AKP zihniyetinin temsilcilerinden biri olan Mehmet Özhaseki’yi TV’de dinlerken başım döndü, ruhum karardı, tansiyonum yükseldi!

İnsanların acılarıyla alay ediyormuş gibi bir duyguya kapıldım, üzüldüm!

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, bir yıl önce 11 ilimizi etkileyen, 53 binden fazla insanımızın ölümüne yol açan korkunç depremle ilgili olarak yaptığı konuşma sırasında:

“Evlerini teslim ettiğimiz depremzedeler, eğer ölüleri yoksa, ‘Evimizin yıkıldığı iyi olmuş. Bize mis gibi villa verdiniz.’ diyorlar” dedi. Bunları söylerken hafifçe gülümsüyordu!

Millet yas tutarken nasıl bir davranış bu?  Nasıl katı, kırıcı, duygusuz ifadeler?

Hayatını kaybeden 53 binden fazla insanımız için “ölü” tanımını kullanan Bakan Özhaseki depremzedelere:

“Senin ölün yoksa aldırış etme. Bak mis gibi eve sahip oldun. Depreme şükret!” demek istedi. O kırıcı, acı verici sözlerin başka izahı yok!

★★★

Bakan Özhaseki “Depremde evleri yıkılanlara mis gibi villalar verdik” diye böbürlenirken, bu sözlerin gerçeği yansıtmadığını açıklayanlar da oldu.

Deprem bölgesinde en büyük sorun hâlâ konut yetersizliği!

Verilen sözlerin, vaat edilen hedeflerin sadece yüzde 15’i gerçekleşmiş durumda…

İktidar “319 bin konutu bir yıl içinde vereceğiz” diye vaat etmişti. Birinci yıl sonunda sadece 46 bin konutun kura çekimi için hazır olduğu açıklandı.

Yapılması gereken konut sayısı toplam 800 bini buluyor. Bu konutların tamamı yapılsa bile, depremzedelere bedava verilmeyecek.

Peki, depremde her şeylerini kaybeden ve işsiz kalan insanlarımız parayı nereden bulacak?

Böyle acılı günlerde devlet, devletliğini göstermeli!

Deprem felaketine uğrayan talihsizlerin çoğu ancak sosyal yardımla yaşayabiliyor. Bunu unutmamak gerekir!

Atatürkçü 4 teğmenin ihracı vicdanları zedeledi!

Çok üzücü bir durumla karşı karşıyayız…

Bu ülkede Atatürk’ü savunmak ne zamandan beri suç oldu?

Yobaz kafaların ilkel saldırılarına ve sürdürülen Atatürk düşmanlığına karşı, devletimizin kurucusunu savunmasız mı bırakacağız?

Milli Savunma Bakanlığı’nın, Atatürkçü dört teğmen hakkındaki duyurusu tüm yurtseverlerin tepkilerine yol açtı.

İstanbul Tuzla Piyade Okulu’ndaki 10 Kasım töreninde yakasına Atatürk fotoğrafı takmak istemeyen bir teğmeni uyaran Atatürkçü dört teğmenin Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edilmesi, hem şaşkınlık, hem öfke yarattı.

Milli Savunma Bakanlığı’ndan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu:

“Kamu vicdanı zedelendi. Şanlı TSK üniforması üzerine dini kıyafetler giyen bir amiral bile adli yaptırıma tabi tutulmadan emekliye sevk edilirken, Atatürk’ü koruma refleksinin bu derece ağır bir şekilde cezalandırılması kabul edilemez.” dedi.

Avrupa Atatürkçü Düşünce Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Dursun Atılgan da gönderdiği bir mesajla “Söz konusu 4 öğrenciyi Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ihraç edenleri şiddetle kınıyoruz. Yüksek Disiplin Kurulu mensuplarının ve Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in derhal istifa etmelerini istiyoruz.” diye tepki gösterdi.

Ne yazık ki bu ülkede bir kısım çevreler Atatürk adını silmek ve onu unutturmak istiyorlar!

TEBESSÜM

Gazete ve kadın… 

Her fırsatta koltuğuna kurulup zevkle gazetesini okuyan Temel’e, karısı Fadime bağırır:

“Uyy herif… Senin böyle gazete sevdanı görünce hep aklıma geliyor. Keşke ben de gazete olsaydım… O zaman bütün gün beni elinde tutar, bir an bile bırakmazdın!”

Temel içini çekerek başını sallar:

“Ah ah, keşke öyle olaydın… Ben de her gün bir yenisini alırdım!”

GÜNÜN SÖZÜ

Politikacıların birçoğu yalanlardan hayat bulmaya çalışır!