Osteoporozun kırık gelişecek kadar kemik kütlesi azalmış olmasına rağmen bazen hiçbir belirti vermeden sinsi bir seyir izlediğinin altını çizen Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Nafiz Akman, osteoporozun erken tanısı ve önleyici tedavisiyle
ilgili şu bilgileri paylaştı:
ERKEN YAŞLARDA DA GÖRÜLEBİLİR
Toplumda en sık görülen kemik hastalığı olan osteoporoz, kemik kütlesinde azalma ve iç yapısında bozulma sonucu kemik kırılganlığının ya da kırık gelişme riskinin artması anlamına gelir. İlerleyen yaşla birlikte daha sık görülse de bazı hastalıklar da osteoporoza neden olabilir. İlerleyen yaşla birlikte kas ve kemik kütlesinin azalması beklediğimiz bir durumdur. Ancak kemik yapımıyla yıkımı arasındaki dengenin bozularak kemik kaybının hızlanması ve kişinin erişkin yaştaki zirve kemik kütlesinin düşük oluşu osteoporoz gelişimine yol açar. Menopoz sonrası kadınlarda sık görülmekle birlikte, ileri yaşta erkeklerde ve belli risk faktörlerine sahip kişilerde daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Kemik mineral yoğunluğu ölçümü önemli
En büyük risk grubunu oluşturan postmenopozal dönemdeki kadınların, menopozu takiben belli aralıklarla ve 65 yaş üzerindeki erkeklerin düzenli olarak kemik mineral yoğunluğu ölçümü yaptırması gerekir.
Bu yöntem oldukça kolay ve ağrısız olup birkaç dakikada hassas bir şekilde kemik kütlesindeki azalmayı ortaya çıkarır.
EN ÇOK KİMLER RİSK ALTINDA?
Genel olarak ileri yaş, kadın cinsiyet, genetik yatkınlık, yetersiz D vitamini ve kalsiyum alımı, aşırı alkol, sigara ve kafein tüketimi, güneş ışığına az maruz kalınan giyim tarzı, hareketsiz yaşam, kemiği zayıflatan kortizon vb. gibi ilaçların kullanılmış olunması ve erken ya da cerrahi nedenlerle gerçekleşen menopoz risk faktörleri arasında yer alır. Cinsiyet hormonu eksiklikleri, böbrek üstü, tiroid ve hipofiz bezi hastalıkları gibi bazı endokrinolojik bozukluklar, emilim bozukluğuna neden olan bağırsak hastalıkları, romatizmal hastalıklar, kronik böbrek ve karaciğer hastalıkları gibi bazı hastalıkların seyri esnasında, yaştan bağımsız olarak hastalığın bir parçası şeklinde de osteoporoz ortaya çıkabilir.
Hangi sorunlara yol açar?
Osteoporoz, kırık gelişecek kadar kemik kütlesi azalmış olmasına rağmen bazen hiçbir belirti vermeyerek sinsi bir seyir izler. Bu yüzden risk grubuna giren kişilerin ve ailesinde osteoporoza bağlı kırık hikayesi olanların dikkatli olması gerekiyor. En sık ve erken karşılaşılan yakınma, daha çok sırt bölgesinde belirgin olan yaygın kemik ağrısıdır. Hastalık ilerledikçe boyda kısalma ve sırttaki yuvarlaklıkta artma göze çarpıyor. Kırık oluştuğunda ise ani ve şiddetli bir ağrı ortaya çıkar. En sık sırt omurlarında çökme şeklinde olan kırıklar olarak görülürken, bunu el bileği ve kalça kemiği kırıkları izler. Omurga kırıkları şiddetli ağrıyla birlikte gövdede öne doğru eğilmeye ve kamburlaşmaya yol açar. Erken dönemlerde nefes alırken dahi şiddetli ağrı olabiliyor. Son yıllarda bu yakınmaları ortadan kaldırmak üzere küçük bir girişimle çöken omur içine bir tür çimento enjeksiyonu yapılarak hızlı rahatlamalar sağlanabilir. Buna gerek görülmezse korse ve ağrı kesicilerle tedavi edilir. Kalça kemiği kırıkları çoğunlukla cerrahi tedavi gerektirir. El bileğindeki kırıklar ise ya alçıya alınarak ya da cerrahi olarak tedavi edilir.
İşte tedavi ve korunma yolları
Kişide eğer kırık riski saptanırsa kemik yıkımını baskılayan veya yapımını destekleyen bir ilaca başlanır. Kural olarak menopoz dönemindeki her kadına ve ileri yaştaki erkeğe kalsiyumdan zengin beslenmeye ek D vitamini ile vücut postürünü korumaya ve kasları güçlendirmeye yönelik egzersiz programı önerilir. Ayrıca her gün 20-40 dakika tempolu yürüyüş yapmak gerekir. Denge bozukluğu ve sık düşme yakınması varsa buna yönelik tedavi uygulamaları ve eğitim verilir. Baş dönmesi ve dengesizlik yapabilen ilaçlar gözden geçirilir. Evde düşmeye sebep olabilecek kaydırıcı zemin ve takılmaya sebep olabilecek objelerin kaldırılması, aydınlatmalara özen gösterilmesi gerekir.