Anaya ataya saygı Türk kültürünün ezelden beri olmazsa olmaz şartlarından biridir! Büyüklere saygısızlık terbiyesizlik olarak kabul edilir. AKP yasaklayana kadar ‘Yasam küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak’ diye ant içerek büyüdük mesela!

2002’den bu yana dindar neslin pek güzide temsilcileri tarafından yönetildiğimiz için kültürümüzdeki bu özelliğe dinimizin güzellikleri de eklendi.

Memleketin başına devlet kuşu gibi konan idarecilerimiz bu konularda çok hassas(!) oldukları için “Bir genç yaşlı birine hürmet ederse, yaşlandığında Allah da ona hürmet gösterecek insanları yaratır”, “Büyüklerimizin hakkını tanımayan bizden değildir” diyen Hz. Muhammed’in sözlerini  örnek aldılar.

2019’da Birinci Yaşlılık Şurası’nı topladı Erdoğan ve “Yaşlılarımıza sahip çıkmak aynı zamanda geleceğimize sahip çıkmaktır. 2003 yılından bu yana yaşlılar için çok önemli hizmetleri hayata geçirdik. Kimsesizlerin kimsesi bir sosyal devlet olduğumuzu göstererek, hiçbir yaşlımızı sokakta veya çaresiz bir şekilde dört duvar arasında bırakmıyor, hepsine de sahip çıkıyoruz” falan deyip üzerine bir de hikaye anlattı ‘huzuruna çıkan’ yaşlılara...

“Atina’da ihtiyar bir adam tiyatroya gider. Fakat Atinalıların oturduğu bölümde kimse yer vermez. Bunun üzerine Spartalıların oturduğu bölüme geçmek zorunda kalır. Orada hemen yer açılır kendisine. Atinalılar bu davranışı alkışlarla karşılarlar. Çünkü Atinalılar iyilik nedir bilir ama yapmak istemezler! Evet, dünyamızın hızla Atinalılaştığı bir dönemde yaşlılarımıza sahip çıkmayı, onlara saygıda kusur etmemeyi, onları hep el üstünde tutmayı boynumuzun borcu olarak görüyoruz!”

Çinli düşünür Lao Tzu’nun sevdiği bir hikayeyi de ben aktarayım...

Köyde yaşayan fakir bir yaşlı varmış. Fakirliğine rağmen kral bile onu kıskanırmış çünkü dillere destan beyaz bir atı varmış. Kral hazinesinin önemli bir kısmını verip atı kendisine satmasını istemiş. İhtiyar ‘insan hiç dostunu satar mı’ diyerek kabul etmemiş.

Bir sabah bakmışlar ki o güzel at ortada yok. Köylüler seni bunak atı krala satsaydın zengin olurdun. Bak şimdi at da yok para da deyince ihtiyar karar vermek için acele etmeyin, bildiğimiz sadece at kayıp. Atın kaybolması bir talihsizlik mi yoksa şans mı bunu henüz bilmiyoruz demiş.

Köylüler alay edip gittikten 10 gün sonra at geri dönmüş, üstelik yanında çok sayıda güzel atla. Meğer dağlara gidip vahşi atlarla geri gelmiş. Köylüler alay ettikleri ihtiyara dediğin çıktı, bak ne kadar atın oldu demişler ama ihtiyar yine erken karar verdiklerini söylemiş onlara.

Neyse vahşi atları eğitmek için ihtiyarın oğlu üzerlerine biniyormuş ki biri sırtından atmış onu. Oğlanın bacağı kırılmış, yatağa düşmüş. Köylüler bu defa tek evladın sakatlandı şimdi sana kim bakacak diye dertlenmişler. İhtiyar durun acele etmeyin, bakalım bu şansızlık mı yoksa şans mı  demiş onlara!

Köylüler gülüp geçmiş ama memlekette savaş çıkmış aniden. Bütün gençler askere alınırken ihtiyarın bacağı kırık oğlu mecburen evde kalmış. Köylüler yine sen haklı çıktın, oğlunun bacağı kırık ama hiç olmazsa yanında demişler. İhtiyar karar vermek için yine acele ediyorsunuz. Bildiğimiz oğlumun bacağının kırık olduğu ve askere gitmediği. Arkasından ne çıkacağını kimse bilemez. Olacakları zaman gösterecek demiş.

Hikayenin kıssadan hissesi, olacakları zaman gösterir...

2002’de arkasından ne çıkacağını düşünmeden, tıpkı ihtiyarın köylülere dediği gibi aceleyle iktidara gelenleri büyük şans olarak görenler aradan geçen yıllarda Hanya’yı Konya’yı gördü!

Çinli düşünür Tzu’nun hikayesindeki sonu bir Türkiye gerçeği ile getirelim öyleyse...

Devletin İŞKUR’u dün açıkladı. Kayıtlı işsiz sayısı 2 milyon 322 bin 919 oldu. Kayıtlı işsiz sayısındaki en yüksek artış hangi yaş grubunda oldu dersiniz?

60-64 yaş! Bu gruptaki kayıtlı işsiz sayısı geçen yıla göre yüzde 41.74 arttı.

Durun ‘aman’ demek için acele etmeyin hemen. Artışta bu grubu yüzde 33’le 65 yaş ve üzerindeki kayıtlı işsizler izledi iyi mi! 60-64 ve 65 yaş ve üzerinde olup İŞKUR’a iş arıyorum diye başvuran binlerce yurttaş en az bir yıldır iş bekliyor yani.

Yaşlanmak bence bir ayrıcalıktır...

Ancak plan program, sosyal hazırlık, adil paylaşım olmaz, Türk kültürü, dinimiz falan diyenlere körü körüne kanılır, aynası iştir kişinin lafa bakılmaz denilmezse yaşlanmanın ş’si gider, geriye son demlerinde İŞKUR önünde bekleyip yas tutması kalır!