Normalleşme...

Tematik mitingler...

Erken seçim çağrısı...

Resepsiyon sohbeti...

Hepsi ile CHP yeni dönem stratejisini test etti.

Meclis'in açılmasıyla birlikte siyasetin değişeceği aşikar iken, Ortadoğu'da da manzara giderek sertleşti. 

Dün öyle geçti, bugün resim böyle.

Peki yarın?

Siyasetin yakın geleceğinde 29 Ekim sınavı var. Cumhuriyet Bayramımız ve yine iktidar dahliyle Atatürkçülük konuşmaya başlayacağız. 

Daha önce yazdığım üzere bir strateji hazırlığı var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye yapacağı 29 Ekim daveti de dahil olmak üzere bir Atatürkçülük vurgusuna şahit olacağız. 

Tüm bunlar; yeni anayasa, teğmenler soruşturması ve resepsiyon sohbetinin bıraktığı etkinin gölgesinde olacak.

CHP'nin yeni dönemdeki ilk testi de burada görünür hale gelecek. Kullanılacak dil, verilecek yanıt ve ortaya çıkacak resim açısından...

Güncel birinci parti olup olmadığı son anketler ile tartışılmaya açılan CHP, Kasım ayının başında yerleşeceği nokta ile erken seçimin belirleyicisi mi yoksa hala deneyeni mi olacağını seçecek. 

Kış, sert geçecek.

Ekonomik olarak tablo hala dünden iyi değil. 

Bu aşamada CHP, iktidar cenahının ve bizatihi Erdoğan'ın yeni dönem stratejisine zorlanırken "gerçek gündem" konuşturmak için ek çaba sarf edecek. 

Türkiye, yine bir "yeni" siyasi konjonktür ile karşı karşıya. 

Merkez sağda kurulmak istenen Meclis grubu ve yeni parti iddiaları da dahil olmak üzere hareketli bir döneme geçiliyor. 

Kimse "siyaseten" kartların yeniden dağıtıldığından söz edemez ama kartlar geçmişe nazaran daha çok karıştırılacak gibi.