Erken seçim olmazsa 2028’de Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı sokağın kalıcı gündemi haline geldi.
Bir grup, tereddütsüz Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı yolunda emin adımlarla ilerlediğini söylüyor.
Başka bir grup iktidarın siyaset yasağı getirerek İmamoğlu’nun elini kolunu bağlayacağını ve İmamoğlu’nun aday olamayacağını savunuyor.
Ancak iki grup da 2028’de Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olamayacağı konusunda hem fikir.
Zira İmamoğlu aday olamazsa, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın rahatlıkla Cumhurbaşkanı seçilebileceği bütün kamuoyu yoklamalarında görünüyor.
★★★
Peki, iktidar İmamoğlu’nun elini kolunu bağlayabilir mi?
Ben Ankara’da yargı çevrelerinde bu sorunun yanıtını aradım.
Yanıta geçmeden önce İmamoğlu’nun son başvurusuyla ilgili bir detayı paylaşmak istiyorum:
SÖZCÜ yazarı Sevgili Aytunç Erkin kamuoyuna duyurmuştu. Avukatları, İmamoğlu hakkında verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasının dayanağı olan TCK 125. maddesinin üçüncü fıkrasının a bendiyle beşinci fıkrasının Anayasa’ya aykırı olduğunu gerekçe gösterip, ilgili yasa bölümlerinin iptali talebiyle dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini istemiş.
Bu talebin işe yarayıp yaramayacağını önceki dönem Anayasa Mahkemesi Üyesi Osman Paksüt’e sordum.
Siyaset yasağı alan eski CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun benzer başvurusunun iki yıldır AYM’de beklediğine dikkat çeken Paksüt, İmamoğlu’nun talebinin sadece 125. maddenin ilgili bölümleriyle ilgili olursa geri çevrilebileceğini ifade etti.
Çünkü kamu görevlilerini hakaret gibi suçlardan korumak için yapılan düzenlemelerin başka ülkelerde de örnekleri var.
Paksüt’e göre İmamoğlu’nun elini kolunu bağlayacak esas madde siyaset yasağının dayanağı olan TCK’nın 53. maddesinin birinci fıkrasının b bendi.
AYM’nin geçmişte seçme ve seçilme hakkından menedilme cezasını düzenleyen 53. maddesinin bazı fıkralarını iptal ettiğini anımsatan Paksüt, Kaftancıoğlu başvurusu sonuçlanırsa AYM’nin 53. maddesinin birinci fıkrasının b bendini iptal edebileceğine dikkat çekti.
Bu madde iptal edilirse de siyasi yasak sorunu ortadan kalkacağı için yargı kararıyla İmamoğlu’nun elinin kolunun bağlanması söz konusu olamayacak.
★★★
Peki, Anayasa Mahkemesi bu başvuruyu ciddiye almazsa ne olacak.
İstinaf Mahkemesi İmamoğlu hakkındaki kararı onaylasa dahi, son yargı reformu paketinde eklenen fıkra sayesinde karar son temyiz için Yargıtay’a gidecek.
Yargıtay üyeleri ihsası rey olmasın diye bu konuda görüşlerini açıklamıyor. Ancak sohbetlerdeki genel görüş, Süleyman Soylu için söylenmiş bir sözün YSK üyelerine genelleyerek verilmesinden dolayı kararın çok zorlama olduğu yönünde...
Yani adil bir yargılama yapılırsa o ceza İstinaf Mahkemesi’nde onaylansa dahi Yargıtay’dan döner.
★★★
Hepinizin “İktidar İmamoğlu aday olmasın diye adil yargılamaya yol vermez” dediğini duyar gibi oluyorum.
Ancak benim yargı çevrelerinde konuştuğum kaynaklar öyle düşünmüyor.
İktidara yakın isimler, böyle bir kararın İmamoğlu’nu siyaseten büyüteceği düşüncesiyle kararın bozulmasından yana tavır alabilir.
Ancak İmamoğlu yerine Mansur Yavaş’ı isteyen ülkücü/milliyetçi yargı
çevreleri farklı bir tavır
sergileyebilir.
Yavaş’ın böyle bir tavra şiddetle karşı çıkacağını biliyorum.
Ancak kulislerde kendisinden bağımsız bir şekilde bunların konuşulduğu da gerçek.
★★★
Bir de şu gerçek var: Erdoğan’ın yeniden aday olabilmesi için TBMM’nin seçimleri yenilemesi
gerekiyor.
Mart 2026’ya kadar oldu oldu...
Olmazsa seçim 2028’de ve Erdoğan aday
olamayacak.
Bu durumda da 2028’in en güçlü iki adayı İmamoğlu ile Yavaş olabilir.
O halde kesin olan şey şu:
2028’de her durumda Cumhurbaşkanı değişecek ve kamuoyunun
sevip desteklediği iki isimden biri olacak.