Türkiye ilginç günlerden geçiyor. Ülkeyi yöneten iktidarla, onlara oy verip iktidara taşıyan seçmenlerin gündemleri farklı. Kasap etin peşine düşmüş, koyun canının derdine..
Seçmen diyor ki, Sayın Erdoğan, “senin gündemin nedir ne değildir beni ilgilendirmiyor. Zira uygulamaya koyulan emekli, asgari ücret ve yoksul kesime verdiğiniz bu maaşlarla bizi açlığa mahkum ediyorsunuz . 20 yıldır iktidardasınız. Şu anda halkın yaşadığı bu yokluk ve yoksulluğun sebebi ülkeyi yöneten iktidardır. Garip gurabanın bunda hiçbir kabahati olmamasına karşın, bütün yük onların sırtına bindi. Şu anda gerek sizlerin, gerekse Maliye Bakanınızın verdiği mesajların halkın altında ezildiği pazar etiketleri ile arasında herhangi bir benzerlik yok. Ortada yapılan hesap uydurmalarını da artık bizler yutmuyoruz. Zira biz her gün bu çileleri çekiyor ve yokluğu bizzat yaşıyoruz.” Seçmen devamını ediyor. “ Demokratik Cumhuriyet sistemi ile yönetilen ülkemizde, Anayasa’nın emrettiği koşulları sağlayıp sizi iktidara taşımamızın nedeni bizlere mutlu bir yaşam vaadinizdi. İnandık ve yıllardır da sizleri iktidara taşıyoruz. Siz, bunu değil başarmak, bize çile çektiriyorsunuz. Değil bugüne, geleceğe özgü hiç bir hayalimiz kalmadı. Ne çalışırken gün gördük, ne de emeklilikte gün gösterdiniz. Size hakkımızı helal etmiyoruz.”
“Sayın Erdoğan, gençliğinizi geçirdiğiniz İstanbul’un güzel semtlerinden biri olan Kasımpaşalıların kendine özgü bir “Raconu” ve duruşu vardır. Koşullar ne olursa olsun Kasımpaşalı, kitabın ortasından konuşur.”
Gelelim Sayın Erdoğan’ın gündemine. Sayın Erdoğan yerinizde olsam ne İmralı, ne de PKK’dan söz ederim. Bu sözü edilen kişi işlediği suçların cezası olarak ömür boyu mahkum. Onu dışarı çıkarmanın hem ağırlığı, hem de günahını hiçbir fani taşıyamaz. Bir evlat kaybetmenin acısını ancak yaşayan analar bilir. Şehit bir kez, analar her gün ölürler. Bir de kolunu bacağını kaybedip bir ömür sakat kalan gazilerimiz var. Onun için bu duaya amin denemez ve demeyin.
Gelelim PKK’ya. Bu örgüt emperyalistlerin besleyip büyüttüğü bir katiller sürüsü. Sizlerin de son dönemlerde sözünü ettiğiniz gibi PKK, ömrünü tamamladı. Bu örgütün gerçek besleyicisi ABD ile mi oksa artık hiçbir gücü kalmayan taşeron Apo ile mi konuşulur? Geçen yazımda da ifade ettiğim gibi ABD, bize ölümü gösterip stmaya razı edecek. Suriye’nin kuzeyindeki PYD’yi tanıyın diyecek. Bunu tanımak gelecekte Türkiye için büyük sorun demektir. Suriye’nin toprak bütünlüğü daima sağlanmalıdır. Kürt sorunu diye köpürtülen tümüyle bir batı kışkırtmasıdır. DEM, İmralı dönüşü tüm muhalefetle görüşüyor. Ne konuşuluyor bilen var mı ? Yok. Konuşulan muhalefet partileri bir şey söylüyor mu? Yok. Kamuoyunun bilgisi var mı? Yok.
Sayın Erdoğan, düşündüğünüz gibi yeniden seçilmek için bu dolambaçlı yolları boşverin . Ben, size yeniden Cumhurbaşkanı seçilmenin kestirme yolunu söyleyeyim. AKP, CHP bir araya gelin birlikte bugün tanımadığınız Anayasa’yı değiştirip hiç zaman kaybetmeden “ DEMOKRATİK PARLEMENTE SİSTEME “ dönün. Böyle yaparak üstünüzdeki gereksiz ağırlıkları da atmış olursunuz. Cumhurbaşkanlığı yetkileri kısıtlanır ve yapılacak seçimle, bu beceriksiz muhalefet olduğu sürece yine kazanırsınız. Böyle bir seçimde benim oyumda söz veriyorum, size. Sayın Erdoğan, bu ülkeye sevabıyla günahıyla 20 yıl hizmet ettiniz. Sakın tarihe 40 bin içinde kadını ve bebeği katleden bir örgütün başını afla dışarı çıkardı diye geçmeyin. Bununla anılmayın. Bu yafta sadece size değil, torunlarınıza bile yapışır ……Küçük ortağınızın dolduruşuna gelmeyin.
Kürt sorunu diye durmadan köpürtenlere de soralım, sorununuz nedir?
Ne istiyorsunuz?
Bizlerden neyiniz eksik? Karnınızdan konuşmadan söyleyin. Eğer ekonomi, hukuk, eğitim, eşit yurttaşlık, özgürlük diyorsanız, onlardan bizde sıkıntıdayız.
Biz Kürt yurttaşlarla ileri bir demokrasi ile sorunlarımızı çözeriz. Kürt yurttaşların mutluluğu hepimizin mutluluğudur.
SON SÖZ: “Bir toplum gerçeklerden ne kadar uzaklaşırsa, gerçeği söyleyenlerden o kadar nefret eder….” GEORGE ORWELL