Tür­ki­ye­’nin kur­tu­lu­şu için Kı­lıç­da­roğ­lu­’nun dek­la­re et­ti­ği 14 mad­de­lik ko­şul­la­rın tüm mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin as­ga­ri müş­te­rek­le­ri ol­ma­sı ge­re­ki­yor.
An­cak, MHP “o­la­sı bir AKP koa­lis­yo­nu için” bu 14 mad­de­nin ol­maz­sa ol­maz­la­rı ol­du­ğun­dan söz et­mi­yor.
Oy­sa bu ko­şul­la­rın bi­ri­ni bi­le ber­ta­raf ede­rek AK­P’y­le koa­lis­yo­na gi­ren bir si­ya­si par­ti, ken­di ku­yu­su­nu ken­di­si kaz­mış olur.
Bu du­rum­da HDP des­tek­li CHP-MHP koa­lis­yo­nu Tür­ki­ye­’nin tek şan­sı olu­yor.
An­cak, Bah­çe­li­’nin “AK­P’­yi kur­tar­ma mis­yon ve ge­le­ne­ği” bu­na izin ver­mi­yor. Şöy­le ki:
- Türk­lük bi­lin­ci, mil­li şu­ur­la ma­ya­lan­mış la­ik Cum­hu­ri­ye­tin ku­ru­cu­su CHP’y­le koa­lis­yo­na “as­la” di­yor.
Türk ke­li­me­si­ni te­laf­fuz et­me­yen, Türk yok, Tür­ki­ye­li­lik var di­yen, T.C. lev­ha­la­rı­nı kal­dır­tan, mil­li­yet­çi­li­ği ayak­lar al­tı­na ala­ca­ğı­nı söy­le­yen­ler­le or­tak­lı­ğa “as­la ve ka­t’­a” de­mi­yor.
- Cum­hu­ri­yet ta­ri­hin­de hiç­bir dö­nem­de hiç­bir yol­suz­luk ve hır­sız­lı­ğa is­mi ka­rış­ma­mış CHP’y­le koa­lis­yon “a­bes­le iş­ti­gal­dir” di­yor.
Ül­ke­yi, ku­pon ara­zi­le­ri, sit alan­la­rı­nı ta­lan eden, İs­tan­bu­l’­da yüz mil­yar do­la­rı aş­tı­ğı bil­di­ri­len imar soy­gun­cu­la­rı, An­ka­ra­’yı par­sel par­sel sa­tan­lar­la koa­lis­yo­na “süm­me ha­şa” de­mi­yor.
- Ata­tür­k’­ün “Yurt­ta ba­rış, dün­ya­da ba­rış” il­ke­si­ni şi­ar edin­miş CHP’y­le hü­kü­met or­tak­lı­ğı­na “zin­har” di­yor.
Or­ta­do­ğu­’da Şi­i’­le­ri yok edip, bir Sün­ni ege­men­li­ği ama­cıy­la baş­ta IŞİD, dün­ya­nın en azı­lı te­rör ör­güt­le­ri­ni si­lah­lan­dı­rıp Or­ta­do­ğu­’yu ka­na bu­la­yan, Ku­zey Irak ve Ku­zey Su­ri­ye­’de Tür­ki­ye­’yi kıs­ka­ca alan te­rö­rist Kürt dev­let­le­ri ku­rul­ma­sı­na ne­den olan­lar­la “mu­ta ni­ka­hın­da” bir sa­kın­ca gör­mü­yor.
- PKK’­nın uzan­tı­sı di­ye HDP’­nin dı­şar­dan des­tek­le­me­si­ne bi­le ha­yır di­yor. Bu­na kar­şın 2000 yıl­la­rın­da PKK te­rö­rü­nü sı­fır­la­yan kah­ra­man Türk ko­mu­tan­la­rı­nın “te­rö­rist giz­li ta­nık­lık­la­rıy­la” ha­pis­ha­ne­ler­de ha­yat­la­rı­nı sön­dür­ten, “BOP” şer pro­je­si eş baş­ka­nı sı­fa­tıy­la Gü­ney­do­ğu­’yu PKK’­ya peş­keş çe­ken­ler­le “ko­alis­yon or­tak­lı­ğı­nı da­ha eh­ven” bu­lu­yor.
- Ata­türk mil­li­yet­çi­li­ğiy­le meş­bu CHP’y­le de­ğil, mil­li­yet­çi­li­ği yok ede­ce­ğim di­yen­le­rin par­ti­siy­le koa­lis­yon yap­ma­nın ne­re­si mil­li­yet­çi­lik­tir?
HDP’y­le or­tak bir hü­kü­met­te bu­lun­mak MHP um­de ve il­ke­le­ri­ne ters dü­şe­bi­lir.
An­cak, HDP’­nin dı­şar­dan des­tek­le­ye­ce­ği bir hü­kü­me­tin MHP il­ke­le­ri­ne ne za­ra­rı ola­cak­tır?
Ak­si­ne MHP, CHP’­li bir hü­kü­met­le ken­di il­ke­le­ri­ni da­ha iyi güç­len­di­rip, mu­ha­fa­za et­me im­ka­nı­nı bu­lur.
Eğer CHP-MHP koa­lis­yo­nun­da (san­mı­yo­ruz ama) HDP dı­şar­dan “tek dev­let, tek mil­let, tek bay­rak” il­ke­si­ne ters dü­şen da­yat­ma­lar­da bu­lu­nur­sa, “ön­ce bu­na CHP izin ver­mez”, Tür­ki­ye­’ye ne­fes al­dı­ra­cak ya­sal dü­zen­le­me ve ön­lem­ler alın­dık­tan son­ra koa­lis­yon bo­zu­lur, se­çi­me gi­di­lir. Bun­dan her­kes kâr­lı, HDP za­rar­lı çı­kar.

TÜR­Kİ­YE CAN, BUN­LAR OY DER­DİN­DE

Mey­dan­lar­da Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın yap­tık­la­rı ya­nı­na kâr kal­ma­ya­cak, ik­ti­dar ol­du­ğu­muz gün tü­mü­nü ai­le bo­yu Yü­ce Di­va­n’­a gön­de­re­ce­ğiz di­ye kük­rü­yor.
Şim­di ise “ne yap­tık­sa Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın em­riy­le yap­tık di­yen”, sa­de­ce 4 ba­ka­nı Yü­ce Di­va­n’­a gön­de­re­ce­ğiz de­mek­le ye­ti­ni­yor.
Mey­dan­lar­da “me­şum (uğur­suz) ka­çak sa­ra­yı ba­şı­na yı­ka­ca­ğız” di­yor, şim­di sa­ra­yın tah­li­ye­si, koa­lis­yon ko­şul­la­rın­dan sa­yıl­mı­yor.
“Yol­suz­luk­la­rın kay­na­ğı Zar­ra­b’­a” iki AK­P’­li Ba­kan “i­na­dı­na ba­şa­rı ödü­lü”­ve­re­rek Bah­çe­li­’ye “na­nik” ya­pı­yor­lar.
Çağ­daş, po­zi­tif eği­ti­mi, de­mok­ra­si­nin te­mel öğe­le­ri hu­kuk dev­le­ti, ba­ğım­sız yar­gı, ba­sın öz­gür­lü­ğü­nü kat­le­den, yar­gı gü­ve­ni­lir­li­ği­ni yok ede­rek ya­tı­rım­cı­lar ve eko­no­mi­yi if­las et­ti­ren, Tür­ki­ye­’yi so­yup, so­ğa­na çe­vi­ren bir ik­ti­dar; 7 Ha­zi­ran se­çim­le­rin­den son­ra “ma­şe­ri ve hu­ku­ki vic­dan­da” he­sap ver­mek üze­rey­ken MHP, Hı­zır gi­bi ye­ti­şip, ha­yat ik­si­ri ol­ma­ya ça­lı­şı­yor.
Bah­çe­li­’nin ha­ta­lar zin­ci­ri kap­sa­mın­da 2002’de hiç yok­tan er­ken se­çim is­te­ye­rek AK­P’­yi ih­ya, MHP’­yi ip­ka (yok) et­ti­rip ba­raj al­tın­da kal­ma­sın­dan ders al­mış gö­rün­mü­yor.
Gö­rü­lü­yor ki, bu akıl tu­tul­ma­sı de­vam eder­se önü­müz­de­ki se­çim­de (mil­li­yet­çi­lik düş­ma­nı) Tay­yip Er­do­ğa­n’­ın ya­ra­rı­na, “A­ta­türk Tür­ki­ye­’si­nin za­ra­rı­na olur ki” bu da ül­ke­miz için fe­la­ket de­mek­tir.
So­nuç: ilk he­def ve amaç Tür­ki­ye­’yi aya­ğa kal­dır­mak­tır. Bu­nun için mu­ha­le­fet par­ti­le­ri­nin söz ko­nu­su “mil­li­yet­çi, la­ik, de­mok­ra­tik, sos­yal hu­kuk dev­le­ti­ni ko­ru­mak ve bu ik­ti­da­rı de­vir­mek­se ge­ri­si te­fer­ru­at­tır” de­me­le­ri ge­re­ki­yor. Ak­si hal­de bu en­kaz al­tın­dan kim­se çı­ka­maz.
Not: De­niz Bay­kal, ge­nel kül­tü­rü, bil­gi bi­ri­ki­mi, po­li­tik de­ne­yim­le­riy­le Tür­ki­ye­’de ön­de ge­len say­gın bir si­ya­set ve dev­let ada­mı­dır.
Bu kri­tik sü­reç­te bu ni­te­lik ve özel­lik­te bir ki­şi­nin Mec­lis Baş­ka­nı ol­ma­sı bir şans­tır. Mil­let­ve­kil­le­ri­nin par­ti­le­ri öte­sin­de Tür­ki­ye için oy ver­me­le­ri ulu­sal bir bek­len­ti­dir.