Hastalıklar adeta halkımızın kaderi haline geldi...
İnsanlarımız çile çekmek zorunda mı? Daha sağlıklı bir yaşamı hak etmiyorlar mı?
Ediyorlar elbette... Fakat AKP iktidarının kötü sağlık politikaları, çöken randevu sistemi, hastane kapılarına düşenlere haftalarca randevu verilmemesi herkesi canından bezdirdi!
Onkoloji, genel dahiliye, göz, cildiye gibi uzmanlık gerektiren branşlarda randevu almak adeta bir işkence haline geldi.
Emar (MR) tomografi, ultrason gibi, teşhiste önemli yol gösterici olan birimlerden randevu sırası almak, altı - sekiz ayı buluyor. Çaresiz hastalar özel sağlık kurumlarının insafına mahkum ediliyor. Basit bir batın emarına bile 7-8 bin lira civarında ücret talep ediliyor.
★★★
Özel hastanelerde randevu sorunu yok...
Parası olan gidip özel kuruluşlarda tedavi oluyor ama beş yıldızlı lüks otellere benzeyen o hastaneler her şeye ticari gözle baktıkları için, ellerine düşen hastaları soyup soğana çeviriyorlar!
Peki, parası olmayan ne yapsın?
Kamu hastanelerinden de pek umut yok!
Vatandaşına bakmakla yükümlü olan devlet duyarsız...
Ne yapacak çaresiz hastalar?
★★★
Sağlık alanında 5 önemli kitabı olan CHP Sağlık Politikaları Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel, son 20 yılda sağlık sistemimizin nasıl içler acısı hale geldiğini inceleyip, çözüm yollarını gösteren değerli bir rapor hazırlayarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na takdim etti.
Seçim mücadelesini sürdüren Kemal Kılıçdaroğlu fırsat bulduğu vakit ya da 13’üncü Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, Coşkun Bel’in 110 sayfalık bu önemli raporunu mutlaka incelemeli.
250 çözüm maddesinin yer aldığı raporu yazan Genel Başkan Danışmanı Coşkun Bel de bunu ayrıntılarıyla açıklayabilir.
★★★
AKP iktidarının “yapayım derken çökerttiği sağlık sistemimizi” düzeltmek, kamu hastanelerine çeki düzen vermek, özel sağlık kuruluşlarını da denetim altına almak şart.
İnsanlarımızın yemeye-içmeye olduğu gibi, sağlığa da ihtiyacı çok büyük...
Hayatta her şeyden önce sağlık geliyor.
Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şey var demektir.
Türk halkı sağlıklı bir yaşamı hak ediyor.
Bodrumlu milletvekili adayı ön sıralarda olmalı!
Ben, 1987 yılından beri (36 yıldır) yaz aylarında Bodrum’da yaşıyorum...
Bodrum bugün Türkiye’nin dünya çapında bir bölgesidir.
Muğla’nın bir ilçesi olan Bodrum’un resmi nüfusu 192 bin 964’tür ama inanın ki, bu rakam gerçeği yansıtmıyor.
Covid-19 salgınından sonra Bodrum’un nüfusu, hâlâ devam eden göçlerle ikiye, belki de üçe katlandı. Yaz aylarında nüfus 1 milyonu geçiyor.
Böyle uluslararası bir kentin sorunları da büyük oluyor ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsil edilmesi gerekiyor.
Bodrumlu aday adayları şimdi Muğla milletvekili adayı olmak için yarışıyor.
Bodrum halkının sevdiği “Eski Yalıkavak Belediye Başkanı” Mustafa Saruhan’ın CHP’den Muğla Milletvekilliği için aday adayı olduğunu duydum, memnun oldum.
Mustafa Saruhan doğduğundan beri Bodrumludur. İki dönem Yalıkavak halkı tarafından Belediye Başkanı seçildi.
Başkanlığı zamanında başarılı işler yaptı, güzel projelere imza attı. Bu yüzden iktidar partisinin şimşeklerini üzerine çekti, önünü kesmek isteyen AKP’lilerle mücadele etti.
Bodrum’un sorunlarını en iyi bilenlerin başında gelir.
Onun CHP’den aday adayı olması, çok uzun süre sonra bir Bodrumlunun milletvekili olarak Meclis’e girme şansı yakalaması bakımından memnuniyet vericidir.
GÜNÜN SÖZÜ
İnsanlar, doğduklarında neden ağladıklarını ülkemizde daha iyi anlar!