11 Haziran’da PKK/YPG’nin siyasi kanadı olan Demokratik Birlik Partisi (PYD) yönetimi Rojava, Haseke, Rakka, Deyrizor ve Halep’in doğu kesiminde yerel seçimler yapacak. Ve tepkiler son haftalarda gözle görülür oldu.

Tarih 29 Mayıs 2024.

Milli Savunma Bakanlığı kaynaklarından yapılan bilgilendirmeyi okuyalım:

Terör örgütü, üçüncü tarafların verdiği cesaret ve destekle kendini meşrulaştırmaya çalışmaktadır. Sözde seçim çalışmaları Suriye’nin toprak bütünlüğü açısından kabul edilemez bir durum olduğu gibi bölgede huzurun ve barışın sürdürülebilmesi açısından olumsuz etkiler doğurabilecek potansiyele de sahiptir. Dün MGK bildirisinde ifade edildiği gibi Irak ve Suriye’de gasbettiği toprakları terör yuvası haline getiren PKK/KCK-PYD/YPG’nin ve ona sağlanan desteğin bölgemizdeki tüm unsurlarıyla birlikte bertaraf edileceğini, milli güvenliğimiz ve komşularımızın toprak bütünlüğü hilafına herhangi bir oldubittiye fırsat verilmeyeceğini bir kez daha vurguluyoruz.”

Bir gün sonra yani 30 Mayıs.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, günlük basın brifinginde, Suriye’deki yerel seçim gündemini değerlendirdi. Patel, “Suriye’de yapılacak herhangi bir seçim, BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararında da belirtildiği gibi serbest, adil, şeffaf ve kapsayıcı olmalı. Suriye’nin kuzeydoğusunda (YPG/PKK tarafından) yapılacak seçimlerle ilgili şu anda bu koşulların sağlandığını düşünmüyoruz ve bu görüşümüzü Suriye’nin kuzeydoğusundaki aktörlere de ilettik” ifadesini kullandı.

Milli Savunma Bakanlığı “üçüncü tarafların verdiği destek ve cesaret” dedi, sonrasında da ABD, “Aktörlere ilettik” açıklaması yaptı. Aktör kim? PKK/YPG!

Bunlara devletin tepesinden yapılan açıklamayı da ekleyelim. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İzmir’in Seferihisar ilçesindeki Doğanbey Atışlı Tatbikat Bölgesi’nde gerçekleştirilen Efes-2024 Tatbikatı’nda dedi ki: “Bölücü terör örgütünün Suriye uzantısı, bir ‘teröristan’ kurma hedefiyle bölge halkı üzerindeki baskısını, tehditlerini ve gayretlerini yoğunlaştırdı. Meselenin DEAŞ ile mücadele olmadığı, doğrudan ülkemizi ve bölgemizi hedef alan sinsi bir planın adım adım uygulandığı anlaşılıyor. Terör örgütünün halk oylaması bahanesiyle ülkemizin ve Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik mütecaviz eylemlerini yakından takip ediyoruz. Daha önce de bu konudaki politikamızı çok net ortaya koyduk. Türkiye, güney sınırlarının hemen ötesinde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde bölücü örgütün bir ‘teröristan’ kurmasına asla izin vermeyecektir.”

Devletin bu tepkilerine rağmen “ABD’yle iyi ilişkiler” üzerine kurulu “siyaset” sonucunda adım adım “devletleşmeye” giden bir PKK/YPG gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Okunmayan raporlar, anlaşmalar!

Defalarca yazdık, SÖZCÜ Gazetesi manşet attı ancak durum kavranamadı! Örneğin...

ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) öncülüğünde IŞİD ile mücadele için kurulan Birleşik Görev Gücü Doğal Kararlılık Operasyonu (SOJTFOIR) faaliyetleri ile ilgili hazırlanan olağan rapora bakalım. ABD Savunma Bakanlığı Genel Müfettiş Ofisi tarafından hazırlanan ve Kongre’ye sunulan 1 Nisan-30 Haziran 2023 tarihli Baş Müfettiş Genel Raporu’nda terör örgütü PKK faaliyetleri için “direniş” benzetmesi yapıldı:

“The PKK has been waging a longtime insurgency against Türkiye/PKK, uzun süredir Türkiye’ye karşı bir isyan yürütüyor.”

Dahası da vardı.

Başmüfettiş Genel Raporu’nda deniliyor ki:

“Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren üçüncü taraf güçler - özellikle İran, Türkiye, Rusya ve Suriye rejimi- misyonumuzun ilerleyişini zorlaştırdı. Irak ve Suriye’de üçüncü taraf güçlerin (özellikle İran’dan, Türkiye’den gelenler) operasyonları Rusya, Suriye rejimi ve onların vekilleri OIR misyonunun ilerlemesini zorlaştırıyor. Koalisyon gücünün koruma ihtiyaçlarını artırarak, ortak güçleri etkileyerek ve dikkatini dağıtarak ve daha fazla çatışma riskini artırıyor. Türkiye insansız hava sistemi (İHA) saldırılarını gerçekleştirdi. Kürdistan İşçi Partisi (PKK) ile bağlantılı olduklarını iddia ederek SDG (YPG) liderlerini hedef alıyorlar. ABD tarafından terörist olarak tanımlanan PKK ile CJTF-OIR ortak gücü olan SDG (YPG) arasında ayrım yapmıyor.”

Bugünlerin geleceği dünden belliydi. Uzatmadan bir not daha düşelim:

Tarih 12 Mayıs 2022... ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Ofisi’nden (OFAC) yapılan yazılı açıklamaya göre Amerikan firmaları, YPG/PKK’nın işgali altındaki Suriye’nin kuzeydoğu ve kuzeybatısında bölgelere Suriye yaptırımlarına takılmadan artık yatırım yapabilecek. OFAC’ın açıklamasına göre söz konusu bölgelere tarım, telekomünikasyon, ulaştırma, inşaat ve üretim gibi alanlarda yapılacak, yatırımlar yaptırımlardan muaf tutulacak. Muafiyet lisansları petrol ticaretini kapsamayacak. Söz konusu yatırımların hiçbirinde Suriye rejimi ile herhangi bir işlem gerçekleştirilemeyecek. Açıklamada “yatırım lisanslarının coğrafi sınırlarına ilişkin Suriye’nin kuzeydoğusunda ve kuzeybatısında rejimin kontrol etmediği alanlar” şeklinde genel bir ifade kullanılması dikkati çekti.

SONUÇ: “Devletleşme” adım adım ilerliyordu ve biz seyrediyorduk.