Vahap Seçer, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi ve yazarımız Saygı Öztürk’ün sorularını yanıtladı. 

İKİ dönem CHP milletvekilliği yapan Vahap Seçer, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na da 2. kez yüzde 60 civarında oyla seçildi. Yalnız yerel yönetimde değil, genel siyasette de etkili isimlerden birisi. 2019-2024 arasında pandemi, deprem, ekonomik kriz ve birçok olumsuzluğa rağmen CHP’li başkanların büyük bir başarı ortaya koyduğunu belirtiyor, “Bir anlamda ezber bozdular. İktidarın uzun yıllardır tekeline aldığı sosyal yardımlarda...” diyor. “CHP’li başkanlar gelirse yardımlar kesilir” propagandasının boşa çıkarıldığını, bırakın yardımların kesilmesini, daha fazla ihtiyaç sahibine destek olunduğunu belirten Seçer şunları söyledi:

‘İKTİDAR RAHATSIZ’

Halka giden, fakire fukaraya dokunan, ayrım dili kullanmayan belediye başkanları ortaya çıktı. Sadece CHP’li seçmenlerle değil, bugüne kadar CHP’ye oy vermemiş seçmenlerle de bir gönül bağı kurdu. Bu durum, 31 Mart 2024 seçim sonuçlarını da etkiledi. Toplumda bir CHP belediyeciliği anlayışı oturmaya başladı.

Hükümetin boş bıraktığı birçok alanda belediyelerden beklenti oluyor. Sağlık, sosyal yardımlar, diğer kurumların yapması gereken konularda hükümet eksik kalıyorsa ilk yapmaya giden belediyelerimiz oluyor. Halkla yoğun ilişki kuran belediyeler, belediye başkanları şu anda iktidarı rahatsız ediyor.

Bugün konser harcamaları tartışmasından ortaya çıkan ya da SGK ve vergi borçlarının tahsili için CHP’li belediyelere yapılan inceleme ve hacizlerin amacı; belediyelerin elini kolunu bağlamak, onları zayıflatmak, halk indinde onların prestijini sarsmaktır.

Keşke denetimler yasalara uygun yapılsa. Biz denetlenmekten hiçbir zaman rahatsızlık duymayız. Aksine denetlenelim, işimizi daha iyi yapalım, eksiğimiz varsa görelim, onları düzeltelim. Ama durum böyle değil.

UYDURUK SUÇLAMA

Boş gerekçelerle, gizli tanık ifadeleriyle belediye başkanımız tutuklandı, diğer partilerin bazı belediyelerine kayyum atandı. Şimdi de uyduruk gerekçelerle (konser ve etkinlik harcamaları) belediyelerimize soruşturma açılıyor. Amaç, yasal olmayan bazı çalışmalarla belediyelerimizi sindirmek, korkutmak.

Biz bunlardan korkmayacağız. Uyduruk bazı suçlarla toplum karşısında bizlerin itibarsızlaşma çabalarına karşı da mücadele edeceğiz. CHP olarak önümüzdeki genel seçimlerde iktidarın kapısındaki kilidi açacak olan anahtar belediyelerin elindedir.

Ortak akılla, söylemlerle, politikalarla çalışmalarımızı sürdürmenin ve Türkiye’nin geleceğini belediyelerin başarısı üzerinden anlatmanın en doğrusu olduğunu düşünüyorum.

KENDİ AYAKLARINA SOPA

Geçen dönemdi Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne “terör operasyonu” düzenlendi. Biz bütün bu badirelere atlattık. Bunların toplumsal bir karşılığı bulunmuyor. Aslında kendi ayaklarına sopa vuruyorlar.

Eğer bunların toplumsal karşılığı olsaydı Mersin’de 2024 seçimlerinde her 10 kişinin 6’sının oyunu almazdık. İktidar da bunu görüyor olmalı.

Devletin kurumları hizmet götüremez duruma gelmiş. Ekonomik sıkıntılar, bir taraftan kadrolardaki liyakatsizlik, onların yarattığı beceriksizlik, iş bilmezlik devleti çökertme noktasına getirdi. Yargıyı “sopa gibi kullanma” taktiğiyle şimdi bizleri sindirmeye çalışıyorlar ama bu mümkün değil. Bizde sinecek bir anlayış, mazi yok. Biz mücadeleden gelen insanlarız, mücadelemizi de sürdüreceğiz.

Coşkulu bayramlar sürecek

Diğer belediyeler gibi bizler de bütçemize göre konser yapıyoruz. Belediyeler sayesinde 29 Ekim’in ya da 23 Nisan’ın, 19 Mayıs’ın coşkusunu yaşadık. O coşkunun bastırılması, belediyelere korku vermek için bütün bunlar yapılıyor.

Belediyeler sayesinde ulusal bayramlarımız yas olmaktan çıkarıldı. Ama biz yasalar çerçevesinde konser de kutlama da yapacağız; başta milli bayramlarımızı en coşkulu şekilde kutlayacağız.

Para, himmet, garanti değil, imza bekliyoruz

Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Seçer, yeni dönem hedeflerini şöyle anlattı:

Özellikle çevre projelerine destek olan uluslararası imar ve kalkınma bankalarından finansman bulduk. Şu anda Cumhurbaşkanlığı’nda bekleyen altyapı yatırımlarımız siyasi nedenlerle engellenmez, yatırım programını alınırsa çevre kirliliğine neden olan bütün sorunları çözeriz. Bunlar yaklaşık 100 milyon Euro’ya yakın projeler.

Başladığımız metro projesi var. Bunların yurt dışı finans kullanım izinlerinin zamanında verilmesini isteriz. Yeni başlayacağımız bir tramvay projesi var. Bu da Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nda yatırım programına alınması için bekliyor.

Bunlar zamanında yatırım programına alındığı takdirde biz hükümetten para istemiyoruz. Hazine garantisi istemiyoruz. Sadece bu yatırımlarımızın mevzuat gereği önünü açacak izinleri versinler diğerlerini biz çözeriz.

Biz kimseden bir himmet, parasal bir yardım, kefalet beklenmiyoruz. Sadece basit imzaları atacaklar, “Mersin Büyükşehir Belediyesi bu projeler uygulayabilir” diyecekler.

Müflis tüccar gibiler!

Belediyelerin SGK ve vergi borçlarının son 5 yıla ait olmadığını, belediyeleri zaten borçla devraldıklarını belirten Seçer, şöyle devam etti: “Ekonomi oldukça sıkıntılı. İktidar, müflis tüccar gibi eski defterleri karıştırıyor. Gücü belediyelere yetiyor. ‘SGK borçları, vergi borçları’ diye sıkıştırıyor. Oysa baktığınız zaman Türkiye’de vergi dairelerine ya da SGK’ya borcu olan sadece belediyeler değil. Milyarlarca lira borcu olan özel şirketler var. Her şeyden önce kamuya hizmet götüren belediyelerin üzerine gideceğine onların üzerine gitmelerinde yarar var.”

Halkın sorunlarıyla yakından ilgilendiğini belirten Seçer, “Engelleri aşıp hizmeti sürdüreceğiz” dedi.

Bize ‘normalleşme’ yok

Seçer’e, iktidar ve muhalefet arasında “Yumuşama-normalleşme” adı altında yapılan görüşmelerin, CHP’li belediye başkanlarına bir kolaylık getirip getirmediğini sordum. Seçer şunları söyledi:

CHP’li bir belediyeyle, iktidara mensup bir belediyenin işlerinin bürokraside görülme süresi çok farklı. Onlar, işlerini bizden çok daha rahat görebiliyor. Biz, geçen dönem olduğu gibi yine zorlanıyoruz.

Aslında genel anlamda Türkiye’de bir normalleşme rüzgarı estirilmeye çalışıldı ama biz belediye başkanları, bürokrasi ve bakanlıklarla olan ilişkilerimizde bunu göremedik.

Mersin’in altyapı-üstyapı, raylı sistem yatırımlarının bir an önce yatırım programına alınması için çaba gösteriyoruz. CHP’li belediye olmamızdan kaynaklı bir engellemenin yapılmaması gerekir.

ENGELLEMELER SÜRÜYOR

Geçen 5 yılda da belediye meclisinde azınlıkta olduğumuz için çok engellemeler yapıldı, borçlanma yetkileri verilmedi, hakkımız olan bazı taleplerimiz meclis aritmetiği nedeniyle önlendi. Ancak halk bütün bunları gördü, sandığa gitti, ‘Engellemelere rağmen belediye başkanı hizmet yaptı’ diyerek  yeniden bizi seçti.

Bu dönemde de bunları sürdüreceklerini düşünüyorum. Biz her şeye rağmen engellemeleri gerekçe göstermeyeceğiz, arkasına sığınmayacağız. İmkansızlıkları aşıp hizmetlerimizi sürdüreceğiz.

Kurultay süreci unutulmalı

CHP içindeki tartışmalar gündeme getirilirken deneyimli siyasetçi Vahap Seçer, “Bu dönemde CHP çok güçlü olmalı” uyarısında bulundu. Başkan Seçer, parti içi gelişmelerle ilgili olarak sorularımızı şöyle yanıtladı:

GÜÇLÜ OLMALIYIZ

Bölgedeki gelişmeler Türkiye’yi birinci derecede ilgilendiriyor. Uzun yıllardır bizim sorun alanımız olan Kürt meselesinin, Orta Doğu’daki gelişmelerle beraber farklı bir evreye geçeceğini de görüyoruz. Burada partimizin güçlü olması gerekiyor.

Partimizin güçlü olmasının yolu da birlik ve beraberlik içerisinde olmaktan geçiyor. Bunu sağlayacak olan başta sayın genel başkan ve partinin şu anki yöneticileridir. Kurultay sonrası, kurultay psikolojisinden kurtulup, artık bu zorlu süreçte birliği sağlayacak söylemlerle, eylemlerle, tavır ve davranışlarla bu süreci kurtarabiliriz.

HALK ÇÖZÜM İSTİYOR

Seçmen kavga eden bir siyasi partiye mesafeli olur. Bizim parti içinde ki sorunları uygun üsluplarla kendi içimizde konuşup tartışmamız, yanlış olanı düzeltmemiz lazım. Parti içerisinde farklı seslerin çıkması kötü bir durum değildir. Ama bu kavgaya, krize dönüşmemeli.

Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmasından uzaklaşıp birlik görüntüsü vermeliyiz. Çok başlılık görüntüsünden uzaklaşmalıyız. Parti olarak bugün insanların rahatsız olduğu başta ekonomi, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı konularına odaklanmalıyız. Sorunların çözümünü de şimdilik belediyeler üzerinden sağlamalıyız. Bunda da başarılı olmalıyız.