Cem YILDIRIM/ANKARA

Ankara Etlik Şehir Hastanesine mide rahatsızlığı için giden ve hastanede ameliyat olan Recep Balaban’ın ayağında varis çorabı unutuldu. 12 gün sonra oğlu tarafından fark edilen varis çorabı acı gerçeği gün yüzüne çıkardı. Ayak başparmağına kan gitmediği anlaşılan hastanın ampüte edileceği (parmağın kesilmesi) iddia edildi.

24 Eylül tarihinde Etlik Şehir Hastanesi aciline mide şikâyetiyle giden Recep Balaban isimli vatandaşa, röntgen çekildikten sonra acil bir durum olmadığı teşhisi konularak taburcu edildi. Evine dönen Balaban, birkaç saat sonra rahatsızlanarak aynı hastanenin acil servisine kaldırıldı. Balaban, acil bir şekilde ameliyata alındı. Ameliyatta kendisine varis çorabı giydirilen Balaban’ın, 12 gün boyunca varis çorabı kontrol edilmediği için başparmağının kansız kaldığı ve bu yüzden ampüte edilmesine karar verildiği iddia edildi.

BABAMI ÖLÜME GÖNDERDİLER

“İlk hastaneye gittiğimizde doğru teşhis konulsaydı babam bu durumda olmazdı” diyen Recep Balaban’ın oğlu Samet Balaban, doktorlar hakkında şikâyetçi olduğunu belirtti. Balaban, “Daha önce yapılan kontrollerde babamın ülseri olduğunu tespit etselerdi bu felaket yaşanmayacaktı. Bu durum şunu gösteriyor; babamı gece hastaneye ilk götürdüğümüzde doğru teşhis konulmuş olsaydı babam belki de bu durumda olmayacaktı. Resmen babamı ölüme gönderdiler. Bizleri ilk gece hastaneye gittiğimizde doktor başından savmasaydı babam şu an ayak parmağından olmayacaktı” dedi.

DOKTORLAR ŞİKÂYETİMİZİ GERİ ALMAMIZ İÇİN BİZİ TEHDİT ETTİ

“Hastanenin son gününde babamın yanında annem refakatçı olarak kaldı” diyen Balaban, asistan bir doktorun annesini tehdit ettiğini ve şikâyetini geri alması gerektiğini ileri sürdü.

Balaban, “Annemi tehdit eden kişi, doktorlarının çok yoğun olduğunu bu durumda doktorların hem mahkemeyle hem de hastaneyle uğraşmak zorunda kalacağını ifade etmiş. Keşke her şey düzgün olsaydı bu durum yaşanmazdı. Bu soruları bize soracak kadar cesareti nereden almış olabiliyorlar” dedi.

DOKTOR CİMER’E BU SAVUNMAYI YAPTI

Balaban’ın Cimer’e yaptığı şikâyet sonrası doktorun savunması şöyle:

“Hastanın servisimizde yattığı 25 Eylül-3 Ekim tarihleri arasında sağ ayağı ile ilgili bir şikâyeti olmamıştır. Günde iki kez yapılan fizik muayenelerinde bu yönde patolojik bulgu izlenmemiştir.

Taburculuğundan bir gün önce yoğun bakımı rutini olarak çorabı tamamen çıkarılmış, taburculuk günü de kısmen çıkarılarak müşahede edilmiş; herhangi bir sorun izlenmemiştir.

Yattığı süre boyunca tedavisine tam ve eksiksiz almıştır. İhmal söz konusu değildir. Hastanın söz konusu dilekçeye konu olan şikâyeti; yoğun bakım taburculuğundan bir buçuk gün sonra ortaya çıkmıştır. Acil serviste ve servise devir sonrasında olanlarla ilgili bilgim ve yetkim yoktur.”