İstiklâl Marşı’mızın şairi Mehmet Akif “Bir hilâl uğruna yarab, ne güneşler batıyor!” demişti...

Bir arkadaşım dün sabah bu sözü biraz değiştirerek “Bir inat uğruna yarab, ne güneşler batıyor!” dedi.

Gerçekten, kişisel öfkelerin yarattığı inatla büyüyen siyasal gerginlikler, ülkeye büyük zarar veriyor. Halkın Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması ülkemize tamiri mümkün olmayan zararlar verdi.

Türkiye frensiz bir araç gibi gidiyor. Ne zaman, nereye çarpıp duracağı, ne kadar hasara uğrayacağı belli değil.

15 milyon kişinin sandıklara koşarak “Cumhurbaşkanı Adayı” yaptığı İmamoğlu’nun hapse atılmasının bedeli Türkiye için çok ağır oldu ve faturanın ileri günlerde daha da büyüyeceği anlaşılıyor.

★★★

İmamoğlu’nun tutuklanmasının yarattığı güvensizlik ortamı, ekonomide dalgalanmalara yol açtı, borsayı vurdu, birçok hisse yüzde 25 değer kaybetti.

Merkez Bankası, döviz kurları yukarıya tırmanmasın diye ilk üç günde piyasaya 26 milyar dolar sürdü. Buna rağmen Dolar, Euro, Sterlin yine de yükseldi.

Borsa şirketlerinin değeri 2 trilyon lira eridi, yabancı yatırımcılardan kaçanlar oldu.

Merkez Bankası gösterge faizini yüzde 37’den yüzde 44.60’a yükseltmek zorunda kaldı.

Türkiye’nin risk primi 250 baz puandan, 328 baz puana çıktı.

Ulus olarak en az yüzde 11 daha fakirleştik.

★★★

Niçin bütün bunlar?

Siyasi bir rakibi yok etmek için göze alınan riskler!

Peki, bunun ağır bedelini kim ödeyecek?

Tabii ki zarar, her zaman olduğu gibi, millete yazılacak...

Sizin, bizim, hepimizin vergileriyle ödenecek bu yıkımın faturası!

Ey iktidar!

Yazık değil mi bu millete?

“Ekonomiyi düzelteceğiz, enflasyonu düşüreceğiz” diye iki yıldır kemer sıktırdığınız halkın bu büyük fedakârlığı bir anda çöpe gidince üzülmeniz mi?

Üzüldüyseniz, neden yaptınız bu işi?

Yoksulluk içinde kıvranan insanlarımızı daha büyük bir yoksulluğun içine sürüklediniz...

Yine büyüme, coşma, şahlanma hikâyeleri anlatacak mısınız?

İki yıldır Türkiye’ye yabancı yatırım bulmaya, yurda döviz getirmeye çalışan Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şimdi daha fazla mendil açacak!

Sonuç: Siyasi bir inat uğruna, ekonomi fena sıkıştı, milyarlarca dolar heba edildi, Türkiye’nin geleceği riske atıldı! Yazık!

Vay canına! Meğerse kaçma şüphesi varmış!

Haberi okuyunca tüylerim diken diken oldu...

“Bunlar, milyonlarca insanın aklıyla alay ediyorlar” diye düşündüm.

Halkın bir kahramanı haline gelen Ekrem İmamoğlu neden tutuklanmış, biliyor musunuz?

Kaçma şüphesi varmış! Kaçmak ya da saklanmak ihtimali yüksekmiş! Eee... “O zaman hapse atalım” demişler!

15 milyon vatandaşın koşa koşa gidip “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız İmamoğlu’dur” dediği kişi kaçacakmış ha?

Kim inanır buna?

Tutuklandı da ne oldu? İmamoğlu daha da büyüdü, daha da güçlendi.

Saraçhane meydanı yüzbinlerle doldu taştı...  Yurdun dört bir yanında halk onu destekledi.

Sanıyorum iktidar, tepkilerin bu kadar büyüyeceğini ve ülke ekonomisinin perişan olacağını hesaplayamamıştı... Olan Türkiye’ye oldu!

TEBESSÜM

Güzellik ve salaklık! 

Adam, bir tartışma sonrası karısına soruyor:

“Tanrı aşkına söyle! Sen nasıl bu kadar güzel ve aynı anda bu kadar salak olabiliyorsun?”

Karısı dudak bükerek cevap veriyor:

“Allah beni, senin beğenerek çekici bulman için güzel yarattı ve seni çekici bulup evleneyim diye de beni bu kadar salak yarattı!”

GÜNÜN SÖZÜ

Dişler yalnız çiğnemek için kullanılmaz, bazen göstermek gerekir!