur' denildi.

Bu dava sadece olayda 'ağır ihmal' olup olmadığı üzerineydi, o nedenle görevli polislere şu an için bir ceza verilmedi ancak önümüzdeki günlerde, olay sırasında kapıları açan polislere de dava açılabileceği söyleniyor.

AİLELERİN SEVİNCİ
Olayda taraflarların "cinayete kurban gittiği" kararı açıklandığında ölenlerin yakınlarının sevinç içinde kucaklaştıkları ve kararı kutladıkları görüldü. Aileler adına yapılan açıklamada, jürinin vardığı sonuçların taraftar ailelerinin uzun adalet mücadelesini tamamen haklı çıkardığı kaydedildi.

Aileler bu süreç içinde polisin, taraftarları sorumlu göstererek kendi sorumluluğunu örtmeye çalıştığını savunuyorlardı.
NE OLMUŞTU?
Sheffield Wednesday'in Hillsborough Stadyumu'nun "Lepping Lane tribünü", maç başlamış olduğu halde yine de stadyuma giriş yapamamış Liverpool taraftarlarının kapıya hücum etmesine sahne olmaktaydı. Kapıya hücum eden taraftarlar ezilme tehlikesi yaşayınca, duruma müdahale etme gereği duyan polis, turnikesi olmayan girişleri de açarak insanları stadyuma almaya çalıştı.

Hızla stada giriş yapan taraftarlar Lepping Lane'in tribüne açılan dar tünellerinden geçerek üst ve alt bölümlerine yığılmaya başlayınca; önceden girmiş olan ve öne doğru baskı yiyen bazı taraftarlar balkonlardan aşağı düşmeye, alt taraftakiler ise sahayı bölen kafeslere sıkışarak ezilmeye başladılar.

Tüm bunlar olurken arkadan gelenlerin ön taraftaki izleyicilerin yaşadıklarından haberleri yoktu, maç ise oynanmaya devam ediyordu. Sıkışan bazı taraftarlar can havliyle kafeslere tırmanmaya, bazıları ise ezilmemek için zorlayarak patlattıkları bir kafesin aralığından sahaya girmeye çalışıyorlardı.

İnsanların feryatlar içinde sahaya girmesiyle durumu anlayan hakem maçı durdurdu ve görevliler hızla yardıma koşmaya başladı. Ancak, birçok taraftar için çok geç kalınmıştı. Sahanın içi yere serilenler, nefes almak için çırpınanlar, yakınlarını arayanlar ve kırılan vücut organları ile kaplanmıştı.

Sağlık ekipleri de polis gücü de olayın kötü sonuçlarını engellemedi. Olay sonucunda 94 ölü, 766 yaralı ortaya çıktı. Hastaneye canlı olarak yetiştirilen bir taraftarın da dört gün sonra ölmesiyle ölü sayısı 95'e ulaştı. Olaydan sonra komaya giren ve dört yıl boyunca makinelere bağlı olarak kalan başka bir taraftarın da hayatını kaybetmesiyle olay sonucu ölen taraftar sayısı 96 olarak kesinleşti.
FACİA SONRASI
Dünyada da büyük yankı uyandıran bu facia hakkında kısa süre içerisinde hükümet tarafından soruşturulma başlatıldı. Soruşturma görevini üstlenen savcı Lord Peter Taylor, otuz bir günlük bir çalışmanın ardından futbol tarihine "Taylor Raporu" olarak geçen iki raporla basın karşısına çıktı. İlk rapora göre, felakete sebep olan en büyük etken polis kuvvetlerinin görevini doğru şekilde yerine getirmemesiydi.

Turnikesi bulunmayan kapıların açılması, içeri giren taraftarların boş olan kısımlara yönlendirilmemesi ve polisin ihmalkârlığı, olayları bu noktaya taşıyan ana nedenlerdi. İkinci rapor ise, bir daha böyle faciaların yaşanmaması için stadyumlara getirilecek yeni düzenlemelerle ilgiliydi. İngiltere'de saha ile tribünler arasındaki bariyerlerin kaldırılması ile tribünlere oturma gruplarının yerleştirilmesi, Hillsborough'daki faciadan sonra Taylor Raporu'nun önerileriyle uygulamaya konuldu.

96 BOŞ KOLTUK
15 Nisan 2014 tarihinde İngiltere Premier Lig'de, Liverpool ile Manchester City'nin Anfield Road'da karşı karşıya geldiği maçta 25 yıl önceki faciada yaşamını yitirenler, maçın 7 dakika geç başlaması ve 96 koltuğun boş bırakılmasıyla anıldı.
