Yeni üçlemenin ikinci filmi yani “Bölüm 8”in 2017’de, “Bölüm 9”un da 2019’da vizyona girmesi planlanıyor. 2016 yılında ise 1977’deki ilk filmin (yani Bölüm 4’ün) hemen öncesini, yani “Ölüm Yıldızı”nın planlarının çalınış hikayesini anlatan “Rogue One” gösterime girecek. Ayrıca 2018’de Han Solo’nun gençlik maceralarını anlatan yeni bir seriye başlanacağı söyleniyor. Orijinal üçlemede küçük bir katkısı olsa da kendine ait bir kitle edinen kelle avcısı Boba Fett’in hikayesinin anlatıldığı yeni bir film de planlanan yapımlar arasında.



Her ne kadar “uzun zaman önce, çok çok uzak bir galakside” diye başlasa da ‘Star Wars’ evreni o kadar da uzağımızda olmadı hiçbir zaman. Doğu dinlerinin bir karması gibi karşımıza çıkan, jedi şövalyelerinin dillerinden düşürmedikleri “güç” (kudret) kavramı bizde tasavvufi okumalara son derece açıktır mesela. Orijinal üçlemenin ‘karanlık taraf’ını soğuk savaş yıllarının popüler tabusu Sovyet Rusya’sı, iyi tarafını ise özgürlükçü kapitalistler olarak okumak da mümkündü.

Yeni ama çok da tanıdık


Yarattığı korku politikalarıyla bütün galaksiyi yönetimi altına almak isteyen imparatorluk, eski cumhuriyeti yıkıp faşist bir idare kurmayı amaçlar. Direnişçileri örgütleyen jedi şövalyeleri ise içlerinden çıkıp bütün dengeleri altüst eden Anakin Skywalker’ın katkısıyla büyük bir hezimete uğrar. Orijinal üçlemede de, karanlık tarafına yenilip Darth Vader’a dönüşmüş olan Anakin’in oğlu Luke Skywalker’ın ‘jedi’ olma sürecini izliyor ve onun öncülüğünde toparlanan asiler sayesinde imparatorluğun çöküşüne şahit oluyorduk.
Yeni üçlemenin bu ilk filminde ise bu çöküşün 30 yıl sonrasına gidiyoruz. Orijinal üçlemenin senaryolarında da adını gördüğümüz Lawrence Kasdan’ın senaryosundan da anladığımız gibi, yönetmen J.J. Abrams’ın tercihi eski üçlemeye daha yakın bir film yapmakmış. Filmin yeni Kylo Ren’in girişiyle başlaması, yeni kahramanların hikayeye bir droid tarafından dahil edilişleri, trajik bir baba-oğul hesaplaşması, Yoda gibi iri gözleri olan ufak tefek bir karakter, paralel kurguyla hem havada hem de yerde süren bir düelloyla gelen final vs... Bütün bunlar orijinal üçlemeyi çok fazla hatırlatan dramatik numaralar. Abrams, bizi Han Solo, Leia, C-3PO, R2D2, Chewbacca ve Luke Skywalker’la misafir oyuncu mantığından uzak bir şekilde buluşturarak da tam tatmini sağlıyor.
Bu sefer hikaye eski imparatorluğun kalıntılarından doğan ve “İlk Düzen” adlı yeni bir askeri organizasyonun yükselişiyle başlıyor. Snoke adlı kötü bir lider, tıpkı eski imparator Darth Sidious’un Anakin’i karanlık tarafa çekmesi gibi bir zamanlar Luke Skywalker’ın öğrencisi olan Kylo Ren’i yeni bir Darth Vader gibi maskeli bir kötülüğe dönüştürmüştür. Bütün dengeleri bozacağını düşündükleri, jedi soyundan gelen ve belli ki bu yeni üçlemenin Obi-Wan Kenobi’sine dönüşecek olan Luke Skywalker’ı bulup yok etme planlarını Leia ve Han Solo’nun öncülüğündeki direnişçiler bozmaya çalışırlar. İlk Düzen’in zırhlı askerlerinden biriyken vicdanının sesini dinleyerek asilere katılan Finn ile hurda satarak geçinmeye çalışan esrarengiz bir kız olan Rey de bu macerada önemli roller oynayacaklardır. Serinin fanatik izleyicilerini yeni karakterler konusunda memnun etmek çok zor ama, aralarındaki ilişki biraz ‘hızlı’ gelişiyor olsa da, Rey ve Finn bu konuda pek zorluk yaşamayacaklar gibi görünüyor. Bu arada yeni üçleme her zamankinden daha da büyük bir faşizm eleştirisi yapacak belli ki. Sonuç olarak filmi sevip sevmemenizin ilk “Star Wars” filmi ile kurduğunuz kişisel bağla çok ilgisi var. Nitekim genç seyirciler benim yaşımdakilerden farklı değerlendireceklerdir illa ki. Bazı sahnelerinde, hayatımın en mutlu günlerinden biri olan ilk “Star Wars” filmini izlediğim o günü bana hatırlatan heyecanı ve hüznü hissedemeyecekler belki ama eminim filmden yine de zevk alacaklar...

Star Wars evreninin yeni kahramanları




REY (Daisy Ridley)

Hiçbir “Star Wars” filminde görmediğimiz güçte bir kadın karakter olmuş Rey. Hem Luke Skywalker hem de Han Solo’nun en iyi özelliklerini üzerinde taşıyan adeta bir Mad Max karakteri ya da bir çöl savaşçısı gibi...



FINN (John Boyega)

Bir İlk Düzen askeriyken, bütün bir köy halkının katledilişine tanık olduktan sonra önce canını kurtarmak için kaçan sonra da direnişçilere katılan Finn, “Star Wars” evreninin en baskın siyahi kahramanı oldu şimdiden.



KYLO REN (Adam Driver)

Filmi henüz izlemeyenlerin tadını kaçırmayalım şimdi ama asıl adı Ben olan Kylo Ren’in anne-babasını çok iyi tanıyoruz.... Darth Vader’a olan hayranlığı ve kalıtımsal benzerliği yeni üçlemenin en tehlikeli karakteri haline getiriyor onu.



POE DAMERON (Oscar Isaac)

Direnişçilerin en usta pilotu. Luke Skywalker’ın bulunduğu yeri gösteren haritanın eksik parçasını bulan önemli bir karakter. Sonraki filmlerde daha etkili bir rolü olacak, hatta sonraki filmlerin Han Solo işlevini görecek belli ki...



BB-8

Yeni droidimiz şahane bir tasarıma sahip. Bu kez daha duygusal bir droid olması tasarlanmış. Bu anlamda biraz “Wall-E”yi andırıyor. Göründüğü sahnelerde resmen rol çalmaya başladı daha ilk filmden...


Hikaye nasıl devam edecek?


Yeni üçlemenin ikinci filmi yani “Bölüm 8”in 2017’de, “Bölüm 9”un da 2019’da vizyona girmesi planlanıyor. 2016 yılında ise 1977’deki ilk filmin (yani Bölüm 4’ün) hemen öncesini, yani “Ölüm Yıldızı”nın planlarının çalınış hikayesini anlatan “Rogue One” gösterime girecek. Ayrıca 2018’de Han Solo’nun gençlik maceralarını anlatan yeni bir seriye başlanacağı söyleniyor. Orijinal üçlemede küçük bir katkısı olsa da kendine ait bir kitle edinen kelle avcısı Boba Fett’in hikayesinin anlatıldığı yeni bir film de planlanan yapımlar arasında.