SEÇİL ERZAN’IN BANKA YÖNETİMİYLE HAZIRLADIĞI O LİSTEYE SÖZCÜ ULAŞTI
Dün...
Kamuoyunda “Fatih Terim Fonu” olarak bilinen dolandırıcılık davasıyla ilgili futbolcu Emre Belözoğlu’nun avukatı Şekip Mosturoğlu’yla konuştum. Mosturoğlu’nun röportajdaki şu cümlesi gündem yarattı:
“Kamuoyunda futbolcular ve Fatih Terim ekseninde tartışılan dolandırıcılık davasında dolandırıldıklarını iddia eden kişi sayısı 18. Bunların tümü futbol dünyasından değil. Bunların sadece 8’i futbol dünyasından. Aslında bu fona giren-çıkan sayısı bundan daha fazla. Toplam sayı 48. Bu sayıyı Seçil Erzan’ın Denizbank yetkilileri ile birlikte hazırladığını iddia ettiği, polisin evinde ele geçirdiği Excel tablosundan anlıyoruz. Bunların tamamı, paralarını fona dolar olarak yatıranlar. Bunların 20 tanesi Seçil Erzan’ın ifadesine göre yatırdıklarından daha fazlasını alanlar. Bunların fon getirisi diye fazladan aldıkları miktar 13 milyon dolar seviyesinde. Bir de bu hayali fona TL olarak yatırım yapanlar var. Onların sayısı da 10. Bunlardan biri hariç tamamı yatırdıklarını fazlası ile Seçil Erzan’dan geri almışlar. Bunlara fazladan ödenen para 16.6 milyon TL seviyesinde. Yine bu listeye göre Seçil Erzan’ın hiç açıklayamadığı, kimde olduğu bilinmeyen, kayıp bir 11 milyon dolarlık kısım var.”
Peki bu kayıp 11 milyon dolarlık parayı nasıl tespit etti Mosturoğlu? Emre Belözoğlu’nun avukatı şunları söyledi:
“Soruşturma dosyasına göre, Seçil Erzan’a ait evde, polis araması sonucunda ele geçirilen ve Erzan’ın da ifadesinde dört gün boyunca bankada yaptıkları çalışma sonucunda hazırladıklarını iddia ettiği Excel tablosunun ‘alınan’ sütununda 55 milyon dolar, ‘ödenen’ kısmında 44 milyon dolar yazıyor. Aradaki farkın ne olduğuna dair bir açıklama yok. 20 Kasım’daki duruşmada şikayetçi vekillerinin ve mahkeme başkanının ısrarlı soruları üzerine ‘para transferini en ince ayrıntısına kadar açıklayacağım’ dedi Erzan. Bu açıklama sonrasında soruşturmaya yeni şüpheliler eklenebilir.”
Seçil Erzan savcılığa verdiği ikinci ifadesinde şu cümleleri kurmuştu:
“Sermin Tekin bana ‘Evde detaylı arama yap, beni seni 3-4 saat de olsa beklerim. Bütün notlarını, kağıtlarını bana getir’ dedi. Ben de evde her yeri arayıp evde ajandamı ve notlarımı bulup Sermin Hanım’a verdim. Sonra tekrar akabinde aynı gün beni Çorlu’ya korumalar eşliğinde tekrar gönderdiler. Korumalar beni her yerde takip ediyordu. O sırada arkamda Güvenlik Bölüm Müdürü dahil isimlerini tam olarak hatırlayamadığım 3 kişi vardı. 10 Nisan Pazartesi günü korumalar eşliğinde tekrar beni Zincirlikuyu’daki Genel Müdürlüğe getirdiler. Hem 9 Nisan Pazar günü hem de 10 Nisan Pazartesi günü Denizbank’ta benimle birlikte Sermin Tekin, Ali Murat Dizdar, Cenk İzgi (Teftiş Kurulu Bölüm Müdürü), Tanju Kaya (İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı) bir liste oluşturduk. Bu listede kimin ne kadar para verip ne kadarını geri aldığını yazdım.”
İşte o listede alınan bölümünde 55 milyon 633 bin 222 dolar, ödenen bölümündeyse 45 milyon 059 bin 33 dolar yazıyor. Aradaki fark: 10 milyon 573 bin 888 dolar.
Seçil Erzan’ın korktuğu şahıs!
Yine dün yaptığım röportajda Şekip Mosturoğlu’nun şu tespiti de dikkatimi çekti: “Eğer Seçil Erzan bu güne kadar sustuğu şekilde susmaz ve para trafiğini tüm detayları ile açıklarsa görülmekte olan dava, başka soruşturmaları da doğurabilir. Örneğin Erzan’ın kendisinden para satın aldığını söylediği ve hiçbir aşamada adını vermediği, kendisinden korktuğunu açıkça söylediği, Kapalı Çarşı’da döviz alım satımı yapan kişinin kim olduğu çok çok önemli. Bu ismin önemini anlayabilmeniz için şöyle bir kıyaslama yapabilirsiniz. Seçil Erzan çok değer verdiği Fatih Terim’in ismini çapraz sorgu sırasında mahkeme başkanının da çabası ile söylediği halde bu ismi asla veremeyeceğini üstelik mahkeme huzurunda söyledi.”
Seçil Erzan’ın savcılık ifadesine dönelim:
Nazlı Can benim yakın arkadaşımdır. Nazlı Can zaman zaman etrafından para bulup bana getiriyordu. Ancak hiçbir zaman fon vaadinde bulunmadım. Getirdiği parayı da her defasında fazlaca ödeme yaparak iade ettim. Nazlı Can ile tam tarihini hatırlayamadığım bir gün Kapalı Çarşı’da birinden para almıştım ancak bu şahıstan korktuğum için halihazırda ismini kesinlikle vermek istemiyorum.”
SONUÇ: Bu dolandırıcılık davasında çok soru var. Ve her şey Seçil Erzan’ın konuşmasına bağlı.