Bölgede başka depremlerin de olabileceğini belirten Tüysüz, “Bu deprem 130 atom bombası büyüklüğünde, düşünün o kadar büyük bir patlama elbette ki çok geniş bir alanı etkileyecektir ama Marmaya’yı etkilemez” dedi.
İstanbul Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü mezunu olan Prof. Dr. Okan Tüysüz, 1997-2003 yılları arasında Avrasya Yerbilimleri Ensti-tüsü Müdür Yardımcılığı, 2003-2009 yılları arasında ise iki dönem Enstitü Müdürlüğü görevlerini üstlendi. 2018 yılına kadar İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü ve Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi olarak hizmet etti. İTÜ deki 30. hizmet yılını tamamlayarak kendi isteği ile emekli oldu. İTÜ de görev yaptığı 30 yıllık süreç boyunca 6 doktora, 12 yüksek lisans, çok sayıda lisans tezi yönetti. Halen FİNA Enerji Holding bünyesinde jeoloji başdanışmanı olarak çalışmaktadır. Pazar gecesi sabaha karşı Kahramanmaraş Pazarcık ilçesinde olan ve Adana, Hatay, Kilis, Adıyaman Diyarbakır’ın aralarında bulunduğu birçok şehirde 1000’e yakın vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 5 binden fazla vatandaşımızın yaralandığı 7.7 büyüklüğündeki depremle bütün Türkiye sarsıldı. Yine can kayıplarına ve yararlılarımıza içimiz kan ağlarken dün öğlen saat 13.24’te Kahramanmaraş’ta 7.5 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. İki yüz kilometrelik fay hattı üzerinde olan depremler birçok başka ili de etkilediği için tehlike onlarca kent için devam ediyor. Bu kadar büyük can kaybının tek nedeni depremlerin büyüklüğü mü yoksa ihmal mi, bu depremler beklenen Marmara depremini veya başka bölgelerdeki fay hatlarını tetikler mi, bunları “Kahramanmaraş depremi 1939’daki Erzincan depreminden sonra 100 yıldaki en büyük 2’inci deprem, 130 atom bombası büyüklüğünde” diyen, İTÜ’de 30 yıl görev yapmış olan ve deprem konusunda sayısız çalışması bulunan deneyimli deprem uzmanlarımızdan Prof. Dr. Okan Tüysüz’le konuştum.
DEFALARCA UYARDIK
■ Okan Bey, bu deprem 200 kilometrelik fay hattı üzerinde olduğuna göre başka şehirler için bundan sonra tehlike nedir?
Şöyle, ilk depremin ne yaptığını tam olarak görmemiz lazım, yer bilimcilerin çalışıp hangi fayların yüzeye kadar kırıldığını, hangilerinin kırılmadığını ortaya koymamız gerekiyor, ancak ondan sonra bir şeyler söyleme şansımız var. Ama şu önemli; sabahki deprem 7.7, bu kadar büyük bir deprem çevreyi kolaylıkla etkileyebilir, nitekim aynı gün Elbistan’da 7.5 büyüklüğünde bir deprem daha oldu. Bu büyük depremler, çevrelerini etkileme potansiyeline sahip depremlerdir ama tam olarak nereyi etkileyeceğini anlamak için uzun bir çalışma gerekiyor.
■ Zaten bu da Karadeniz bölgesine kadar etkilemiş değil mi? Marmara’da beklenen İstanbul depremini tetikleyebilir mi?
Bu deprem 130 atom bombası büyüklüğünde, düşünün o kadar büyük bir patlama elbette ki çok geniş bir alanı etkileyecektir ama Marmara’ya kadar ulaşmaz.
■ Bir atom bombasının bile çok geniş bir alanda yıkım yaptığı tarihte görülmüştür, 130 atom bombası korkunç bir güç.
Ama işte bu 200 kilometrelik bir fayı tek seferde kırabilecek bir güç, büyük depremler çok büyük bir enerji sonucunda oluşuyor.
Bazen birbirine uzak ülkelerde olan depremler bile birbirini tetikleyebiliyor, arkasından hemen bir başka ülkede deprem olduğu duyulabiliyor. Burada da aynı fay üzerinde başka bir yerde deprem mümkün mü?
Onlar tesadüftür, aynı fay sistemi içinde olur, mesela bu deprem Doğu Anadolu fayını etkiler, gidip de Kuzey Anadolu fayını etkilemez. Kahramanmaraş depremlerinde de mesafeler farklı, ikinci deprem diğerinden 100 kilometre uzakta oldu.
■ Daha çok tedbir alınmamış, güçlendirilmemiş binalar çökmüş olmalı, daha önceki depremlerde, İzmir depreminde de böyle olmuştu. Kahramanmaraş için de daha önce uyarı yapılmıştı.
Bizde maalesef tedbir alınmış bina yok ki. Kahramanmaraş için defalarca uyarı yapıldı, yapılan çalışmalar yapılması gerekenlerin yanında bir arpa boyu. 50 senedir bu mesleğin içindeyim, 50 yıldır uyarıyorum. Bakın, 2012’de Gaziantep’te düzenlenen Gaziantep Kent Konseyi toplantında benim gidip anlattığım bir konuşma, başlığı şu; “Gaziantep 7.7’lik depreme hazır olsun”, 10 yıl önce söylemişim (Gaziantep-Kahramanmaraş arası 77,8 km.) Bu bana mahsus bir şey değil, depremle ilgilenen bütün uzmanların söylediği bir şey. Ne yapılmış Gaziantep’te o günden sonra, hiçbir şey!
BİLİM İNSANLARI DİNLENMİYOR
■ Yani “yapılan uyarılar dinlenmediği için bu kadar kayıp yaşanıyor” diyorsunuz.
Memlekette kim kimi dinliyor ki. Hele de bir bilim adamı bir şey söyleyecek de onu dinleyecekler, böyle bir şey mümkün mü? Türkiye’nin neresinde deprem olacağı belli, ne zaman olacağı belli değil ama yeri belli. Dolayısıyla, yapılacak işler için bizim çok sayıda yol haritalarımız var, bakın Deprem Şurası yapıldı, yanılmıyorsam 23 cilt sonuç yayınlandı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı birçok deprem çalışması var, hepsi yol haritası ama yola çıkamadık. Ne yapılacağı belli, madde medde sıralanmış ama yola çıkmayı bir türlü beceremiyoruz.
■ Bütün bu yaşanan depremlere rağmen hala ilgili bakanlıklar bu yol haritalarına bakmıyor demek ki.
Evet, maalesef öyle, hiçbir uyarı veya yaşanan deprem onları uyarmaya yetmiyor.
17 Ağustos depreminin ardından uyardık, hiçbir önlem alınmadı
■ Bunların arkasından başka deprem gelebilir mi, örneğin Gaziantep için tehlike var mı?
Gelebilir ama neresi olur, bunun için verileri alıp incelememiz lazım. Gaziantep’in merkezinde olmaz ama bakın yakınında 7.7’lik deprem oldu, ben Gaziantep’te olur demiştim, Kahramanmaraş Pazarcık’ta oldu, o hat üzerinde beklenir. 17 Ağustos 1999 depremi olduğu zaman bir o günün Başbakanı Bülent Ecevit’e gittik “Bir deprem daha bekliyoruz” diye. Bizi dinledi, teşekkür etti ayrıldık, sonra 12 Kasım depremi oldu, 800’den fazla can kaybı vardı. Hiç değilse evdeki eşyaların sabitlenmesini sağlasalardı 800 değil, 700 kişi ölürdü, 100 kişi de kurtulmuş olurdu, bunu bile yapmıyoruz maalesef.
Eve girilmemesi için her çareye başvurmak mutlaka gerekli
■ Bu illerde yaşayanlar şu anda ne yapacaklar, kimse korkudan evlerine giremeyecek.
Evet, giremeyecekler, girmemeleri de doğal ve girmemeleri gerekir, çünkü hasarlı olabilir, artçılar oluyor, hasarlı binalar yıkılabilir ve daha fazla insan zarar görebilir, onun için kesinlikle girmemeleri lazım.
■ Bu sadece Kahramanmaraş değil, Adıyaman, Malatya, Adana ve daha birçok ilrisk altında, hepsi dışarda mı yatacaklar, karakışta ne yapacaklar?
AFAD çadır dağıtacak, arabalarda yatacaklar, evlere girmemek için ne yapılabilirse onu yapmak zorundalar, bu işin ihmali olamaz. Arkadan başka depremlerin gelebileceği de görüldükten sonra her çareye başvurmak gerekir.