Dünya öyle bir dönem yaşıyor ki, güçlü olan güçsüzü silkeliyor. “Yani gücü yeten yetene” derler ya adeta o hale geldi. Bu silkeleme sadece dış dünyaya özgü olmayıp,  ülke içinde de iktidar, silkeleme kararları verebiliyor.

Son dönemlerde, Rusya ile Ukrayna daha sonra emperyallerin Ortadoğu karakolu  İsrail, Gazze, Lübnan ve Suriye’yi silkeledi. Tüm bu yaşananların arkasında ABD ve AB var. Zira hesap, dünya düzenini kuranların, karşısında durabilecek ülkeleri zayıflatmak. Rusya, Ukrayna savaşı ile güçten düşürüldü. Bu nedenle Ortadoğudaki tek kalesi Suriye’nin silkelenmesine engel olamadı. Diğer yandaş İran desen, Gazze’deki besleme örgütlerinin tümünü İsrail silkeledi ve İran’ın kıpırdayacak hali kalmadığı için sessiz kaldı. Ortadoğuda bu olaylar yaşanırken, din kardeşleri de dizi film izler gibi sessizce izliyorlar. 

Yıllardır yazılan ve söylenenler Ortadoğu’da bir bir uygulanıyor. Şu anda neyin ne olacağını bilmek mümkün değil. Her kafadan bir ses çıkıyor.

Ortadoğu’da bunlar yaşanırken bizde neler yaşanıyor? AKP iktidarda kaldığı 22 yıllık sürecin son 10 yılında başta ekonomi olmak üzere siyasi ve sosyal olarak ülkeyi silkeliyor. 
Ekonomi de,
Sağlıkta, 
Eğitimde, 
Hukukta 
Özgürlükte, 
Eşit yurttaşlıkta,
Genç teğmenlere açılan soruşturma, 
Anayasal hakların askıya alınması !!

Tüm konuşmalarında 86 milyon vatandaşım deyip, bir bakanlar kurul toplantısından sonra ki konuşmalarında, CHP’li özellikle Büyükşehir Belediyelerini kastederek, SGK borçlarından dolayı, Bakana dönüp “ silkele” denmesi yakışıyor mu? Silkelenmesini istediğiniz belediyede size oy vermiş seçmenler olduğunun farkında değil misiniz? Bu tür konuşmalar ülke içinde ayrışmalar yaratmıyor mu? 

Anayasa Mahkeme kararlarını uygulamayarak, hapishanede tutulanlar, halkın oyları ile seçilen yerel Belediye Başkanları yerine Kayyum atamak, adaleti silkelemek değil mi?

Bakın Uygar Batıda hukuk nasıl silkeleniyor……

Kanada’da ihtiyar bir adam ekmek çalmaktan tutuklanıp mahkemeye sevk edildi.
Yaşlı adam suçunu kabul edip itiraf etti.
Ve yaptığı hatayı şöyle açıkladı:
"Çok acıkmıştım neredeyse açlıktan ölecektim."
Hakim şöyle hükmetti:
"Sen hırsızlık yaptığını biliyorsun ve ben senin on dolar tazminat ödemene hükmediyorum...
Bu parayı ödeyemeyeceğini bildiğim için senin yerine ben ödeyeceğim..."
Duruşma salonunda herkes susmuştu, hakim cebinden on dolar çıkardı ve ihtiyar adamın tazminatı olarak hazineye götürülmesini istedi...
Ardından ayağa kalktı ve salondakilere hitaben: "Hepiniz suçlusunuz ve her biriniz on dolar ceza ödemelisiniz zira sizler öyle bir şehirde yaşıyorsunuz ki ihtiyar bir adam açlıktan hırsızlık yapmak zorunda kalıyor...
Duruşma salonunda 480 dolar toplandı ve toplanan parayı hakim ihtiyar adama verdi...
Ve sözlerine şunu ekledi.
"Eğer medeni insanların yaşadığı bir şehirde fakir görürseniz bilin ki o şehrin yöneticileri halkın malını çalıyorlar”. Alıntı

SON SÖZ: Nefret asla bilgi yoluyla yayılmaz..
Nefret cehalet yoluyla yayılır.. 
Toplum cehaletin bedelini, insanları cahil tutmanın bedelini böyle öder..   ETHEM ORUÇ