Büyüğe saygı göstermek, küçüğü korumak Anadolu’nun çok değerli geleneklerindendir. Hani AKP’nin kaldırdığı andımız vardı ya “Küçüklerimi korumak, Büyüklerimi saymak” o geleneklere en güzel örneklerinden biriydi. Bu gelenekler toplumu birleştiren, gelecek nesillere aktarılması açısından son derece hayati önem taşımaktadır. Şimdi diyeceksiniz ki durup dururken bu nereden çıktı?
Özgür Özel- Devlet Bahçeli arasında geçen diyaloğa bakış açımı, türlü spekülasyonlarla değil de “saygı” çerçevesi açısından yorumlamaya çalıştım. Kendinden büyük bir insanın uzattığı eli geri çeviremez dedim. Sayın Bahçeli ile karşılaştığında, Bahçeli’nin ilk kez yumuşak üslup ve saygı çerçevesinde konuşması karşısında Sayın Özel ne diyebilirdi ki diye düşündüm. Zaten Türkiye’nin kurucu partisi CHP’nin başındaki isim böyle bir yanlışa düşmez, bir bildiği vardır diye düşünmek istedim. Ama kendimi inandıramadım. Yani olmadı Sayın Özel, olmadı…….
Eğer siyasette yumuşamak önceliğimizse, yumuşama birebir de değil kürsüde konuşurken olmalıdır. Kürsüde Halk TV’yi, saygın dört gazeteci ve CHP’yi hedef göstererek hakaretler yağdırıp sonra da resepsiyonda karşılaşınca gülerek, bu konuşmaları siyaseten deyip geçiştirmeye çalışmak yumuşamak değildir. Sayın Özel’in de bu konuşmayı gayet normalmiş gibi gülerek karşılayıp geçiştirmesi ise akıl alır türden değildir.
Değerli Okurlar, kürsü konuşmaları siyaseten yapılıyorsa, demek ki ortada bir tiyatro oyunu oynanıyor. Kürsüde birbirlerine veryansın etsinler, karşı karşıya geldiklerinde, sen bakma söylediklerime onlar siyaseten desinler! Demek ki siyasiler dışarıda canciğer kuzu sarması, kürsüde söylenenler ise SİYASETEN…. Peki vatandaş bu yaşananlar karşısında, vah bize vah, gel de bunlara inan derse haksız mı??
Devlet Bahçeli’nin “kırılmıyorsunuz değil mi” sorusuna “saygıda sevgide eksik yok” diye cevap veriyorsunuz Sayın Özel. O zaman ben de size sormak istiyorum? Unutmayın siz CHP Genel Başkanısınız. Bu karşılaşmada konuşurken tüm CHP adına konuştuğunuzun farkında olup öyle cevap vermeliydiniz. Zira Sayın Bahçeli tüm CHP camiasını kastetti. En son kürsüden, partiniz için ayağınızı denk alın denildiğini duydunuz mu? Bakın diğer konulara girmiyorum. Özgür ve demokratik bir ülkede medya kuruluşları ve basın mensupları yaptıkları işten ötürü tehdit edilmezler. Gerçekte sizin karşı durmanız gereken hem medya mensupları hem de başında olduğunuz partiye edilen sözlere karşı olmalıydı.
Siz şahsen birbirinizi sevebilir, görüşebilirsiniz bu bizleri hiç ilgilendirmez. Ama ülkenin durumu belliyken ve siz ana muhalefet partisi başkanıyken, halkın yaşadıkları yüzünden uykunuz kaçacağına sevginizden bahsediyorsunuz.
Biz de herkes birbirinden nefret etsin demiyoruz. Özellikle ülke, içinde bulunduğu ekonomik sosyal ve siyasi açıdan içler acısı bir durumdayken, nasıl oluyor da cevap verirken bu kadar güler yüzlü ve mutlu olabiliyorsunuz? Siz de mi siyaseten diyeceksiniz? Keşke sadece uzatılan eli sıkıp yürümeye devam etseydiniz, hem saygıda kusur etmemiş olurdunuz hem de inanılırlığınızı yitirmemiş.
Halk, büyük özveriyle yerel seçimlerde oy verip CHP’yi birinci parti durumuna getirdi. Bugünkü yapılan araştırmalar, yerel seçimlerde aldığınız oyların altına indiğini söylüyor.
Seçmen, Sayın Özel çok koşuşturuyor, tutulan her mikrofona konuşuyor, sadece siyaseten iktidarı eleştiriyor, diyor. CHP iktidarında, şu anda halkın içinde bulunduğu yokluk ve yoksulluk için düşünülen çarelerin ne olduğunu dile getirmiyor, sonra iktidara 15 ay süre veriyor, diyor. ABD’de ki rüşvet davasında AKP’ye verdiğiniz destek ise dillerde Sayın Özel……
SON SÖZ: “Neden böyle yumuşak, bu kadar uysalsınız, neden her şeye bu kadar razısınız?” FRIEDRICH NIETZSCHE