Bilim adamları özellikle son 20 yıldan beri, “BİLİMSEL ÖNLEMLER” almazsanız dünyanın felaketle karşı karşıya kalacağını söylüyorlar.
Bu önerileri batılı kapitalistler hiç umursamadı. Sonunda bilim galip geldi ve tüm ülkeler ısı artışı ve kuraklıkla zor günler yaşamaya başladılar.
Değerli okurlar, tüm dünyayı etkileyen bu doğa olayları ülkemizi daha da zorluyor. Bunun nedeni, hiçbir konuda bilimin önderliğine önem vermeyen 22 yıllık AKP iktidarı ile yönetiliyor olmamızdır.
İktidar son on yılında, Cumhuriyet’in kuruluş ilkelerine karşı açıkça mücadele ediyor.
Cumhuriyet’in Kurucu Liderlerine karşı hakarete varan saldırılar, “T.C.” ve “Andımız”ın kaldırılması ve eğitimi de tarikat ve cemaatlere açarak amaçları olan, kendi deyimleri ile “dindar, kindar” nesiller yetiştirmek üzere hareket ediyorlar.
Tüm dünya yapay zeka ile uğraşırken, siz, İslami eğitimle uygar dünya ile yarışamazsınız.
Dünyada örneği olmayan bir yönetim sistemi dayatıldı: “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi.” Getirilen bu sistemle tüm yetkiler tek kişide toplandı: Recep Tayyip Erdoğan.
Tüm yetkilerle donatılan Sayın Erdoğan artık tek karar vericiydi. Türkiye’deki tüm kurumların atamalarını kendisi yaparken, ekonomiye de el attı. “Verin kardeşinize yetkiyi görün.” Yetkiyi alınca “Ben ekonomistim, ekonomi benden sorulur” diyerek meydan okudu ve bombayı patlattı: “Nas var nas, sana bana ne oluyor?” dedi. Ve ekonomik bombayı patlattı: Faiz sebep, enflasyon sonuç...
Tüm ekonomistler feryat ettiler: “Dünyada böyle bir ekonomi sistemi yok. Bu sistemle devam ederseniz Türkiye iflasa sürüklenir, halk perişan olur,” deseler de “inadım inat” devam dedi.
Yıl 2024, enflasyon inanılmaz boyutlara geldi, ülkenin yarıdan fazlası yokluk ve yoksullukla boğuşuyor.
İlginç olan da, partili Cumhurbaşkanı bir parti toplantısında yaptığı konuşmada “Birlikte uzun yıllar beraber görev yapan arkadaşlarımızdan yorulanlar oldu. Onlar biraz dinlenmeliler” dedi. Sayın Erdoğan, asıl siz yoruldunuz ve yıprandınız. Ülkenin içine düştüğü ekonomik çöküntünün sorumlusu sizsiniz. Eğer laik, demokratik Cumhuriyet ilkeleri ile yola devam etseydiniz, Türkiye bugün uygar ülkeler ile yarışıyor olacaktı.
Sayın Erdoğan, sizden nemalanan kesimler dışında, seçmende artık alıcınız yok. Parti içten içe kaynıyor. Eskiden büyük sessizlik içinde olan AKP seçmeni, artık ulu orta AKP’ye saydırıyor. Geçmişte yapılan tüm yanlışlar partiye kesilirken, şimdi fatura doğrudan size kesiliyor.
Yerel seçim mağlubiyetinden dolayı uğradığınız şoku bir türlü atlatamadınız. O şoktan dolayı artık sağlıklı kararlar veremiyorsunuz. İktidardan düşme korkusu ile ortağınıza teslim oldunuz. Tüm kararlarınızı da ortak ne der diye düşünerek alıyorsunuz. Parti tabanınız, bu durumlara gelmenizin gerçek nedenlerinden birisinin de MHP ortaklığı olduğunu dillendiriyor.
Sayın Erdoğan, yoruldunuz ve yıprandınız. Allah sağlık versin belli yaşlara geldiniz. Ortağınızla yönetmeye devam ederseniz, bu saatten sonra yönetimde giderek sertleşeceksiniz. Sizin daima siyasi ortamı yumuşatıp daha sakin bir ortam yaratma çabanıza da ortağınız hemen size dolaylı olarak şarkılı ya da yüzüklü mesajlar veriyor.
Anayasası askıya alınmış bir ülkenin Cumhurbaşkanlığını yaptığınızın farkında mısınız?
Sokaklar ısınıyor, partiniz yaşlandı, siz yoruldunuz ve yolun sonuna geldiniz. Partide eski ağırlığınız olmadığı için, alacağınız önlemler bir yarar sağlamayacak. Yol yakınken ülkeyi, ortağınızın mesajları ile daha fazla germeden... Hemen seçim!!
Atatürk’ün milliyetçi gençliği, MHP’nin Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin, Ahlat’ta Hüda-Par Genel Başkanı ile yan yana ve eller havada resim vermesinin yorumunu sizlere bırakıyorum.
SON SÖZ: “Savaştan kaçan bir millete, tarihini savaşarak kazanmış bir milletin vatandaşlığı verilemez.” - Cüneyt Arkın