Ankara ve İstanbul siyasetinde üç açıklama... CHP lideri Özgür Özel konuştu: “Meral Akşener’le henüz randevulaşmadık. Biz kimseye kapıyı kapatmadık.”
Dün...
İYİ Parti lideri Akşener dedi ki: “...Ve bu düzeni de; iki yumruğun, birinden yana değil; hür ve müstakil durarak...”
Sonra da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu: “Ama ben iddiayla, ısrarla diyorum ki; geçmiş dönem ittifakımız olan ve hâlâ aslında o ittifakın bir belediye başkanı olan Ekrem İmamoğlu olarak söylüyorum ki son ana kadar ittifak hem siyasi olarak ama aynı zamanda toplumun tabanında ittifakı kurma konusunda çok iddialı birisiyim.”
İki CHP’liye göre ittifak kurulabilir.
Akşener’in açıklamalarına bakılırsa bu iş o kadar kolay olmayacak.
Dün bir İYİ Partili kurmayla konuştuğumda onun da sözlerinden bunu anlamak mümkün:
“Son iki grup konuşmamızda verilen mesajlara dikkat etmekte fayda var. Birincisi; CHP’de değişen ne var? Örneğin, Özgür Özel de Demirtaş’a selam yolladı. Bizim HEDEP konusunda tavrımız net ve bu noktada değişen bir durum olmadı. İkincisi de; 2-6 Mart arasında masadan ayrılma olayı. Bu noktada CHP kurultayında da gördük ki, anketler konusunda Meral Akşener haklı çıktı. Ancak bu konuda CHP yönetiminin gerçekçi bir yüzleşmeye girme niyeti şüpheli.”
Bu arada iki lider pazar günü bir telefon görüşmesi yaptılar. Zira Akşener tebrik için Özel’i aradı. Hatta çarşamba günü görüşebilecekleri iddiası gündeme düşmüştü ama bunun doğru olmadığı ortaya çıktı. Ancak görünen o ki iki lider yakın zamanda bir araya gelecekler. İşte orada Özel’in bir teklifle gidip gitmeyeceği ya da İYİ Parti’nin kaygılarını dikkate alıp almayacağı hususu önemli...
Çok konuşulmuyor ama bu konuda önemli teknik detay var.
Akşener, 81 ilde müstakil aday kararını Genel İdare Kurulu (GİK) kararıyla aldı. Yeni bir süreç başlayacaksa bu da yine GİK süreciyle olabilir gözüküyor. Acaba İYİ Parti’nin bu kararlı tutumuna rağmen aradaki buzlar eriyebilecek mi? Sanırım yakında hep birlikte göreceğiz.
“SARAÇHANE’DE DURDUĞUM NOKTADAYIM”
Bir başka kurmay da Akşener’in dün grupta kurduğu “Siyasetimizi de yankı odalarından çıkamayanlarla değil; millete tepeden bakanlarla değil; bizim sırtımızdan, meşruiyet devşirmeye kalkanlarla değil; milletimizle omuz omuza yürüyen; hakkı, hakikati dava bilen; vatan sevdalılarıyla yapıyoruz” cümlelerine atıfta bulunarak yaptı ve dedi ki: “Bugün de görüyoruz; masadan kalkmak zorunda kaldığımız günlerde nasıl linç yapılmışsa bugün de ittifakın içinde olmazsak yüzde 5’lere düşeceğimiz, istifaların arkasında yine ittifaka bakış açımız yazılıyor, söyleniyor. Daha yeni yapılmış iki ankette bile yüzde 9 ve üstüyüz. Yankı odasından çıkmak ve güdümlü medya aparatlarının tarifleriyle yürümemek önemli.”
Bu noktada Ekrem İmamoğlu’nun açıklamalarını da masaya yatırmakta fayda var.
İmamoğlu dedi ki:
“Ama ben iddiayla, ısrarla diyorum ki; geçmiş dönem ittifakımız olan ve hâlâ aslında o ittifakın bir belediye başkanı olan Ekrem İmamoğlu olarak söylüyorum ki son ana kadar ittifak hem siyasi olarak ama aynı zamanda toplumun tabanında ittifakı kurma konusunda çok iddialı birisiyim.”
Bu tespitlerin en dikkat çekici bölümü “Hâlâ aslında o ittifakın belediye başkanı olan Ekrem İmamoğlu olarak söylüyorum” değerlendirmesi. Bu noktada İmamoğlu “Ben Saraçhane’de durduğum noktadayım” mesajı verdi Akşener’e ve ekledi:
“Ama bir tarafı eksik kalırsa da benim en önemsediğim şey milletin gönlünde kuracağımız büyük ittifaktır. Ben ona talibim. Ve bu ittifakın içerisinde sadece birkaç siyasi parti yok. Hangi siyasi görüşte olursa olsun benim gönlümdeki ittifakın tarifini söylüyorum; İstanbul’da yaşayan 16 milyon insanımızın başta çocuklarının, evlatlarının, gençlerimizin bir Ekrem ağabeyi, bir Ekrem Başkanı ya da onların tabiriyle Eko başkanı olmaya talibim.”
SONUÇ: Benim özellikle İYİ Parti cenahından edindiğim izlenim; yeni bir GİK kararının gündeme gelmesi için “değişen” CHP’nin değiştiğini Akşener’e ve İYİ Parti tabanına iyi anlatması. Ancak... Ekrem İmamoğlu ve ekibiyse “16 milyonun ittifakını kurarız eksik de olsak” çizgisinde.