Turist olma planlarını ikinci baharlarına erteleyen 90 jenerasyonuna şimdiden önerdiğimiz 7 Avrupa kasabası
90lar jenerasyonu iş hayatlarını yoluna koymuş biraz da gezmeye kaynak ayırmak isterken yangınlar, kötüye giden ekonomi, dünyanın kaynak sıkıntıları, covid-19 gibi birçok sıkıntı hayatlarının orta yerine oturdu. Bugünün şartlarına baktığımızda dünyayı görmek, gezmek, hayatın tadını çıkartmak için fazla umutsuz hissetsek de güzel günlerin geleceğini içten içe hepimiz biliyoruz. 90lar jenerasyonu olarak belki de ancak 50li yaşlarımızda tekrar rahat rahat gezebileceğiz fakat bu şimdiden hayal kurmamıza engel değil. Gözümüz gönlümüz açılsın, umut dolalım ve hatta planlar yapmaya çalışalım diye hazırladığımız bu yazıda görmemiz gereken 7 küçük Avrupa kasabasını listeliyoruz.
1. Zell am See, Avusturya
Salzburg’da bulunan Zell am See, Avrupa'nın en sevimli küçük kasabalarından biridir. Zell Gölü ile güçlü Schmittenhöhe dağı arasında güzel bir konumda yer alan bu Avusturya kasabası boş zaman etkinlikleriyle ünlüdür: kışın kayak ve snowboard; yazın yüzme, bisiklet ve yürüyüş turları atabilirsiniz. Her mevsim görkemli Alpler manzarası ile eski Pinzgauer Lokalbahn trenine binerseniz turun sonunda Krimml Şelaleleri'ne ulaşabilirsiniz.
2. Bled, Slovenya
Bled’in En göze çarpan özelliği, tekneyle ulaşabileceğiniz Bled Gölü'ndeki gözyaşı şeklindeki bir adada yer alan 17. yüzyıldan kalma ruhani bir kilisedir. Bled kasabası ve çevresi, aşağıdaki suyun muhteşem manzarasına sahip dağ yürüyüşlerinden gölde kürek çekmeye ve Straza Tepesi'nde yaz aylarında kızakla kaymaya kadar yıl boyunca açık hava etkinlikleri sunar.
3. Rothenburg ob der Tauber, Almanya
Pinokyo’nun köyünün ilham alındığı ve Harry Potter’ın kasaba sahnelerinin çekildiği Rothenburg ob der Tauber taş kemerleri, saat kuleleri, tavernaları ve ahşap çerçeveli binaları ile romantik bir Bavyara durağıdır. Arnavut kaldırımlı ara sokaklardan yürürken kendinizi gerçekten de bir filmin içinde hissedersiniz.
4. Otranto, İtalya
Karayipler veya Güney Pasifik sahili havasına sahip küçük bir Avrupa kasabası görmek niyetine girerseniz Otranto isteklerinizi fazlasıyla karşılayacak. Bu sıcacık liman kasabası pırıl pırıl sığ sulara sahip kilometrelerce uzanan muhteşem kumsallara sahiptir. Deniz,kum ve güneşin yanında 12. yüzyıla kadar uzanan zemin mozaiklerini barındıran Orta Çağ Katedrali’nde gezebilirsiniz. Hatta buradan "Güneyin Floransa'sı" olan muhteşem Lecce'ye günübirlik bir geziye çıkabilirsiniz.
5. Pyrgi, Yunanistan
Pyrgi'nin şöhreti, binalarını, kemerlerini, balkonlarını ve çan kulelerini kaplayan xysta isimli siyah-beyaz geometri, el oyması tasarımlarda saklı. Sakız Adası'nda yer alan Pyrgi’nin karmaşık dekoratif motifleri bu kasabaya özgüdür ve Orta Çağ'da Cenevizlilerin ada üzerindeki kontrolünün etkisidir. Bu sevimli kasabanın ilk inşa edildiği gibi durduğunu belirtmekte fayda var.
6. Zermatt, İsviçre
Trende Zermatt'a yaklaşırken, Matterhorn'un diğer Alpler'in üzerinde yükselen saf güzelliği karşısında hayran kalmamak mümkün değil. 321 km’lik kayak pistlerinin yanı sıra yürüyerek şehir merkezini keşfetmek, sıcak havalarda yürüyüş yapmak ve Avrupa'nın en yüksek dağ istasyonu (Trockener Steg) üzerinden süzülmek için bu dağ kasabası kesinlikle görülmesi gereken bir lokasyon.
7. Sozopol, Bulgaristan
İnce bir yarımadadaki bu antik kent, turkuaz deniz manzaralı, arnavut kaldırımlı sokaklar ve kırmızı çatılı güzel evlerden oluşan bir labirent. Mükemmel kumlu plajlarına lezzetli Balkan ve Akdeniz mutfağı eşlik ediyor. Yaz sonu yapılan Apollonia Sanat Festivali Sozopol’u keşfetmek için güzel bir bahane yaratabilir.