Koç Holding ve Vehbi Koç Vakfı’nın desteğiyle, Sadberk Hanım Müzesi tarafından Abdülmecid Efendi Köşkü’nde düzenlenen “Mâzîden Âtîye Zarâfet, Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminden Cumhuriyet’in İlk Yıllarına Kadın Kıyâfetleri” sergisinin açılışı ve takiben Cumhuriyet Balosu gerçekleştirildi.

Cumhuriyet Balosu’na ev sahipliği yapan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç, konuşmasına, “Ulu Önder Gâzi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu ve ilelebet pâyidar kalacak olan Cumhuriyetimizin 100. yılını idrâk etmiş olmanın derin sevinç ve gururunu yaşıyoruz” diyerek başladı. Ömer M. Koç, “Bir asrı geride bırakırken, Cumhuriyetin sâdece bir hükûmet biçimi değil, yıllarca süren savaşlarla bîtap düşmüş bir milleti, uygar ve çağdaş bir geleceğe taşıyan, ülkemizin mâkûs tâlihini değiştiren, târihî bir dönüşümün simgesi olduğunu hatırlamamız icap eder. Cumhuriyet, bundan 100 yıl önce, pek az kimsenin hayâl edebildiği, ancak adı Mustafa Kemal olan bir dâhinin sebat ve azîmle yarattığı bir mûcizedir” diye konuştu.

Toplumu, ümmetten ulusa dönüştüren Cumhuriyetin, bir aydınlanma ve medeniyet projesi olduğunun altını çizen Ömer M. Koç, Cumhuriyetin aynı zamanda eğitim, bilim, sanat ve kültür alanlarında gerçekleştirilen atılımlar, oluşturulan köklü kurumlarla, kadîm medeniyetlerin beşiği bu topraklarda yeniden yakılan bir uygarlık ateşi olduğunu dile getirdi. Ömer M. Koç, “Cumhuriyet; ücrâ bir köyümüzden dünya çapında bir bilim insanı çıkarmak, hayâta tâlihsiz başlamış bir çocuğumuza uluslararası başarılar elde etmesi için gereken ortamı ve imkânları sağlamaktır. Ve de bilhassa kimsesizlerin kimsesidir” şeklinde konuştu.

"BİZİM BİRİNCİ VAZİFEMİZ"

Ömer M. Koç, sözlerini şöyle sürdürdü:

* "Cumhuriyet, büyük bedellerle kazandığımız millî şerefimizin adı, çağın ötesinde bir istikbâl hayâli kurabilme özgürlüğüdür. Cumhuriyet bu ülkede, lâikliğin, adaletin, insana yakışır şekilde ve eşit haklarla yaşamanın teminâtıdır. Atamızın bu mukaddes eserini ve mîrasını muhafaza ve müdafaa etmek ise bizim birinci vazifemizdir. Memleketimize olan sevgi ve bağlılığımızla ülkemize hizmet etmeye, Cumhuriyetimizi ve onun değerlerini her tür şerâitte yaşatmaya ve muhafaza etmeye aynı kararlılıkla devâm edeceğiz. Lâikliği temel almayan hiçbir demokrasi, gerçek mânâda demokrasi sayılamaz.

* Yüce Atatürk’ün Türkiye için çizdiği yol hâlâ tek geçerli yoldur; çünkü aklın ve bilimin yoludur. ‘Dünyada her şey için; uygarlık için, hayat için, başarı için en hakiki mürşit ilimdir; fendir. İlim ve fennin dışında rehber aramak dikkatsizliktir, bilgisizliktir, yanlışlıktır.’ Atatürk’ün bu vecîzesinden hareketle Cumhuriyetin ikinci asrında da bu istikâmetten şaşmadan, azimle çalışmayı sürdüreceğiz. Cumhuriyetimizin 100. yılı kutlu olsun! Yaşasın Atatürk ve O’nun temsil ettiği yüce değerler! Çok yaşa lâik, demokratik ve çağdaş Cumhuriyet!"