Dünyanın en eski futbol organizasyonu, eski adıyla Kral Kupası olarak da bilinen İngiltere Federasyon Kupası, 1871 yılından bu yana oynanıyor. Onlar bu kupaya hep başka bir gözle bakıyorlar. Maçları bütün dünyada naklen izleniyor.

Bizde o kadar eski olmasa da 1962 yılından beri oynanan Türkiye Kupası var. Futbolumuzun marka değeri iyiye gideceğine, süratle geriye gidiyor.

Kasımpaşa genç takımıyla sahadaydı. Bu kararı zaten turnuva öncesi almışlardı. Haklı olabilirler. Masrafı fazla diyorlar. Fenerbahçe’nin maça çıkacağı dün öğleden sonra belli olmuştu. İlk defa Türkiye’de Kupası maçı yaşayacak yabancılar ve Mourinho, “Bu nasıl iş?” demişler midiracaba içlerinden?

Şartlar bu şekilde olunca maç da ister istemez antrenman havasında geçiyordu. Zaten En-Nesyri’nin 2. dakika golüyle önde başlamıştı Fenerbahçe. Çift kale antrenman görüntüsündeki oyunun ilk devresinde Yusuf ve Bartuğ da golleri atınca devre 3-0 bitmişti.

Böyle maçlarda konsantrasyon kolay değildir. Oyunun taktiksel gelişimini takip etmek olumlu veya olumsuz çok zor. Mesela Samuel maçtan hiç memnun değildi. ‘Bari bu maçta oturayım, dinleneyim’ der gibiydi. Saha içinde bu durum epey belli oluyordu.

Cenk Tosun, oynamaya oynamaya bayağı paslanmış. Szymanski, etkisizliğini dün akşam da devam ettirdi. Levent bu takımda kalıcı olamaz bence.Savunmada Yusuf iyi işler yaptı. Pas yeteneği hiç fena değil.

‘O eski halimden eser yok şimdi’, unutulmaz bir şarkı sözüdür. Cengiz Ünder’i seyredince hemen aklıma geldi. Kendi bile inanamıyordur belki bu durumuna. İrfan Can Kahveci formayı geri almak için elinden geleni yapıyor mu? Tartışılır...

Gazozuna yapılan maçlar vardı biz ilkokula giderken. Kimse sonucunu fazla önemsemezdi. O günler geldi aklıma bu maçı izlerken. Böyle bir kupa gecesi Türk futbolunun geleceği için iyiye işaret değil. Bizim kupamız nasıl daha fazla ilgi çeker ona çalışmalı değerli yetkililer...