CHP otobüsünün şoförü Gökhan Gülyurt meğer neymiş! İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, onun hakkında, “Görevini yapan kadın polisimize araçla saldırmak, sadece bir polise değil; devletimize, huzur ve güvenliğimize ve kamu düzenine yapılmış bir tehdittir. Bu pervasız ve acımasız saldırı, hukuk karşısında hak ettiği yanıtı alacaktır” dedi.
Emniyet Genel Müdürlüğü açıklaması daha sert. O açıklamada şöyle denildi: “Ankara Valiliği tarafından alınan eylem yasağı kararına rağmen, 23 Nisan 2025 Çarşamba günü bir partinin ses ve yayın otobüsü, ‘girişinin ve bulunmasının yasak olduğu’ Ankara Adliyesi bölgesine girmeye çalışmıştır.
Sürücü, görevli polis memurumuzun ‘dur’ ihtarına uymamış; aracı, bir silah gibi kullanarak ve hiçbir yavaşlama belirtisi göstermeden memurumuzun üzerine sürmüştür. Polisimiz son anda kaçarak ezilmekten kurtulmuştur. Şoför G.G hakkında ‘kasten öldürme’, ‘kasten yaralama’ ve ‘trafik güvenliğini tehlikeye sokma’ suçlarından dava açılması için suç duyurusunda bulunulmuştur.”
Ayağına elektronik kelepçe takılan Gülyurt, ailesi ile birlikte. Kızının çıkan haberlerden etkilendiğini söylüyor.
HAKİM, TUTUKLAMAYI REDDETTİ
Suç duyurusu üzerine Gökhan Gülyurt, Savcılığa gitti. Savcı, “Görevi yaptırmamak için direnme” suçlamasıyla Gökhan Gülyurt’un tutuklanmasını talep etti. Hakim, tutuklama tedbirinin “ölçülü olmayacağını, tutuklamadan beklenen gayenin adli kontrol tedbiriyle de sağlanabileceğini, şu aşamada adli kontrol tedbirinin yeterli ve ölçülü olacağını” belirtip, tutuklama talebini reddetti. Yurtdışına çıkış yasağının yanı sıra bir ay süreyle “Konutu terk etmemesine” hükmetti.
Gökhan Gülyurt’un ayağına elektronik kelepçe takıldı. Başına bu olay gelmeseydi, o dün Konya’da CHP Genel Başkanının konuşma yaptığı otobüste olacaktı.
Babası Erdal Gülyurt, Turgut Özal’ın şoförüydü, Süleyman Demirel ile de tanışıyordu.
GÖKHAN’I TANIYALIM
Bakanın ve emniyetin açıklamasında belirtilen Gökhan, gerçekten öyle mi? Gökhan’ın sabıkası yok. Karakolluk, adliyelik olmamış. Çocukluğu Cumhurbaşkanlığı’nda geçmiş, polislerin içinde büyümüş. Dürüstlüğü televizyon, gazete haberlerine defalarca konu olmuş bir kişi. 1977 doğumlu olan Gökhan’ın dürüstlüğünü anlatayım:
2015 yılında Etimesgut’ta dolmuş şoförlüğü yapıyordu. Dolmuş içinde bir torba içinde 80 bin lira unutulmuştu. Yıldız Eren, bu parayı alacağı ev için ödeyecekti. Gökhan, dolmuşta para unutulduğunu fark etti. Aynı saatlerde Yıldız Eren ise kaybettiği para için dizlerini dövüyordu. Ne yapacağını bilemiyordu. Yıldız Eren’i, dolmuş şoförü Gökhan Gülyurt buldu. Parasını teslim etti. Kadıncağız, bunun karşılığı olarak kendisine para vermek istedi. Gökhan, “Bu benim insanlık görevim” dedi. Yaşlı kadın, “Meğer insanlık ölmemiş” deyip Gökhan’a para vermek istedi. O, “Teyze dua et yeter” deyip yanından ayrıldı.
Gülyurt’un dürüstlüğü haberlere konu olmuştu.
ALTINLARI TESLİM ETTİ, HASTAYI YETİŞTİRDİ
Bu ilk olayı değildi. Başka bir yolcu dolmuşta 60 bin lira değerinde olan altın unutmuştu. Gökhan, unutulan altınları sahibine eksiksiz teslim etti. Çok mutlu olmuş, arkadaşlarının da büyük takdirini kazanmıştı. Her seferinde, “Bu benim insanlık görevim” demişti.
Yine dolmuş şoförlüğü günleri. Yıl 2013’tü. Yola devam ederken, yolculardan Hatice Durdal rahatsızlandı. Kalp krizi geçirdiği anlaşıldı. Gökhan, diğer yolculardan özür dileyip rahatsızlanan yolcuyu hastaneye götüreceğini söyledi. Birkaç yolcu da Gökhan’ı ve hastayı yalnız bırakmadı ve kriz geçiren Hatice Hanım’ı hastaneye götürdüler. Hatice Hanım’ın tedavisi yapıldı, taburcu edildi.
Gökhan Gülyurt’un şoförlüğü adeta efsaneye döndü. Para buluyor, altın buluyor bunları sahiplerine teslim ediyor, rahatsızlanan hastayı hastaneye yetiştiriyor. Bu durum, Sincan Şoförler Odası yetkililerinin de ilgisini çekiyor. Örnek olması için oda başkanı tarafından bir altınla ödüllendiriliyor. Almak istemiyor, “Bu benim insanlık görevim” diyor ama oda başkanının ısrarı üzerine alıyor.
BABASI, ÖZAL’IN MAKAM ŞOFÖRÜYDÜ
Gökhan Gülyurt, “Çocukluğum Cumhurbaşkanlığı köşkünde geçti. Babam Erdal Gülyurt, rahmetli Turgut Özal’ın başbakanlığı ve cumhurbaşkanlığı döneminde makam şoförüydü. Bildiğim kadarıyla tam 18 yıl Özal’la birlikte çalışmıştı. Orada, polis abilerle hep birlikte oluyorduk. Şimdi, adeta polisi öldürmeye kalkışan birisi olarak gösterilmem çok ağrıma gidiyor” diyor.
Şoförlük döneminde Gökhan Bey’in kazası, belası yok. Karakol, adliye bilmez. Sabıkası yok. Ama birden kendisini adliyede, sonunda ayağına elektronik kelepçe takılı buldu. Gökhan Bey, Cem Uzan’ın makam şoförlüğünü yapmıştı. Kalabalıklara, miting alanlarına girmeye alışıktı. 7 yıl önce CHP’de şoförlüğe başladı.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığı döneminin ardından Özgür Özel’le mitinglere gitti. “Ekrem İmamoğlu’nun mitinglerinde de otobüsü yine ben kullandım. Yani, deneyimli bir şoförüm” diyor.
AİLECE PSİKOLOJİMİZ BOZULDU
Kimseyi incitmeyen Gökhan Gülyurt, bakanlık, emniyet ve iktidara yakın yayın organlarında adeta linç ediliyor. Yayınlardan etkilenip kendisine farklı gözle bakılmaya başlanması üzüyor. En çok üzüldüğü de okulda kızına, “Senin baban katilmiş”, “Baban, polisleri öldürmek için otobüsü üstlerine sürmüş” denilmesiydi. 7 yaşındaki kızı Deniz, bu yüzden okuldan ağlayarak dönüyor ve okuluna bu yüzden gitmek istemiyor. Gökhan Gülyurt, içinde bulunduğu durumu şöyle anlattı:
“Kasıtlı olarak ne bir insanın, ne herhangi bir canlının üzerine otobüs sürecek insan değilim. Otobüste, iki genel başkan yardımcısı ve 17 milletvekili vardı. Eski meclis binasındaki programa geç kalındığını söylediler, milletvekili oldukları için geçiş üstünlüğü olduğunu da belirttiler. Ben de bunun üzerine devam ettim. Polisin üzerine araç sürmüş ya da polise saygısızlık yapan bir insan değilim. Yaşadığım olaylar nedeniyle ailece psikolojimiz bozuldu. Ben, şoför olarak talimatlara göre hareket ettim. Benim durumum kamuoyuna farklı yansıtılıyor. Bu da bizim derinden üzüyor.”
İFADESİNDE NELER SÖYLEDİ?
Aylık geliri yaklaşık 45 bin lira olan iki çocuk babası Gökhan Gülyurt. 8. Sulh Ceza Hakimliğindeki sorgusunda kendisini şöyle savundu:
“Olay günü 23 Nisan etkinlikleri için genel başkana tahsisli makam otobüsü ile yaklaşık 17 milletvekili ve 2 genel başkan yardımcısı ile Ulus’taki eski Meclise gitmek istedik. Program akışına yetişmek için adliye önündeki yolu kullandık. Polisler otobüsü durdurmak istedi. Ağırlığından dolayı fren mesafem uzun olduğundan duramadım. Programa geç kaldığımızdan dolayı da milletvekilleri ve parti genel başkan yardımcılarımız, yola devam etmemi söylediler. Ancak bir müddet sonra aracı durdurdum. Milletvekillerimiz araçtan inerek polisler ile konuştular.
ESKORTLA GÖTÜRÜLDÜK
Daha sonra trafik şube müdürünün talimatı ile araca bir eskort verildi ve gideceğimiz yere eskort eşliğinde gittik.
Talimatı veren trafik şube müdürü de gideceğimiz yere geldi. Yaklaşık 3 gün önce ifade için karakola çağrıldım. Ancak partide görev aldığım ve il dışında olduğum için ifadeye gidemedim. Ankara’ya dönünce kendi rızamla ifade vermeye gittim. Ben şoför olarak çalışmaktayım. Emniyete veya devlete karşı kasti olarak bu şekilde hareket etmem mümkün değildir. Evliyim bakıma muhtaç 2 çocuğum vardır. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum.”
ANAYASAYA AYKIRI
Avukat Çağlar Çağlayan da, “Otobüsün içinde milletvekilleri bulunmaktaydı. Otobüsün bu şekilde durdurulmaya çalışılması anayasaya aykırıdır. Personelimizin kasti olarak polis memurunun üzerine otobüsü sermesi gibi bir durum söz konusu değildir. 23 Nisan etkinlikleri kapsamında, gösteri ve yürüyüş düzenleme hakkı kapsamında içerisinde milletvekillerinin bulunduğu otobüs durdurulmaya çalışılmış ve anayasal hakkımız ihlal edilmiştir” dedi.
Avukat Ali Yiğit Koca da, “24 ton ağırlığındaki otobüsün dur ihtarıyla anında durmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu” savundu. Gökhan Gülyurt, şimdi ayağında kelepçe ile bu günlerin geçmesini ve kendisine farklı bakılmamasını istiyor.