Asgari ücretin alım gücünün yaklaşık 13 bin liraya düştüğü, İstanbul’da dört kişilik bir alenin yaşam maliyetinin 73.739 liraya yükseldiği ülkemde siyasiler koltuk derdine düştüler. Yokluk ve yoksulluk siyaset gündeminden düştü. Gündem sivil bir anayasa ile başlayıp, peşinden katil örgüt lideri gelsin konuşsunlar devam ederken, en sonun da peşinden kayyum atamaları ile devam etti.
Tüm bu gündemler için herkes karnından konuşurken, Sayın Bahçeli kitabın ortasından gerçeği ortaya koydu “Sayın Erdoğan’ın yapılacak bir Anayasa ile yeniden Cumhurbaşkanlığı yolunu açmak”. Sayın Bahçeli’nin bu salvosu kamuoyunda şok etkisi yaratıp Sayın Erdoğan’ın bilgisi var mı yok mu derken, Sayın Erdoğan’dan ikili salvo geldi. Bir taraftan Sayın Bahçeli’nin davetine destek verirken, diğer yandan kayyum atamaları yaptı. Ortalık karıştı ve erken seçim mi geliyor yorumları yapılmaya başlandı.
Tüm bunlar yaşanırken, vatandaş Mehmet’in içine düştüğü yürek yakıcı geçim sıkıntısı unutuldu gitti.
İktidara da şöyle bir soru sormak gerekiyor. 22 yıldan beri devamlı Anayasa değişikliklerini yapan sizsiniz. Yaptığınız bu değişikliklerden sonra, kendi yaptığınız Anayasa’da eksiğin ne olduğunu, neler istediğinizi maddeler halinde kamuoyuna açıklayın. Sayın Bahçeli’ye göre yeni anayasanın önemi, Sayın Erdoğan’ın bir daha aday olmasını sağlamak. Bu arada DEM içinde birkaç gönül açıcı kazanımlar...
Bu ülkede Kurtuluş Savaşı’nı Türk, Kürt birlikte kazanıp Cumhuriyet’i kurdu. Bugün sen şusun busun diyerek bir ayrıştırmaya girersek, bu ülkede birliği sağlayamaz hep birlikte zarar görürüz. Bu birlik ve birliktelik zarar görürse kim sevinecek? EMPERYALİSTLER...
Yıllardır devamlı gündeme getirilen “Kürt sorunu” daha önceden HDP, bugün DEM Parti ile devamlı gündemde. Geçmişte Kürtlere şunlar yapıldı, bunlar yapıldıyı bırakıp birlikte mutlu olmanın gereklerini ortaya koyalım.
Şimdi soruyorum?
Bu ülkede; Kürt kökenli Cumhurbaşkanı oldu mu?
Peki ya Başbakan?
Milletvekili?
Vali?
Kaymakam?
Ordu komutanları?
Üst düzey Bürokrat?
Rektör?
Öğretmen?
Sanayici?
Tüm bunlar olurken kimseye soruldu mu sen Kürt müsün, Laz mısın diye? Çerkez mi, Abaza mı diye. Hayır. Peki sorun ne? Sorun şu; Bu ülkede güçlü bir demokrasinin olmadığı için Emperyaller devreye girip karıştırmak istiyorlar. Sadece Kürt’ün değil hepimizin sorunları var. Hatta, AKP’nin iktidarında sorun olmayan bir tek konuyu bana söyleyebilir misiniz?
Bu sağlanamadığı için zaten sürekli problemler oldu. Bunu da sağlamanın tek çözümü demokratik olarak bu rejimi değiştirmek. Sorun “ Rejim sorunu”…
Değerli Okurlar, emperyalizmin Ortadoğu için yıllardır uygulamaya koyduğu senaryoyu artık anlayıp birlik ve beraberliğimizi koruyup tek yumruk olmamız gerekirken, inanılmaz hatalar yaparak Emperyalizmin ekmeğine yağ sürülüyor.
Türkiye karıştırılmak isteniyor. Siyasiler, koltuk kavgası yapılacak dönem değil. Sorunları yumak haline getirmeyin. Tüm siyasi parti başkan ve yöneticileri konuştuklarınıza dikkat edin. Zaten Türkiye içinde pimi çekilmemiş el bombası, 13 milyon olduğu iddia edilen sığınmacı var…
DEM Parti Eş Başkanı Bakırhan, yaptığınız talihsiz konuşmanızda verdiğiniz Seyit Rıza ve Şeyh Sait örneği ile et tırnak Türk-Kürt kardeşliğine zarar veriyorsunuz. O kalkışmaların Emperyalist İngiliz kışkırtması oldğunu hala öğrenemediniz mi?
Üstelik de kayyum atanmasını protesto etmek ve kayyuma karşı çıkmak için Batman’a gelen CHP Genel Başkanı’nın olduğu günde! Tüm konuşmalarınızda Kürt Sorunu diyorsunuz da, birlikte yaşadığımız bu ülkenin diğer sorunlarını da dile getirmeli “ Türkiye Partisi” olmayı gündeminizde tutmalısınız.
Yeni Anayasa oyununun karşısında ki tek engel CHP’dir. CHP kuruluş ilkeleri doğrultusunda nasıl bir gelecek düşündüğünü kesin ilkeler halinde halka anlatmalıdır. Renginizin ne olduğunu, Sosyal Demokrat Parti ilkelerini anlatın. Vatandaşın yoksulluğu ve sığınmacı sorununu devamlı gündeme getirin. İktidar bu engeli aşabilmek için çeşitli oyunlar ve gündemler ortaya koyacaktır. CHP bu ara kendi içindeki sürtüşmeleri buzdolabına koymak zorundadır. Bu mücadele Türkiye’nin varoluş mücadelesidir. Demokratik karşı duruş için meydanlarda birliktelik mesajları verin. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti
SON SÖZ: Bir sinek züccaciye dükkanını dağıtmak istese buna gücü yetmez ama bir boğanın kulağına girerse boğa panikle o dükkanı dağıtır. O sinek bir batıl inanç bir safsata veya önyargıdan başka bir şey değildir. O boğa ise kafası boş cahil insanın ta kendisidir.
ANOOSHİRVAN MİANDJİ