30 Aralık 2022’de Sinan Ateş öldürüldü. C. Savcılığı tarafından geçen hafta mahkemeye sunulan iddianamede Eray Özyağcı, Vedat Balkaya, Suat Kurt ve diğer 13 şüpheli hakkında cinayet suç örgütüyle ilişkileri gerekçesiyle cezalandırılma talebinde bulundu. Şüphelilerin toplu halde ve iştirak halinde cinayet işlediği belirtildi. Ancak iddianamenin bu halini görünce “Hani bunun siyasi ayağı, evinde adam saklayanlar nerede? Cinayetin sebebi ne?” diye soruldu.  

İddianamenin bu haline bakınca olayın örgüsü, kurgusu, hikayesi yok. Birçok konunun eksik olduğu gözleniyor. İddianamenin gönderildiği Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi mutlaka bunu değerlendirecektir. Mahkeme, henüz iddianameyi kabul etmiş değil.  Yasa gereği 15 gün inceleme yetkisi var. İnceleme sonucu iddianameyi ya kabul ediyor ya da eksikliklerinin tamamlanması için C. Savcılığı’na iade ediyor.

SİYASİ BAĞLANTILAR

 Şu haliyle bakıldığında, iddianamenin içeriğinde olması gereken ya da kamuoyunun olmasını beklediği birçok konunun yer almadığı görüldü. Mahkemenin, iddianameyi bu haliyle kabul etmesi halinde Sinan Ateş’in eşinin avukatları, dosya kapsamında bağlantıları mahkemede ortaya koymaya çalışacak.   

 Eski Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş’in öldürülmesinin azmettiricisi olarak gösterilen Tolgahan Demirbaş’ın, Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde komiser olarak görev yapan Mustafa Ensar Aykal’dan Sinan Ateş’in kişisel bilgilerini aldığı belirtildi. Komiser, bu bilgileri niçin ve neyin karşılığı verdi? Bu bilgiler saldırıyı gerçekleştirecek olan Eray Özyağcı’ya iletildi.

 PLANLI SİYASİ BİR CİNAYET

 Tetiği çektiği belirtilen Eray Özyağcı’nın ifadesinin de inandırıcı olmaktan çok uzak olduğu anlaşılıyor. Özyağcı, “Ben Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş’i 3-4 yıldır tanıyorum. Kendisi benim gösterdiğim vefaya karşılık vermediği için aramızda kişisel bir husumet oluştu. Bu nedenle onu yaralamak amacıyla çeşitli planlar ve ayarlamalar yaptım. Bu konuda hiç kimseden yardım talep etmedim, her şeyi kendi imkanlarımla gerçekleştirdim” diyor. Hadi bakalım gelin de buna inanın.

 Tetikçi, Sinan Ateş’i sadece yaralamak için ateş ettiğini öne sürüyor. Ama Ateş’in yalnız bacaklarına değil, kafasına da ateş ettiği anlaşıldı. Dahası, sıktığı 7 kurşundan 6’sı ölümcül bölgeye sıkılmış. Yani amacın yaralamak değil, öldürmek olduğu anlaşılıyor. Peki cinayetin sebebi ne? O da belli değil. Tetikçi, başkalarını ele vermemek adına gerekçe olarak bula bula “Vefasızlık” demiş. İddianameyi okuyunca olayın vefasızlık değil, planlı siyasi bir cinayet olduğu kendini gösteriyor.

BİRLİKTE UYUŞTURUCU KULLANMIŞLAR

 Şüphelilerden Vedat Balkaya, Eray Özyağcı ve Doğukan Çep’i cezaevine girmeden yaklaşık bir yıl önce kız arkadaş ortamından tanıdığını ve birlikte uyuşturucu kullandıklarını söylüyor. Sinan Ateş’e dönük eylem yapılacağı planını bildiğini belirten Balkaya, “Ancak planın bu boyutta olduğunu önceden bilmiyordum. Eray’ın hasmını basit bir biçimde yaralayacağını düşünüyordum. Olayın bu boyuta geleceğini ve hasmının sosyal durumuyla ilgili bilgim yoktu” diyor. O kadar olayın içine girmiş birisinin, böyle bir sonuç olacağını bilmesi gerekirdi.

 Şüpheli Suat Kurt, “Doğukan 2019 başında Türkiye’ye döndü ve ben de 2020 yılında pandemi başladığında Batum’dan Türkiye’ye döndüm ve Artvin- Arhavi’de 7 ay hapis yattım. Daha sonra Bursa’ya ailemin yanına geçtim” diyor. Doğukan’ın isteği üzerine Ankara’ya geliyor. Sinan Ateş’in ofisinin, evinin yerini öğreniyor, sokağında keşif yapıyor, araçla geliş-gidiş saatlerini öğreniyor. Yani plan bir şekilde işliyor.

 CAN ALICI YERLERE

 Olayda kullanılan silah kayıp. Sinan Ateş’i bacağından vurmak için geldiği yalanını söyleyen tetikçiye değil, Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı’nın 5 Ocak 2023 tarihli otopsi raporuna inanalım. İşte rapordan bir bölüm:  

 “Sinan Ateş’in ölümü ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmalarına bağlı kafatası, yüz, kosta ve femur kemik kırıkları ile beyin kanaması, beyin doku hasarı, iç organ ve büyük damar yaralanmalarından gelişen iç ve dış kanama sonucu meydana gelmiştir.

 Sinan Ateş’in vücudunda 5 (beş) adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası tespit edilmiş olup; dış muayenede 1, 3, 5 ve 6 numaralarda tarif edilen yaralanmaların tek başlarına öldürücü nitelikte olduklarını, dış muayenede 7 numarada tarif edilen yaralanmanın öldürücü nitelikte olmadığı anlaşılmıştır.”

 UÇUŞ KAYITLARI BİLE ÇIKARILMIŞ

 Sinan Ateş’in yalnız ofisinin, evinin adresi, araç bilgileri değil, uçuş kayıtlarını gösteren bilgisayar ekranının fotoğrafı bile cinayeti planlayanların üzerinden çıkmış. Tetikçiyi Ankara’dan çıkaran Tolgahan Demirbaş, eski bir milletvekilinin evinde yakalanmıştı. Milletvekili, Demirbaş’ı teslim etmemek için direndi. İşte o evde yaşananlar iddianamede yok. Sinan Ateş’in ev adresi, ülkücü bir kuruluşun genel başkanı tarafından dosya kapsamında tutuklu bulunan komisere sorgulatıldığına dair bilirkişi raporu olduğu belirtildi. Ancak o rapor da iddianamede yer almadı. Bu ve benzeri iddialar, eğer iddianamede yoksa, bunun bir nedeni olmalı.

YENİ SORUŞTURMA BAŞLADI

 Sıradan bir yaralama girişimi olmadığı belli. Sinan Ateş de kendisine suikast yapılacağını beklediği için tabancalı dolaşıyor. Genel Başkanlık yapmış, akademisyen Sinan Ateş’i öldürmek için öyle böyle değil, çok kapsamlı bir plan yapıldığı anlaşılıyor.

İddianame Mahkemeye sunuldu ama bu iddianamenin bütün boyutlarıyla tamamlandığı anlamına gelmemeli. İddianame eleştirilirken C. Savcısına haksızlık yapılmamalı. Çünkü, Savcı, Mahkemeye diyor ki, “Soruşturma kapsamında diğer şüpheliler hakkında ayırma kararı verilmiş olup soruşturmaya devam edilmektedir.”

Bekleyelim ve kimlerin yeni iddianamede yer alacağını görelim...