Erdoğan-Özel buluşması Türk siyaset kültürünün geldiği noktayı göstermesi açısından önemli. İki lider gayet medeni tokalaştı, hal hatır soruldu, çaylar kahveler içildi, ülke sorunları ile ilgili fikir alışverişinde bulunuldu.

Özel “Türkiye demokrasisi için bir kilometre taşı” Erdoğan ise “Siyaset yumuşama dönemine gördi. Türkiye’nin, Türk siyasetinin buna ihtiyacı var” dedi.

Süperdi yani.

Tepedeki bu sıcaklık, yumuşama 10 bin lira maaşla ucuzluk kuyruklarında sürünen emekliler, asgari ücretle ailesini geçindirme derdine düşen işçiler, siftahsız gün geçiren esnaf, zarardaki çiftçiler velhasıl sokaklarda tel gibi gergin dolaşan insanlara örnek olur!

Küsler barışır, türlü hakaretlere, iftiralara, saldırılara uğrayanlar, kırılıp kırılıp kenara, hatta cezaevlerine atılanlar defalarca yanlış yapanları affeder, kavga edenler sarılıp öpüşür, fena mı olur?

95 dakikalık görüşme ülkemizde bahar havası estirdiğine göre ‘tarihi kavuşmayı’ oldu bittiye getiremeyiz! ‘Siyaset kültürü’ analizine devam öyleyse...

Hediye almak bir kültürdür mesela. Bir adamın eşine doğum günü hediyesi olarak düdüklü tencere alması ondaki hediye kültürünün seviyesini gösterir!

Zirvedeki hediyeleşme öyle mi ya?

Özgür Özel Erdoğan’a Paşabahçe’nin ‘Gururla’ serisinde yer alan ve 9 bin 550 liraya satılan ‘Cumhuriyet Ateşi’ isimli objeyi ve Manisalı olduğu için Mesir Macunu hediye etmiş. Erdoğan ise  fincan takımı ve Rizeli olduğu için de Rize çayı ile Rize balı ile karşılık vermiş.

Hediyenin pahalısı ucuzu olmaz ama analiz edildiğinde ortaya şu sonuç çıkıyor.

CHP paraya kıyıp itibardan tasarruf olmaz derken, ahaliye kemerleri sıkın diyen Erdoğan ‘Mehmet Şimşek tasarruf tedbirlerine’ sıkı sıya uydu!

Erdoğan’ın hediye tasarrufuna karşılık Özel de ziyarete bir koruma, şoför, danışmanı, iki yardımcısı ile birlikte 6 kişinin bindiği makam dolmuşuyla gelerek karşılık verdi!

Hediye gibi konuşmak da kültür meselesi. Siyaset kültürümüz şahane örneklerle dolu. 2 Mayıs kavuşmasından önce Erdoğan mesela her konuşmasında CHP ve liderini anmadan geçmiyordu...

* Yalan bunların ağzına yuva yapmış, riyakarlık bunların karakteri haline gelmiş.

* Özgür efendi, Türk filmindeki Mazlum karakterine döndü. Canı sıkılan, kafası bozulan tekme tokat dalıyor!

* Bu parti milli iradeye ihanet etti.

* CHP siyasi mihengini kaybetmiş, yörüngeden savrulan partiye dönüşmüştür. CHP’nin durumu İstanbul’daki son terör saldırısıyla ortaya çıkmıştır. Bu saldırıyı yapanların en büyük hamisi Genel Başkanı olmak üzere CHP yöneticileridir!

* Çırak (Özgür Özel) genel başkan selefinden bile fason çıktı. Şaft kaydı dingil kırıldı motor su kaynattı diyordu!

Konuşma kültürümüz idare eder ama misafir kültürümüzün üstüne yoktur! Evlerde çocukların giremediği misafir odası bulunan tek millet olabiliriz. Misafir terliği, misafir su bardağı, çay bardağı, fincanı, yemek takımı vardır bizde. Misafirden misafire ortaya çıkan kepçe bile vardır! Normalde yemek yerken şapırdayan ağızlar misafir var diye asilzade ağzına döner, İstanbul efendisi olunur.

İşte bu güzel özelliğimiz(!) sayesinde AKP’nin mühim ismi CHP lideri Özel’i karşılamakla görevlendirildi. AKP genel başkan vekili (Erdoğan’ın vekili) Mustafa Elitaş!

Misafir kültürüyle yoğrulan Elitaş sadece bir ay önce, 27 Mart’ta “Bu seçim CHP içindeki Atatürkçülerin son seçimidir. Deniz Baykal, Önder Sav ve hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nun tasfiyesini gördük. CHP içindeki Cumhuriyet’e ve Atatürk’ün değerlerine bağlı kadrolar şu ana kadar tasfiye edildi. Bu seçimden sonra son kalan Kuvayi Milliyeciler de tasfiye edilecektir. Birkaç belediye almak için ülkemizin birliğini tehlikeye attılar. Üniter devlet, milli devlet, Cumhuriyet ve Atatürk gibi değerler yeni CHP’de seçim sonrasında artık gündeme gelemeyecektir” dediği Özel’e karşılamada benzer lafları demedi. Çünkü o misafirdi!

Kültürümüz gereği gelen misafirden önce temizlik yapılır, evdekiler pek titiz değil zaman da azsa  kir, pas, çer, çöp, çatlak, patlak ne varsa alel acele halının altına süpürülür. Misafir de bu kültürle yoğrulduğu ve aynısını kendisi de yaptığı için merak edip sorgulamaz halının altındaki kabarıklığı.

Saygılıymış gibi, efendiymiş gibi, barışırmış gibi, ötekini dinlermiş gibi, söyleneni anlarmış gibi, derdi bilirmiş gibi yapılarak karşılıklı yuvarlanıp gidildiği için de ‘şaft kayar, dingil kırılır, motor su kaynatır’ misafircilik oynanır!