Boğaz’dan geçen Rus savaş gemisindeki asker omzunda füzeyle güverteye çıkınca ayağa kalkıyoruz!..
Hassasiyetimiz 10 numara...
Dışişleri Bakanı “Provokasyon” diyor...
Türkiye “kabul edilemez” buluyor...
Emekli askerler, “Güverteye silahlı askerin çıkması güvenliğimizi tehdit
eder” diyor...
* * *
Oysa...
Boğaz kıyısında, gelip geçen savaş gemilerinin fotoğraflarını çekmeyi adet haline getiren meraklı arkadaş o gün öksürük olup da sahile inmese...
Ne fotoğrafı çekilecek, ne de güvertede omzunda füze olan asker görülebilecekti...
Üstelik geçen turist gemisi değil, savaş gemisi...
Toplarının namluları bizim her iki kıyımıza da dönük vaziyette...
Silah göstermekse...
Namlularının hedefindeyiz!..
* * *
Çok hassasız!..
Güvenliğimiz, toprak bütünlüğümüz, egemenlik haklarımız vesaire...
Ama bir gün içinde, Irak topraklarının derinliklerinde Musul’un yanı başındaki Başika’ya çıkarma yapıyoruz... 1400 askerimiz, 30 tank ve 150 zırhlı aracımızla konuşlanmışız...
Ne sebeple?..
Musul’u işgal altında tutan IŞİD’e karşı Barzani’nin peşmergesini eğitmek üzere...
Irak’ın meşru hükümeti bunu işgal sayıyor...
* * *
Rus savaş gemisindeki füzeli askere çok hassasız ama Irak Başbakanı’nın haberi yok biz Irak’ın içindeyiz...
Irak Başbakanı konuyu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne götüreceğini bildirince de çark ediyoruz, Davutoğlu Ahmet mevkidaşına mektup yazmak zorunda kalıyor:
“Irak Hükümeti’nin hassasiyeti giderilinceye kadar Başika’ya kuvvet intikali gerçekleştirilmeyecek”
Bu arada Obama’nın IŞİD’le Mücadele Özel Temsilcisi McGurk açıklama yapıyor:
“Irak’ın içine Irak Hükümeti’nin onayı olmadan yapılan askeri konuşlandırmayı ABD kabul etmiyor”
* * *
IŞİD’in personeliyle birlikte 101 gün rehin tuttuğu eski Musul Başkonsolosumuz, yeni CHP Milletvekili Öztürk Yılmaz bölgeyi en iyi bilenlerden ve şunları söylüyor:
“Musul kurtarılırsa IŞİD’in ana damalarından biri kesilmiş olacak... Ancak kurtarıldıktan sonra kime bağlı olacak?.. Kürtlerin eline geçecekse, Kürt bölgesel yönetiminin (Barzani’nin) sınırları büyük devlete doğru gitmiş oluyor. Suriye’de de PYD büyük bir alanı kontrol ediyor... O zaman başkalarının toprak genişletmesine zemin mi hazırlamış oluyoruz?”
* * *
Rus savaş uçağını düşürüyoruz, Irak’ın içine asker sokuyoruz, Suriye’nin içini karıştırıyoruz...
Ama Rus savaş gemisi Boğaz’dan geçerken asker füzeyle güverteye çıkınca, neredeyse Rusya’ya savaş ilan edeceğiz...
“Provokasyon!..”
“Ulusal güvenliğimizi tehdit!..”
“Bunu yanlarında bırakmayız!..”
Yahu ne kadar da hassasız!..
Çiçek merakı!..
İstanbul Belediyesi’nin cila yapmakta, göz boyamakta üstüne yok, dağ bayır, beton duvar, refüj, otoyol kenarlarına milyonlarca çiçek...
Ayranı yok içmeye tahtırevanla gider çiçekçiye!..
Üç gündür Fikirtepe beton istinat duvarının çiçeklendirme çalışması yapılıyor, yolun iki şeritten biri TIR ve kamyonlarla kapalı, trafikte kuyruk 3-5 kilometre...
Yaptıkları da soluk renkli, hiçbir estetiği olmayan halı desenli çiçekten duvar kaplaması...
Bunlar yılda birkaç defa sökülüp tekrar yapılıyor, paralar betona gömülüyor... Otoyol kenarları çiçek içinde... Çiçekten cami resimleri, köprü resimleri, tam bir görgüsüzlük...
Siz hiç zengin uygar ülkelerde otoyol kenarları, beton duvarlarda bu kadar israf gördünüz mü?.. Yol kenarları yemyeşil çim bırakılır, duvarlara da sonbaharda renk cümbüşü haline gelen sarmaşıklar sardırılır...
“Arap yağı bol buldu mu başına sürermiş” derler, bunlar da parayı bol buldular toprağa gömüyorlar!..