Bakanların, seçilmişleri azarlamaları sıkça yaşanan bir durum. Belediye başkanları, birlik yöneticileri bir sorunu gündeme getirdiğinde, tıpkı Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yaptığı gibi, onları “bahane üretmekle” suçluyor. Bugün turizmin geldiği noktayla övünüyoruz. Bunun temelini de Büyük Önder Mustafa Kemal’in attığını hatırlatalım.
Turizmde ilk akla gelen il Antalya. Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) toplantısından önce Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yusuf Hacısüleyman’ı ziyaret ettim. Kentte bir bankanın turizm ihtisas şubesi açmasından duyduğu memnuniyeti anlattı. İki yıldır alınan konaklama vergisine sözü getirdi, “Ciro üzerinden yüzde 2 konaklama vergisi ödeniyor. 100 milyon lira cirosu olan otel, 2 milyon lirasını devlete ödüyor. Oysa bunun bir bölümü yerel yönetimlere verilmeli, hizmetin daha kaliteli hale getirilmesi için kullanılmalı” dedi.
BAKAN ELEŞTİRDİ
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Akdeniz Belediyeler Birliği başkanlığının yanı sıra Antalya Turizm Birliği başkanlığı ve 33 ülkeden 303 belediyenin üyesi olduğu Cittaslow genel başkan yardımcılığını yürütüyor. Böcek, bakandan şu istekte bulundu: “Siz, Turizm Geliştirme Ajansı’nı kurdunuz ve konaklama vergisiyle hiçbir sektörün yapamadığı kaynağı yarattınız. Milyar doların üzerinde toplanan kaynağa en büyük katkıyı Antalya’mız yapmaktadır. 28 milyona hizmet ederken genel bütçeden sadece yerleşik nüfus olan 2 milyon 696 bin kişiye göre pay almaktayız. Belediyemizin turizme daha fazla hizmet etmesi için bu kaynaktan pay alması gerekmekte. Bu konuda destek bekliyoruz.”
Böcek’in sözleri bakanın hoşuna gitmemiş olacak ki, “Bahane değil çözüm üretin. Başkanlığınızın ikinci döneminde sizden daha çözüm odaklı olmanızı bekliyor şehir. Bakın, biz durmadan çalışıyoruz” dedi.
CUMHURİYET VE ATATÜRK
AKTOB’un, turizmine yön veren Uluslararası Resort Turizm Kongresi öncesi verilen açılış kokteylinin teması ise “Cumhuriyet ve Atatürk” oldu. Etkinliğin konuğu “Atatürk” filminin yönetmeni Mehmet Ada Öztekin, filmin çekim sürecindeki duygularını anlattı.
Devlet Opera Bale sanatçılarının Atatürk’ün sevdiği şarkıları seslendirdi. AKTOB Başkanı Kaan Kavaloğlu, “Bugün turizm yapabiliyorsak Cumhuriyet ve Atatürk sayesindedir. Yaşasın Cumhuriyet” dedi. Film öyle bir duygu ortamı yarattı ki; turizmciler bir tek, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını atmadı. Ama onu da her an coşkuyla söyleyebilirler.
ATATÜRK VE KARADENİZ VAPURU
AKTOB, Türkiye’de turizm ve tanıtım çalışmalarının tarihçesi ile ilgili bir araştırma yaptı. Araştırmanın sonucunu Kavaloğlu’ndan dinliyorum:
“Cumhuriyetin ilanıyla siyasi, toplumsal, kültürel ve ekonomik alanda gerçekleşen devrimlerin dünyaya tanıtılması gerekiyordu. Bunun için eşsiz bir proje planlandı: Karadeniz Seyr-i Türkiye... Proje, Türkiye’nin yükselişini ve değişimini dünyaya göstermeyi amaçlayan bir girişim örneği. Dünyanın çeşitli liman kentlerini gezerek, devrimleri dünyaya duyurmayı hedefleyen geminin hikâyesi.
1926 yılının 5 Eylül’ünde vapur yurda döndüğünde 86 günde 12 ülke, 16 şehri ziyaret etmişti. Bu muazzam yolculukta gemi, 44 yabancı rehberi ağırladı. Yaklaşık 65 bin ziyaretçi gemiye uğradı. 16 muhteşem balo yapıldı ve ziyafet düzenlendi. Geminin içinde Avrupalı misafirlerin ilgisini çekecek tütün ürünleri, Hereke halıları, nadide taşlar, Kütahya çinileri ve antika eşyalar gibi özel ürünlerin satıldığı bir daire bulunuyordu. Bu, gemiye ayrı bir zenginlik katıyordu.”
YOLCULAR ARASINDA
“Cumhuriyet’in belki de övündüğü konuların başında kadın/erkek her yurttaşın eşit eğitim ve kariyer olanaklarına sahip olması geliyordu. Türkiye’deki kadın erkek eşitliğini Batılı ülkelere göstermesi açısından bazı önemli görevlerde bulunan kadın ve erkekler bu vapurda yolculuk yaptı.
Gezi için düşünülen detaylara baktığımızda nasıl bir üst aklın eseri olduğunu görebiliyoruz. Sergi için özel bir logo yapılmasından uğranılan limanlarda dağıtılmak üzere dokuz dilde hazırlatılan broşüre, çeşitli dillerdeki yemek menülerinden hatıra pullarına kadar hiçbir şey unutulmamıştır.”
TÜRK BAYRAKLARIYLA
“Cenova, Napoli gibi birçok Avrupa limanlara uğrayarak davetler veriliyor. Uğradığı ülkelerin sinema ve basınında reklamlar yayınlanıyor. Seçme ve seçilme hakkını kullanan kadın milletvekilimiz ve kadın rehberler uğradıkları liman ülkelerinde büyük ses getiriyor.
Hamburg’da her yer kırmızı-beyaz donatılıyor. Stockholm’de Karadeniz’i karşılayan tekneler Türk Bayrakları çekiyor. Polonya’ya gelişte deniz uçakları refakatinde karşılanıyor ve o kadar ses getiriyor ki Helsinki’den geminin uğraması için davet geliyor. Bahsettiğim vizyon da işte tam olarak bu. Bütün imkansızlıklara rağmen başarıyla sonuçlanan projede yer alanları Türkiye’nin ilk turizm tanıtım neferleri olarak saygı, sevgi ve minnetle anıyorum.”
Tam 98 yıl önce Atatürk’ün emriyle denizlere açılan ve liman liman dolaşan Karadeniz Vapuru’nun attığı tohumlar sonuç verdi ve ülkemizi en önemli turistik ülke haline getirdi. Dün, turizmciler onu rahmetle, saygıyla andı. Konakladığımız otelin operasyon direktörü Barış Akkaş gibi birçok turizmcinin yakasında Atatürk rozeti vardı.