Şah Fırat Operasyonu’nda görevli Yarbay Hakan Tekin SÖZCÜ’ye konuştu

‘Her şeyi göze alarak Suriye’ye girdik. Türbenin çevresinde IŞİD ve PKK’lılar vardı. Çatışma yaşandı. 

Süleyman Şah’ın naaşı ve emanetler yeni yerine taşındı. Bayrağımız hiç inmeden görev tamamlandı.’

Hakan Tekin, SÖZCÜ Medya Grubu Ankara Temsilcisi ve yazarımız Saygı Öztürk’e konuştu.

Suriye’de, dinci terör örgütünün hedeflerinden biri de Suriye içindeki Türk toprağı “Süleyman Şah Türbesi” ve Saygı Karakolu’ydu. 21 Şubat 2015 sabahında türbedeki sandukalar, sınırımıza yakın Eşme Köyü’nde hazırlanan kabre konuldu. O günden bu yana, “Boşaltılan Türk toprağı” konusu sürekli gündemde. Beşar Esad rejiminin düşmesiyle Süleyman Şah’ın sandukasının sınırımıza 37 kilometre uzaklıkta bulunan Karakozak’taki eski yerine nakli konuşuluyor. Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri bu konuda gelişmeleri izledikten sonra son kararını verecek.

TERÖRİSTLER KUŞATTI

Toprağımızın boşaltıldığı tarihte Necdet Özel Genelkurmay Başkanı, Hulusi Akar Kara Kuvvetleri Komutanı, Akın Öztürk Hava Kuvvetleri Komutanıydı. Operasyonu 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz yönetecekti. Dinci terör örgütü IŞİD’ciler türbeye yaklaşıyor, sürekli taciz atışları yapıyordu. Türbenin bulunduğu Karakozak çevresi de IŞİD’in eline geçmişti. Askerlerimizin ikmalinin yapılmasında, nöbet değişiminde sıkıntılar yaşanıyordu. Aynı bölgede YPG-PKK’lılarla IŞİD’liler arasında da çatışmalar yaşanıyordu.

GİRİŞTE ÇATIŞMA

Şanlıurfa Suruç’ta, sınıra yakın bölgede oluşturulan Taktik Komuta Karargahı’nda heyecanlı bekleyiş vardı. Üst düzey komutanlar dışında askerimiz Suriye’de hangi göreve gittiğini bilmiyordu. Hava kararmaya başlamıştı. Saat 19.30 civarında zırhlı araçlar sıkı önlemler altında Suriye’ye girdi. Girişten önce harekatın tatbikatları, bu kapsamda seminer, plan, harp oyunları yapılmıştı. Karada alınan sıkı önlemlerin yanı sıra jetler uçuyordu. Harekatı 20. Zırhlı Tugay’ın unsurları yapacaktı. Genelkurmay karargahındaki bir komutan o günü şöyle anlattı:

“Sınırımıza yakın yerlerde çatışmalar oluyordu. Türkiye’nin aldığı pozisyon da belliydi. Süleyman Şah’ın sandukasının orada kalıp kalmaması, askerlerimizin çekilmesi konusu günlerce tartışıldı. Sandukanın sınırımıza yakın yerde yeni yapılacak türbeye taşınması, teröristlerin kullanmasını engellemek için karakolun ve oradaki diğer binaların yerle bir edilmesi kararlaştırıldı. Aksi halde teröristler tarafından buranın işgal edildiğine ilişkin fotoğraflar çekip yayınlayabilecekleri bile düşünüldü. Boşaltılan Türk toprağının yerine, yine Suriye sahasında sınırımıza yakın yerde, Karakozak’ta 8-10 kat daha büyük alana taşınması uygun bulunmuştu.”

SABAHA KARŞI HAREKAT

20. Zırhlı Tugay unsurlarının başında yarbay Hakan Tekin bulunuyordu. Ona kritik bir görev verilmişti. Tekin, o günü SÖZCÜ’ye şöyle anlattı: “Türbenin çevresinde IŞİD ve PKK’lılar vardı. Hassas konulardan birisi de orayı terk edeceksiniz ama sanki orayı teröristler ele geçirmiş gibi bir pozisyon olmaması da gerekiyordu. Operasyon şöyle oldu: Suriye topraklarına girdik. Sadece gidip oradan sandukaları, askerlerimizi ve onların malzemelerini getirecektik ama askeri birliğimiz her şeye karşı hazırlıklıydı. Gerektiğinde YPG-PKK’lılarla, IŞİD’cilerle de çatışacaktık. Her olasılığı göze alıp yola çıkmıştık. Suriye topraklarına geçişte biraz zor kullanma durumunda kaldık. Ateş eden terörist grubu etkisiz hale getirdik. Karşımızdakilere de gerekli uyarılar yapıldı. Girişte yaşanan olaydan sonra yolumuza devam edip gittik. Orada bulunan sandukalar alındı.”

ASKERİMİZ ŞEHİT OLDU

Askerlerimiz arasında “Vatan toprağı terk ediliyor” diye duygulanıp ağlayanlar vardı. Burada nöbet tutan, saldırılara karşı koyan bir askerimiz, vatan toprağını canları pahasına korumuş, teröristlere asla teslim etmemişti. Gözyaşları arasında sandukalar araca yerleştirildi. Yine sıkı önlemler arasında yola çıkılmıştı. Hiç beklenmedik bir kaza yaşandı. Kariyerin üst kapağını açan astsubay dışarıyı gözlerken, aracın aniden durması sonucu kariyer kapağı aniden kapandı. Astsubayımız o çarpma sonucu şehit olmuştu.

‘ON KAT DAHA BÜYÜK…’

Operasyonun içinde yer alan emekli bir generale, “Vatan toprağını terk etmiş sayılmıyoruz?” diye sordum. Şunları söyledi: “Oradaki vatan toprağımız terk edildi denilemez. Evet, oradan tamamen çekildik ama Karakozak’ın 10 misli büyüklüğünde bir yerde, yine Suriye sahasındaki toprağı vatan toprağı yaptık.”

Bayrağımız için özel plan

Yarbay Hakan Tekin şunları söyledi: “Bulunduğumuz yer vatan toprağıydı. Ancak, boşaltırken bulunduğumuz yerin teröristler tarafından kullanılmaması gerekiyordu. Sandukaları, karakolumuzu ve eklentisinde yer alan bütün malzemelerimizi aldıktan sonra orayı kullanılmaz hale getirmek için tahrip etmemiz gerekiyordu.

Geriye hiçbir şey bırakmadık, imha edilmesi gerekenleri de imha ettik. Bayrağımızın Suriye sahasındaki vatan toprağımızdan inmemesi gerekiyordu. Aynı dakika biz bayrağı indirirken, türbenin yeni taşınacağı yerde ise şanlı bayrağımız göndere çekiliyordu. Yani, bayrağımız hiç inmedi, bu işler eş zamanlı ve çok planlı olarak yapıldı.”

Süleyman Şah’ın türbesinin bulunduğu yer, Türkiye ile Fransa arasında imzalanan 1921 tarihli Ankara Antlaşması ve Lozan Antlaşması’na göre ‘vatan toprağı’ kabul edildi. İlk yeri Caber Kalesi’ydi. Kale Tabka Barajı’nın suları altında kalacağı gerekçesiyle 1973 yılında Türkiye ile Suriye arasında varılan bir anlaşmayla Karakozak Köyü’ne taşındı. 

572 ASKER, 50 TANK VE F-16’LAR

Türbenin taşınma operasyonunda 572 bordo bereli, 50 tank ile F-16 uçakları görev aldı.

TAŞ ÜSTÜNDE TAŞ KALMADI

Naaş ve manevi değeri olan emanetler alındı. Türbe ve Saygı Karakolu kullanılmaz hale getirildi. 

SON ADRESI EŞME KÖYÜ

Süleyman Şah’ın naaşı Eşme Köyü’nde bulunan yeni yerleşkesine nakledildi.