Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde ağır hasar alan ve yıkılan Malatya Adliyesi'nin yerine hâlâ yenisi yapılmadı.

Depremin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen Adliye'nin 3’ü şehir merkezi dışında olmak üzere 6 farklı binada hizmet vermesi, vatandaşlar ve avukatların mağduriyetine yol açıyor.

Malatya Adliyesine ulaşmak için kilometrelerce yol gitmek zorunda kalan vatandaşın yanısıra  avukat, hakim, savcı ve adli personel de büyük zorluk yaşıyor.

AVUKATLAR : SUSMAYACAĞIZ

Depremin üzerinden 8 ay geçmesine rağmen adliye sorununun çözümüne ilişkin bir yol alınamamasına tepki gösteren avukatlar Malatya Barosu binasına, ‘Bütün Malatya Sussa Biz Susmayacağız 7 Parçaya Bölünmüş Adliye İstemiyoruz” yazılı pankart asarak tepki gösterdi.

“KULLANILMAZ HALE GELEN BİNALAR YARGISAL FAALİYETLERE EV SAHİPLİĞİ YAPIYOR”

Malatya Barosu önünde yaşanan sorunla ilgili bir araya gelen avukatlar adına açıklama yapan Malatya Baro Başkanı Onur Demez, adliye binalarına ilişkin alınan özensiz kararlar ile Adalete erişim haklarının fiili olarak kısıtlandığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı;

“Adil yargılanma hakkına ve adalet arayışına ket vuran bu kararlarla birlikte yargısal işlemler ilimizde 6 farklı ek binada hizmet vermektedir. Gelinen aşamada Aile ve Asliye ceza mahkemelerinin duruşma salonlarının bulunduğu binanın kullanılamaz olduğunun tespit edilmesiyle 7. ek hizmet binası arayışına girilmiştir.

Artçı depremler sonrasında kullanılamaz hale gelen bu binanın, şimdiye kadar yargısal faaliyetlere ev sahipliği yapması, adliyeler konusunda alınan kararların ne kadar özensiz olduğunun en bariz göstergesidir.

Kullanılamaz hale gelen ek binada duruşmalar hakim odalarında, kalemlerde ve hatta koridorlara taşmaktadır. Bu durum kesinlikle kabul edilemez.

Kimsenin burnunun kanamadığı tesellisiyle;  kapatılan bu binanın yetkililere ders olmasını umuyor, bölünmüş, parçalanmış ve taşınmalı adalete derhal son verilmesi çağrımızı iş bu vesileyle yineliyoruz.

Bizler; TCK’ye göre yargı görevi yapan, Avukatlık Kanunu’na göre yargının kurucu unsurlarından bağımsız savunmayı temsil eden, Anayasa uyarınca da yurttaşın hak arama özgürlüğünde meşru vasıta olan avukatlarız.

Ancak son dönemde bölünüp çoğalan adliyeler, savunma mesleği açısından durumu çekilmez hale getirmiş ve avukatlığı amaca uygun yapabilmeyi imkansız hale getirmiştir.

Adliyelerin uygun, elverişli ve ulaşılabilir mekanlarda bulunması, yargı faaliyetlerinin mekansal olarak dağıtılmaması; avukatlık hizmetinin etkin ve yeterli sunulması kadar, vatandaşın hak arama özgürlüğü ve adalete erişim hakkının da gereğidir.

Her fırsatta söze döktüğümüz adliyelerin tek binada toplanması yönündeki taleplerimiz, maalesef karar verici ve uygulayıcılar tarafından görülmemekte, 21. yüzyıl Türkiye’sinde çoklu binalarda yargısal faaliyetlerin sürdürülüyor olması nedeniyle avukatların ve vatandaşların bina bina, adliye adliye dolaşma çilesi sona ermemektedir.”



“BU ÇİLEYE SON VERİLMELİDİR”

‘Avukatlar, binalar arasında mekik dokuyarak görevlerini yerine getirebilmek için insan üstü bir çaba harcamaktadır’ diyen Demez, şunları kaydetti:

“Bu hal, zaman zaman adliyeler arasındaki gidiş gelişlerde duruşmaların kaçmasına, dosyaların müracaata kalmasına, zamanında alınmayan duruşmalar nedeniyle duruşma saatlerinin çakışmasına ve hak kayıplarına yol açmaktadır.

Mevcut koşullarda ek binalar ile çok sayıda hizmet binasının oluşturulmasının, avukatları adliyeler arasında mekik dokumak zorunda bırakmanın ötesinde, bağlantılı dosyaların adliyeler arasında taşınmasına ve bu nedenle de dosyalarda gecikmeler yaşanmasına yol açacağı tartışmasızdır.

Durum, birbirinden bağımsız adliye binaları için işlem yapmak zorunda kalacak olan Adalet Komisyonu, Savcılık ve idari birimler açısından da farklı değildir. Bu sistemde işlerin yürütülmesinde güçlüklerle karşılaşılmaması mümkün değildir.

Ayrıca duruşmalara yetişme cabası içerisinde olan meslektaşlarımızın ve vatandaşlarımızın başına üzüleceğimiz hadise gelmeden adliye problemimiz bir an önce neticelenmelidir. Bilinmelidir ki tüm ilgililer için en iyi çözüm ek binalar değil tek bina seçeneğidir.

Ülkemizin bütün illeri arasında adliyesi olmayan tek şehir Malatya’dır. Depremden zarar gören 11 il arasında fiziki imkansızlıktan adliye faaliyetleri durma noktasına gelen tek şehirde yine Malatya’dır.

Bu nedenle, biz  Malatya Barosu avukatları olarak elverişsiz koşullarda hizmet veren adliye birimlerini de bir araya getirilmek suretiyle, herkes için en uygun çözümün oluşturulmasını ve bu çileye son vererek yargı hizmetlerinin tek binada toplanması için gerekli işlemlerin ivedilikle yapılmasını umuyor, bıkmadan, usanmadan, vazgeçmeden bu süreç için mücadele edeceğimizi bildirmek istiyoruz.”