ASUMAN ARANCA/ANKARADuruşmada, sanıklardan eski THK Başkanı'nın oğlu Emre Yıldırım'ın arkadaşı Hakan Azemoğlu, üzerine 17 helikopter alındığı iddia edilen ve kağıt üzerinde sahibi göründüğü şirket için, “Ben kantinde çalışıyordum. Benim adıma Emre Yıldırım şirket kurdu. Şirketin asıl sahibi o, gelen paralar onun firmasına aktarılıyordu" dedi. Eski THK Başkanı Osman Yıldırım ise, hakkındaki rüşvet iddialarını reddederek, "Almadığım vermediğim rüşvetle hayatımın son baharında sağlık sorunlarıyla uğraştığım bir dönemde, 10 aydır tutukluyum" diye konuştu.
SEGBİS SKANDALI
Türk Hava Kurumu’ndaki yolsuzluk ve rüşvet iddialarına ilişkin davanın Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki ilk duruşması bir skandalla başladı. Duruşmada, sanıklar Osman Yıldırım ve Emre Yıldırım'ın ifadeleri alındıktan sonra, sesli görüntülü kayıt sisteminin (SEGBİS) çalıştırılmadığı fark edilince, sanıkların yeniden ifadeleri alındı. Kimlik tespiti sırasında aylık 10 Bin TL geliri olduğunu beyan eden davanın 1 numaralı sanığı eski THK Başkanı Osman Yıldırım savunmasında, göreve geldiğinde kurumun ekonomik anlamda vahim durumda olduğunu, çok sayıda yatırım yaparak ekonomik gelişme sağladıklarını anlattı.
AİRBAS KİMSEYE RÜŞVET VERMEZ
Yıldırım, rüşvet iddialarıyla ilgili olarak ise, “Ben ve arkadaşlarım rüşvet almadık, görevimizi kötüye kullanmadık. Kimseyi usulsüz bir şekilde işe almadım” dedi. Eurocopter firmasından 17 helikopter alınması için rüşvet aldığı iddiasıyla ilgili olarak ise Yıldırım, şu savunmayı yaptı:
"Sözleşmedeki şartlara en uygun helikopterler, Eurocopter firmasında mevcuttu. Gerekli inceleme ve pazarlıklar yapıldıktan sonra helikopterin bu firmadan alınmasına karar verildi. THK bu alışverişten yaklaşık 5.5. milyon Euro kar etti. Rüşvet almak gibi bir düşüncemiz yoktu. Airbas gibi bir firma satış yapmak için kimseye rüşvet vermez. Rüşvet almaz. Rüşvet iddiası doğru değildir. Annem ve babamın köyünde tarla ve bağ aldım. Kendi gelirlerimle aldım. Arabamı sattım. Eurocopter’den alınan para ile mal mülk edinmem söz konusu değildir. Sonuç olarak rüşvet alınmadığı gibi helikopter alımından milyonlarca Euro kar edildi. Ancak almadığım vermediğim rüşvetle hayatımın son baharında sağlık sorunlarıyla uğraştım bir dönemde, 10 aydır tutukluyum"
CV’Sİ NEDENİYLE TERCİH EDİLDİ
Eurocopter firmasından alınan rüşvetin aktarılması için kantin çalışanı arkadaşı Hakan Azemoğlu adına bir firma kurdurduğuna ilişkin savunma yapan sanık Emre Yıldırım, "Eurocopter'in, Hakan Azemoğlu’nun şahsi CV’si nedeniyle temsilcik verdiğini biliyorum" dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Hüseyin Karamanoğlu, Airbas gibi bir dünya devinin lise mezunu ve İngilizce bilmeyen bir kişiye nasıl temsilcilik verdiğini sorunca, sanık Emre Yıldırım, "Şahsi gelişimi nedeniyle bu temsilcilik verildi diye biliyorum" yanıtını verdi.
MAAŞINA ZAM YAPACAĞIM" DEDİ
Firmanın kağıt üstünde sahibi görünen Hakan Azemoğlu ise, 2012 yılında THK kantininde işçi olarak çalışmaya başladığını belirterek şunları söyledi:
"Kantinde çalışırken, bir gün Emre bey beni çağırdı. Kantin işlerini sordu. Ben de maaşımı alamadığımı söyledim. Daha sonra Emre bey, senin adına bir şirket kurmak soruyorum. Resmi evrakta senin adın olacak. Kantinde alamadığın maaşları ben ödeyeceğim, maaşına zam yapacağım dedi. Ben de içinde bulunduğum maddi sıkıntı nedeniyle kabul ettim. Adıma şirket kurulduktan sonra yaklaşık 8 ay daha kantinde çalışmaya devam ettim. Daha sonra Azemoğlu şirketi adına bir ofis tutuldu. Bende oraya geçtim. Burada sadece internette araştırmalar yapılıyordu. Daha sonra şirkete Havacılık ibaresi eklendi.
YABANCI DİL BİLE BİLMİYORUM
Bir gün Emre beyle İstanbul’a gittik. Bir otelde Eurocopter Firmasının Avrupa Satış Müdürü Maria Luisa Alberti ile görüştük. Yabancı dil bilmediğim için ne konuştuklarını anlamadım. Bu görüşmeden sonra Airbus firmasına Emre Bey, faturalar kesmeye başladı. Faturalar kesildikten sonra paralar gelmeye başladı. Gelen paralar Emre Bey’in sahibi olduğu ASAY firmasına aktarılıyordu. Ben yabancı dil bilmeyen bir kişiyim. Bilgisayardan fatura kesmesini bile bilmem. Yapılan bütün işlemleri Emre bey kesmiştir. Sadece imzaları atıyordum. 11 aydır tutukluyum. Ben bir suç işlemedim. Suç olduğunu bilmiş olsam kesinlikle bu işe girmezdim. Zaten yasa dışı bir iş yapıldığını bilsem, gelen paranın tamamını göndermezdim. Kendimi payımı almış olurdum. Ben 2 bin TL alarak çalışan biriyim. Suç olduğunu bilsem gelen parayı zaten yollamazdım"