BİR DEM YÖNETİCİSİNİN VERDİĞİ MESAJ...
Geçen haftadan bu yana gündem, MHP lideri Devlet Bahçeli’nin DEM’e “uzattığı el” ve arka arkaya yapılan açıklamalar.
Dün... DEM kanadını yokladığımda aldığım yanıt çarpıcıydı:
“İki üç gün daha bekleyin ve sabırlı olun. O zaman sağlıklı konuşabiliriz.”
İktidar cenahında da tavır aynıydı ve “Devletin bazı işleri kaplumbağa yürüyüşü gibi ilerler” oldu.
Peki Öcalan’a, Bahçeli’nin çağrısından sonra neler oldu?
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan’ın önceki gün yaptığı açıklamada CHP’ye yaptığı çağrı dikkat çekti:
“Gelin, bugün ilk Meclis’in ruhunu, 1921 Anayasası’nı aşacak bir çaba içinde olalım. Demokratik, laik, adil bir cumhuriyet çağrısını biz de yineliyoruz. Ana muhalefet partisine büyük görev düşüyor. CHP, statükoya sığınmayan, çözüm karşıtı bir yere savrulmadan Kürt sorunu başta olmak üzere ülkenin temel meselelerinin demokratik bir şekilde çözülmesi için bir yerde durmalıdır. Çözümün yanında yer almalıdır.”
Bu açıklamanın ardından dün gece yarısı PKK terör örgütü yöneticilerinden Mustafa Karasu, “sol-sosyalist” kamuoyuna çağrıda bulundu:
“Aslında bu süreçte ne tutum takınılacağı önemlidir. CHP’nin politikalarının yönünün ne olacağını da ortaya koyacaktır. CHP, açıkça ‘Kürt sorununda bir çözüm olursa biz destek veririz’ diyerek inisiyatif koyabilir. Bu, Kürt sorununda inisiyatifi ele almak anlamına gelir. CHP’yi gerçek demokratik çizgiye oturtur. Böylece bir daha CHP’ye ‘bölücülerin yanındasınız, şunun yanındasınız’ diyerek bir suçlama içine giremezler. CHP, AKP-MHP’nin, DEM Parti’ye verdiği mesajları fırsat bilerek bu durumu aşabilir ve gerçek bir sosyal demokrat parti haline gelebilir. MHP ve AKP’nin Kürt sorunu konusunu araçsallaştırmalarının önemli bir nedeni de, Türkiye’de gerçek bir demokrat ya da sosyal demokrat duruş ve programın ortaya konulmamasıdır. Bilindiği gibi, dünyanın her yerinde bu tür sorunlarda sol güçler ve kendisine sosyal demokratlar diyenler, olumlu yaklaşım gösterirler.”
Sonra geriye döndüm ve 31 Mart öncesi yaşanan “çözüm trafiğine baktım. 20 Mart 2024’te bu köşede yazdım: “Yeni bir “çözüm süreci mi? PKK-DEM içinde tartışmalar.”
Kronoloji...
Olayların tarihsel sıralanması ile ilgili bilim dalı. Tarihi aydınlatmaya ve olayların karışık şekilde değil de doğru sırasına göre öğrenilmesine yardımcı olmakta. Biz gazeteciler için de kronoloji “anlamak” için çok önemli. Karışık gibi görünen konuları çözümlemek kronolojiyle daha kolay!
Başlayalım...
Dört dönem milletvekilliği yapan Leyla Zana, Gazete Duvar’dan Vecdi Erbay’a konuştu: “Sayın Cumhurbaşkanı ‘süreci dondurucuya kaldırdım’ diyor. E artık miadı geçmek üzere, bence dondurucudan çıkarıp bu işi esastan ele almak gerekiyor. Zaman kaybetmeden... (21 Ocak 2024)”
DEM Parti Mardin Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ahmet Türk 9 Şubat’ta “Kürt sorununu Erdoğan çözer” açıklaması yaptı ve bunu neden dediğini de şu cümlelerle anlattı: “Şimdi başka bir lider geçmişte Kürt sorununun çözümü ile ilgili bir adım atmış olsaydı kıyametler kopardı, ama biliyorsunuz o dönemde (Çözüm Süreci) hiçbir itiraz olmadı. Yani arkasında bir güç ve destek var, onu ifade etmeye çalıştım. (20 Şubat 20224)”
AKP Genel Başkan Vekili Efkan Ala Diyarbakır’da konuştu: “Gelin ey Türkiye’de siyaset yapanlar, birlikte problemleri çözmek için herkesi yönlendirelim. Herkese alan açalım ve fırsat verelim. (8 Şubat 2024)”
DEM tarafından yapılan açıklamaya bakalım: “... Dolmabahçe Mutabakatı Türkiye halkları için tarihsel bir dönemeçti. O günden bugüne Dolmabahçe Mutabakatı’nın çözüm iradesi ve perspektifine daha fazla ihtiyaç olduğu açıktır. (28 Şubat 20224)”
İnsan Hakları Derneği (İHD) tarafından Diyarbakır’da “Kürt Meselesinin Çözümü ve Barış Konferansı”na gönderdikleri mektupta Demirtaş ve Mızraklı şunları dedi: “Hükümet de bugün itibarıyla Sayın Erdoğan şahsında temsil edildiğine göre, bu işin birinci muhatabı Sayın Erdoğan’dır. (16 Mart 2024)”
Bu liste uzar gider.
Peki “yeni bir çözüm süreci” olacak mı? Ya da başka bir adla yeni bir serüven.
Bu yazımdan 7 ay sonra bir serüven yeniden başladı ve önümüzdeki iki üç gün içinde yeni gelişmeler yaşanabilir.