Pazar günü herkes sandık başına gitmeli!..
7 Haziran’daki sonuçlar birileri tarafından beğenilmediği için seçmen burnundan tutulup zorla bir seçime götürülüyor...
Seçmen, kendisine yapılan bu hakaretin cevabını sandıkta vermelidir!..
Bu seçimde AKP’nin alacağı oylarda bir puan bile çok önemli...
Bir puanlık kazanç veya bir puanlık kayıp!..
Bunun psikolojik olarak değeri büyük!..

* * *

Karşımızda tek başına iktidarı kaybetmiş bir parti var...
Buna rağmen olanları görüyorsunuz...
AKP’nin oylarının bir puan artması, daha da şımarmasına daha da pervasızlaşmasına yol açacak...
Oylarındaki bir puanlık azalma ise yelkenlerini suya indirecek...
7 Haziran’da iktidardan düşmesine rağmen “seçim hükümeti” adı altında “tek başına” iktidarlarını sürdürmesinin nelere mal olduğu ortada!..

* * *

Devleti paylaştıkları eski ortaklarıyla boğazlaşmaya başladıklarında, onların masum insanlara yönelik izledikleri yöntemleri kendileri kullanmaya başladılar...
Eski ortaklarının televizyonlarına, gazetelerine hoyratça el konuldu...
Kendilerine yakın kayyumlar, o şirketlerin daha iyi çalışmasını sağlayacaklarına, anında insan kıyımına başladılar...
Bir kağıda elle yazdıkları iki satırlık tebligatla TV kanalının genel yayın yönetmenini görevden alıp kapı dışarı ettiler...
Aynı gün çalışanlarla yaptıkları toplantıda konuşmasını beğenmedikleri kişileri “Kovuldun”, “İş akdin feshedildi” diye işten attılar...
Medya çalışanlarını kıyma makinesine soktular!..

* * *

İktidardan düşmüş olmalarına rağmen...
AKP’li bir vekil, asıl kendilerinin vermesi gereken “13 yıllık hesabı” unutarak, 1 Kasım’dan sonra SÖZCÜ ve muhalif gazetelerden hesap soracakları pişkinliğini de gösterdi...
Hürriyet Gazetesi’ni basan camını çerçevesini indiren saldırganların ensesi kalın küçük reisi, basın özgürlüğünü “dokunulmazlık” olarak değerlendirecek kadar kendinden geçip yaptıkları saldırıyı işaret ederek, “Artık onların dokunulmazlığını kaldırmış bulunuyoruz” deme küstahlığını bile gösterebildi!..
Gazete basmasına rağmen şu anda ülkenin hâlâ başbakanlığını sürdürebilen şahsın yanında boy gösteren ve ondan güç alan ensesi kalın küçük reis, şecaat arz ederken sirkatini söyledi:
“Gazeteye gittiğimizde AKP gençliğinin enerjisini arkamızda hissettik”
“AKP gençliği” dediği taşlı sopalı saldırganlar olduğuna göre Türkiye’nin vah haline!..

* * *

Bütün bunlar AKP’nin tek başına iktidardan tepetaklak gitmesinden sonra oldu!..
Ama ne yazıktır ve ne büyük talihsizliktir ki “seçim hükümeti” adı altında yine tek başına hükümran olmaya devam ettiler...
Ey halkım!..
9 puanlık düşüşe, tek başına iktidardan yuvarlanmalarına rağmen bu pervasızlık, bu baskı, bu tehditler devam ediyorsa...
Bir puanlık artışın bile bunları ne kadar azdıracağını hesaplayın...
Ama buna karşılık, bir puan daha kaybetmeleri bunların burnun sürtülmesini sağlayacak!..
Bu şiddet, baskı, korkutma, yıldırma, sindirme, susturma faaliyetlerinden kurtulmak istiyorsanız, bir puanın bile çok değerli olduğunu unutmayın!..
Bu iktidarı ya daha da şımartacaksınız...
Ya da tarihin karanlık sayfalarına gömeceksiniz!..

Atatürk’le mukayese!..


Beyefendi Cumhuriyet Bayramı törenleri sebebiyle Anıtkabir’e gidiyor ve Anıtkabir Özel Defteri’ne “günün anlam ve önemini” yazarken Atatürk için, “Meclis tarafından seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı”, kendisi için de “Doğrudan halkoyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı” ifadelerini kullanıyor...
Bu detaya neden gerek duyuyor?..
Yani, “Atatürk halk tarafından seçilmedi, ama ben halk tarafından seçildim” diye kendini Cumhuriyet’in kurucusuyla mukayese mi ediyor?..
Atatürk Kurtuluş Savaşı vererek Türk halkını özgürlüğüne kavuşturdu, Cumhuriyet’i kurdu, ümmetten bir millet yarattı ve modern Türkiye’yi bizlere miras bıraktı...
Peki siz ne yaptınız?!