Yaz tatili için arabayla Amasra’ya doğru yola çıktınız. Aracı arkadaşınız sürüyor. Siz de onun yanındaki koltukta oturuyorsunuz. Uzun yolda bir ara içiniz geçiyor ve uyukluyorsunuz. Derken uyanıyorsunuz. Bakıyorsunuz ki, araç yokuş yukarı gitmekte ama aracı süren arkadaşınız hafifçe frene basmaktadır. Derken yokuş bitiyor ve iniş başlıyor. Sürücü, ayağını frenden çekip gaza basıyor. Bu gördüklerinizden “araç yokuş çıkarken frene, inerken gaza basılır” diye bir “genel kural” çıkartılamaz. Bu fizik kanunlarına aykırıdır. Ama bazı şartlar altında değildir. Şöyle ki; yokuş çıkan aracın üstüne önceden yüklenmiş olan kinetik enerji, frene basılarak sıfırlanmamışsa, aracın tırmanışı devam eder. Yokuş aşağı inişte de, yerçekiminin etkisiyle sağlanacak hız, istenen seyir süratinin altında kalabileceği için gaza basmak gerekir. Dolayısıyla, Amasra’ya vardığınızda arkadaşlarınıza “Bu otomobil bildiklerinizden çok farklı; yokuş çıkarken frene, inerken gaza basılıyor” görmesem inanmazdım demezsiniz.
TÜRKİYE’DE ENFLASYON DİNAMİĞİ
Mehmet Şimşek’in Maliye ve Hazine Bakanı olarak atanması ve Merkez Bankası üst yönetiminin değişmesinden sonra ekonomimizde gidişat değişti. Bilimsel yetkinliği tartışılmaz iktisatçılar, 2023 yılının sonbaharında “Harç bitti, inşaat paydos” özdeyişine benzer bir “döviz bitti, ekonomi durdu” senaryosu kaçınılmaz diyordu. Pek tabii bu öngörü “faiz düşük tutulmakta ısrar edilirse” şartına bağlıydı. Erdoğan, “faizi indirerek, enflasyonu düşürme” deneyi ters sonuçlandığı için ısrarından (geçici olarak) vazgeçti. Şimşek ve yeni MB yönetimi “yüksek faizle ekonomi soğutularak enflasyon indirilir” uygulamasının “rasyonel” olduğuna inanıyordu. Görevi bu şartla kabul ettikleri için faizleri derhal artırma yoluna gittiler. Ülkeye bol sıcak döviz aktı. Hem döviz bitmediği için ani duruş gerçekleşmedi hem de bir süre sonra enflasyon (ithal girdi fiyat artışları yavaşlayınca) inişe geçti. Türkiye’de enflasyon, parası döviz olan ülkelerde olduğu gibi “ekonominin ısınmasından” değil, daha ziyade TL’nin değer kaybetmesinden doğar. Aynı şekilde, 2024’te enflasyondaki düşüşünün esas sebebi de ekonominin soğuması değil döviz fiyatının bastırılmasıdır.
TÜRK LİRASI DEĞER KAZANIYOR CARİ AÇIK AZALIYOR
Yüksek faizle ülkeye borç döviz akışı sağlayarak dolar fiyatını baskılamak, enflasyonu kısa vadede dizginlemenin tek yoludur, amenna! Hayat, özellikle de ekonomi bir ödünleşme (trade-off) dir. Döviz fiyatı baskılanınca, ihracatta rekabet gücü azalır ve cari açık artar. Fiziksel kural budur. Ama 2024’te bu kural çalışmadı. Hem Reel Efektif Döviz kuru 2023’e göre (TÜFE bazlı) %28 düştü hem de cari açık 2023’te 46 milyar dolardan 2024’te kabaca 10 milyar dolara indi. Al sana ekonomide “frene basarak yokuş çıkan bir araba” modeli. Pek tabii bu tablonun bilimsel bir açıklaması vardır. Bunlardan biri, ihraç malı maliyetlerinin enflasyon kadar artmamış olmasıdır. Nitekim Yİ-ÜFE bazlı reel kur 2023’e göre değişmemiştir. Altın ithalatı hem azalmış hem de kayıt dışına kaymıştır. Net-Hata-Noksan çıkışları buna bir kanıt olabilir. Küresel durgunluğa bağlı olarak petrol ve hammadde fiyatları gerilemiştir. Bu da bir sebep olabilir. Ancak Nasrettin Hoca’nın eşeği bile, yemsiz yaşamaya alışamadı.
SON SÖZ: Yokuş çıkarken gaza basılır.