CHP’de baş döndüren trafik...
Belediye başkanlarıyla yemek ya da olası yemek randevusu ve sonbaharda yapılacak tüzük kurultayı öncesi saflaşma tartışması. Tartışma şu yazıyla başladı: “Kemal Kılıçdaroğlu genel başkanlığı bıraktı ama siyasetten kopmadı. Kamuoyuna kritik mesajlar vermeye devam ediyor. Zaman zaman da CHP’liler başta olmak üzere siyasetin önemli isimleriyle görüşüyor. Geçenlerde CHP’de halen önemli bir görevde olan bir isimle fotoğrafını gördüm. Görüşmede neler konuşulduğunu duyunca çok şaşırdım. Sosyal medyadan zaman zaman normalleşme-yumuşama sürecine karşı olduğunu gösteren mesajlar paylaşan sözünü ettiğim CHP’li yönetici, Kılıçdaroğlu’na ilginç bir öneride bulunmuştu. CHP’nin muhalefet olmaktan çıkacağını, Erdoğan’ın rotasına gireceğini savunan CHP yöneticisi, tüzük kurultayının seçimli hale gelmesini, Ekrem İmamoğlu’nun CHP genel başkan adayı olarak Özgür Özel’in karşısına çıkmasını, Kılıçdaroğlu’nun da anlaşarak İmamoğlu’na destek vermesini istemişti. (17 Haziran 2024/Barış Terkoğlu/Cumhuriyet Gazetesi)”
Sonrasında da uzun bir yazı daha kaleme alındı (özetle):
“Peki İmamoğlu aday olursa Özgür Özel’i devirir mi? Elindeki İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı koltuğu ona kurultayı kazandırabilir. Ayrıca Kılıçdaroğlu ile ittifak yapması durumunda ezici bir çoğunlukla kazanabilir. Ama hem Kılıçdaroğlu’nun tavrı net değil hem de İmamoğlu adaylık konusunda karar vermiş değil. (20 Haziran 2024/Abdulkadir Selvi/Hürriyet Gazetesi)”
Bu yazıların ardından CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu aradım. Dedi ki: “Bu tartışmaların içine girmek istemiyorum Aytunç Bey. Evet, Ekrem Bey’le bayramda konuştuk ve bayramlaştık. O kadardı. Bu kulisler nereden ve nasıl çıkıyor anlamakta güçlük çekiyorum.”
Tartışma devam etti.
Ekrem İmamoğlu’na 24 Haziran’da Kılıçdaroğlu’yla görüşmesi soruldu: “Sayın önceki dönem genel başkanımızla bayramlaştığımız esnada ‘Ben artık Ankara’ya da geliyorum, muhtemelen daha sık geleceğim, Türkiye Belediyeler Birliği görevimden ötürü ve geldiğimiz bu esnada da olabilirse bir yemekte sohbet etmeyi arzu ederim’ dedim kendisine. O da ‘memnuniyetle’ dedi ama net olarak şu tarih bu tarih yok. Bunun farklı şekillerde basına yansıması, tarihin hatta gündemin, içeriğinin aktarılması ya da birilerinin bunu bir şekilde çatır çutur farklı anlamlara çekerek yazmasını hayretle izliyorum.”
Ve önceki akşam...
Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la Ankara’da bir yemekte buluştu. Kılıçdaroğlu, “İmamoğlu randevu aldığını söyledi, yarın görüşmeniz bekleniyor” sorusunu “Onların hepsi asparagas. Böyle bir şey yok. Böyle bir olay olduğunda Sayın Başkan arar geleceği günü belirtir. Ona göre önceden konuşuruz. Benim programımın, onun programının uygun olması lazım. O çerçevede oturup konuşuruz. Yemeğimizi de yeriz. Bayramlaştık” diye yanıtladı.
Dün; Ekrem İmamoğlu cenahıyla “Yemek” konusunu konuştum. Dediler ki:
“26 Haziran’da bir yemek var diye uydurdular. Delinin biri kuyuya taş attı ve tartışma yaşanıyor. Bir de İmamoğlu-Kılıçdaroğlu ittifakı diye bir şey uydurdular. Şurası çok net: İmamoğlu, İBB Başkanı; Özgür Özel de genel başkan ve bu böyle devam eder. Deli saçması bunlar.”
Hakan Fidan-Mehmet Şimşek ayrımı
Dün yazdım: “AKP içinde iki çizgi var. Birini Mehmet Şimşek diğerini Hakan Fidan temsil ediyor. Birisi daha Batıcı diğeriyse dengeci ve Doğu’yla ilişki kurulmasından yana.” Bunun üzerine Ankara’yı yakından takip eden ve Beştepe’deki havayı iyi koklayan bir dostum dedi ki:
“Benim gördüğüm Mehmet Şimşek çizgisi gibi güce dayanan ayrı bir damar yok. Anladığım kadarıyla Şimşek’e belli şartlarda ve süreli olarak bir ekonomi/finans programı uygulaması için destek veren merkezi irade var. Bu irade Hakan Fidan’ın da yanında ve yolunda olduğu irade gibi görülüyor. Şunu diyebilirim: AKP Genel Merkezi ile Beştepe arasında bir güç savaşı yok.”
Bu cümlelerden anladığım; iktidar “kompartıman” siyasetini sürdürecek ve her vagonda yeni “hamleler” yapma konusunda kararlı.