Bir yanda yüksek enflasyon, hayat pahalılığı ve sıkı para politikaları; diğer yanda kredi kartı ve ihtiyaç kredilerine getirilen kısıtlamalar...
Yetmedi, üstüne bir de IMF’nin “maaşlara azıcık zam” direktifiyle yoksulluğu topluma dayatan ekonomi yönetimi...
“Ekonomi iyiye gidiyor” adlı gösterinin bedeli kimlerin cebinden çıkıyor? Tabii ki dar gelirlinin, asgari ücretlinin ve emeklinin!
★★★
Örtülü IMF programıyla geçen yıldan bu yana cebimizdeki son kuruşu da nasıl harcadığımızı unuttuk. Nakit ne kelime, yaşamak için kredi kartlarına sarıldık. Haliyle borçlar da yıldırım hızıyla katlandı. Kredi kartı borçları bir yılda tam yüzde 267 arttı.
Hani “büyüme” diyorlar ya, işte bu gerçekten büyüme... Var mı dünyada borçları bu kadar hızlı büyüyen ikinci bir ülke vatandaşı?
★★★
Ekonomi yönetimi ise kartlardan nakit avans çekmeyi, taksitli alışverişi falan dizginleyince millet iyice sıkıştı, soluğu kesildi.
Bankaların tahsil edemediği borçlar için kapıya icra mektupları yığıldı adeta... Davalar o kadar çoğaldı ki, dava dosyalarının sayısı 30 milyonu geçti. Kıyamet kopsa bu kadar dosya birikmezdi, ama biri “ben ekonomistim” diye çıktı, “Cumhuriyet tarihinde yapılmayanları yaptık” deyip gerçekten yaptı!
★★★
Kredi kartı faizleri aylık yüzde 4.5-5, yıllık yüzde 60-75 düzeyine fırlayınca, öyle de bir gelir artışı olmayınca... Kaptırdık kolu, bacağı...
Bu arada, yabancı bankalar ve portföy şirketleri, düşük maaş zamları ve asgari ücretin yerinde saymasına övgüler yağdırıyor raporlarında... İyiye giden, ekonomi değil onların da keyfi anladığımız kadarıyla...
Geçen hafta Merkez Bankası ve BDDK’nın çıkardığı “yeni müjde” ise borçlarını ödeyemeyenlere bir can simidi sundu adeta... Öyle yazıldı basında...
1 Kasım’dan itibaren 60 aya kadar yapılandırma fırsatı... Bir yıl içinde başvurmaları halinde 60 aya kadar ki 5 yıl eder, yapılandırma imkanı...
Yapılandırmaya başvuranlar kart borcunun yüzde 50’sini ödeyene kadar kredi kartı kullanıma açılmayacak.
★★★
Bireysel kredi kartlarını yapılandırmada kullanılacak faiz oranı yüzde 3.11 olacak. Ancak buna yüzde 15 Kredi Kaynak Destekleme Fonu ve yüzde 5 Banka Sigorta Muamele Vergisi eklenecek. Böylece, yapılandırmada faiz yüzde 3.73 olacak.
Sahi dedikleri gibi enflasyon ve faizler düşecekse şimdi borcunu yapılandıranlar bu işin altından nasıl kalkacak? Gelirler de düşük açıklanan enflasyon kadar artarsa borçlular zarar yazacak. Vatandaş tavşanı hangi şapkasından çıkartacak?
Yolsuzluğun altın çağı!
İktidar, Türkiye Varlık Fonu gibi milyar dolarlık devasa kamu kurumlarını Sayıştay’ın radarından kaçırmakla yetinmemiş, üstüne bir de kamuda kalan kurumları adeta “yolsuzluk serbest bölgesi” ilan etmiş!
2023 Sayıştay Denetim Raporları TBMM’ye düştü, ama raporları okurken bir yandan kahvenizi için çünkü midede yanma yapabiliyor.
★★★
Ne mi var içinde? Kamu ihalelerinden taşıt kullanımına, bütçe aşımından harcamalara kadar her köşede yasa dışı işler almış başını gitmiş.
Hele Merkez Bankası gibi köklü kurumlarda bile “ihalesiz alım” modası yaygınlaşmış. Yani “kural neydi?” diye sorarsanız, cevap basit; “Kural yok, keyfiyet var!”
★★★
Ey Sayıştay... Sen kimsin ya? Necisin? Haddin mi usulsüzlükleri ortaya çıkarmak? Sana mı kaldı günah işleme, haram yeme özgürlüğünü kısıtlamak?
Yahu böyle yolsuzlukları yayınlarken biraz dikkat edilmeli... Zor duruma sokuyorsun yönetenleri... Bunun okuyanı var. Okuduğunu anlayanı var. Maazallah... Ya bu durum herkese bulaşırsa?
★★★
Bugünün şartlarında Sayıştay’ın birçok kuruma erişimi zaten yasaklanmış durumda. Çoğu kurumda denetimler usulen yapılıyor. Sayıştay görevlilerinin kapıdan girişine bile izin verilmiyor.
Sayıştay’ın denetime dair görüşü genelde bir paragraftan oluşuyor; “İlgili kamu idaresi Sayıştay’ın istediği hesap ve bilgileri Sayıştay’ın istediği formatta vermediğinden bu denetim yapılamamıştır!” deniliyor.
Ha mevcut haliyle bile ulaşabildiği sonuçlar da var. Nereye el atsa usulsüzlük tespit ediyor. Ediyor da ne oluyordu? Hiç!
★★★
Sayıştay raporlarından öğrendiğimiz kadarıyla, bir numaralı yıldızımız yap-işlet-devret projeleri... Bütçeye ve hazineye yükledikleri maliyetler artık akıl sınırlarını zorlamış.
Şehir Hastaneleri mi dediniz? Sağlık Bakanlığı bütçesini bu hastaneler silip süpürmüş, yetmemiş, her türlü usulsüzlükle adeta “hastalık” yaymış.
★★★
Projede olmayan ticari alanlar birden ticari işletme ve kiralamaya açılmış. Hani şirketler dediler ya, “Bize biraz daha gelir lazım”, hop kiraya vermişler ek alanları.
25 yıl boyunca hastaneyi işletip kamuya kazandırmadan kendi kasalarına çalışıyorlar. Vallahi yetenekleri varmış, tatlı tatlı götürüyorlar.
Benim merakım bu kadar pervasızca davranıyorlarsa güvendikleri biri vardır illa yukarıda... Sayıştay o kişiyi bulsa yazabilir mi adını acaba? İyice saçma olmaya başladı, en iyisi ben yazıyı bitireyim burada...