İşgal altındaki Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlara ilişkin olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yürütülen soruşturmada yeni gelişmeler yaşanıyor. Konuyla yakından ilgilenilmezse, soruşturmanın İsrail lehine gelişme olasılığı kuvvetlenecek. Buna ilişkin haber akışları da dikkat çekiyor.

2024 yılının Mayıs ayında Hamas liderleri ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Galant hakkında tutuklama kararı talep edilmesinden sonra İsrail, ABD ve İngiltere’nin tepkileri sert olmuştu. Aynı günlerde bir önceki UCM Başsavcısı Fatou Bom Bensouda’nın İsrail hakkında 2015 yılında başlayan soruşturmayı düşürmesi için o dönemde MOSSAD tarafından tehdit edildiği The Guardian gazetesinde yer almıştı. Ayrıca UCM’nin konuşlu olduğu Hollanda’da savcılığın, UCM’ye yönelik baskılar nedeniyle İsrailli bazı yetkililer hakkında soruşturma açacağı yönünde haberler de dünya basınında yer aldı.

SORUŞTURMA YETKİSİ YOK

İsrail, UCM’nin kendisi hakkında soruşturma yapma yetkisinin bulunmadığını başından beri ileri sürüyor. 2024 yılı mayıs ayında tutuklama talepleri yapıldığından beri İsrail, ABD ve İngiltere’nin UCM önünde yeni hukuksal argümanlar üretmek için seferber oldukları da biliniyor. UCM’ye yönelik baskı iddiaları da basında sıklıkla yer alıyor.

Tutuklama talebini karara bağlayacak olan UCM Ön Yargılama Dairesi, hükümet dışı bir örgüt olan Avrupa Hukuk ve Adalet Merkezi’ne 2024 yılının temmuz ayında “Oslo Anlaşmalarına göre Filistin Devleti, İsrail vatandaşları hakkında cezai soruşturma yapma yetkisine sahip olmadığında, UCM’nin İsrail vatandaşları hakkında soruşturma yapma yetkisi var mıdır?” sorusunu yöneltti. Bu konuda “Bilirkişi Raporu” talep edildi.

Talep edilen rapor 1 Ekim 2024 tarihli olarak UCM Ön Yargılama Dairesine sunuldu. Raporun sonucu son derece dikkat çekici. Raporda “UCM’nin İsrail Vatandaşları Hakkında Soruşturma Yapma Yetkisi Yoktur” sonucuna varıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan son ABD gezisinde UCM Başsavcısı Karim Khan ile bizzat görüştü.

Netanyahu

“İSTENMEYEN İNSAN” İLAN EDİLDİ

Eski Askeri Hakim, Avukat Cengiz Demirtaş’ın uzmanlık alanları arasında savaş suçları ve bunların ulusal ve uluslararası alanda soruşturması, Uluslararası Ceza Mahkemesi, Uluslararası Adalet Divanı da bulunuyor. Demirtaş, UCM önündeki soruşturmanın kronolojisini ve yaşananları SÖZCÜ’ye şöyle anlattı:

“İşgal altındaki Filistin topraklarında 13 Haziran 2014 sonrasında işlenen savaş suçlarına ilişkin olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcılığı tarafından ön soruşturma 2015 yılı Şubat ayında başlatıldı. UCM Başsavcılığı ön soruşturmadan soruşturma aşamasına geçilmesi için UCM Ön Yargılama Divanından 2020 yılı şubat ayında karar talep etti. Ön Yargılama Divanı 5 Şubat 2021 tarihinde oyçokluğu ile verdiği kararda işgal altındaki Filistin topraklarında UCM’nin yetkisinin bulunduğuna hükmetti. Karara iki hakim lehte ve bir hakim aleyhte oy kullandı.

İsrail’in Roma Statüsüne taraf olmaması ve UCM’nin yetkisini tanımaması nedeniyle UCM Başsavcısının ve Ön Yargılama Dairesinin kararları batı bloğunca çok sert eleştirildi. Bu yaşananlar sırasında UCM Başsavcısı Gambiyalı Fatou Bensouda idi. Fatou Bensouda görev yaptığı süre içinde UCM’yi “Afrikalıları yargılayan bir mahkeme” olmaktan öteye taşımaya çalıştı. Afganistan ve Filistin’de işlenen savaş suçları hakkında soruşturma açması nedeniyle batı bloğunca adeta istenmeyen insan ilan edilmişti.

KARAR VEREMEYECEĞİ ANLAŞILIYOR

2021 yılı haziran ayında görev süresi dolan Fatou Bensouda’nın yerine UCM Başsavcılığı seçimi çok büyük bir mücadeleye sahne oldu. Seçimde batı bloğu kendileriyle ilgili olan ve ileride olabilecek soruşturmalara nüfuz edebilmek için bu seçime büyük önem verdi. Batı bloğu Karim Khan’ı, Afrika ülkelerinin başını çektiği ülkeler, Filistin yanlısı olma ve bu durumu gizlemeyen Fergal Gaynor’u destekledi. Karim Khan ilk turda 59 oy alırken Gaynor 47 oy aldı. Seçim için 62 oy gerekiyordu. Üçüncü turda Gaynor 42 oy alırken Karim Khan 72 oy alarak başsavcı seçildi. Karim Khan’ın başsavcı seçildikten sonra batı bloğuna yakın hamleleri dikkat çekti. Bunların başında Putin hakkında tutuklama kararı talep etmesi ilk sırada geliyor.

Karim Khan 7 Ekim 2023 tarihinden sonra Gazze’de yaşanan çatışmalarda işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçların soruşturmasını 2015 yılında başlayan soruşturmanın içine dahil etti ve 2024 yılı mayıs ayında her iki tarafa mensup kişiler hakkında da tutuklama kararı istedi. Yaşananlar ve son günlerdeki haber akışı UCM’nin siyasi baskılar ve siyasi motivasyonlardan uzak bir şekilde karar ver(e)mediğini ve ver(e)meyeceğini ortaya koyuyor.”

DİKKAT ÇEKİCİ GELİŞME

Filistin topraklarında işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar konusunda UCM’nin yetkili olduğuna 5 Şubat 2021 tarihinde Ön Yargılama Dairesi karar vermişti. 2024 yılı mayıs ayında önüne gelen tutuklama taleplerini karara bağlamadan önce yetki konusuna bir kez daha geri dönmesi, bu konuda bilirkişi raporu talep etmesi dikkat çekici.

Bilirkişi raporu bağlayıcı değil. Ancak talep edildiğine göre dikkate de alınacaktır. Acaba bu bilirkişi raporu ile İsrail Başbakanı ve Savunma Bakanı hakkındaki soruşturma kapatılacak mı? Bilirkişi raporu doğrultusunda UCM’nin İsrail vatandaşları üzerinde ceza soruşturması yapma yetkisi bulunmadığına mı karar verilecek? Politik baskılar, yeni hukuksal argümanlar ve bilirkişi raporu ile UCM’yi pasifize etmeye giden yol mu hazırlanıyor?

Gidişat bu soruları sormayı gerektiriyor. Dünya kamuoyu UCM’den çok şey bekliyor. Bu beklenti karşılanmazsa kuşkusuz büyük bir hayal kırıklığı olacak.