Benim teröristim iyidir” anlayışı Ortadoğu’yu, Türkiye’yi ve şimdi de Avrupa’yı kana buluyor!..
Dış politikada güç elde etmek, din ve mezhep kaygılarıyla hareket etmek binlerce masum insanın ölümüne yol açtı...
Fransa’nın Başkenti Paris’teki saldırılar da bunun doğal sonucu...
Evet terörün dini, mezhebi, ırkı olmaz...
Ama bunu demek, “cihatçı terörü” önlemeye yetmiyor!..
İnsanların “cihat” uğruna katledildikleri gerçeğini değiştirmiyor!..

* * *

Saddam gitti, Irak’ın hali ortada...
“Çöl ibişi” diyorduk, ama Kaddafi linç edildikten sonra Libya’nın hali meydanda...
Onların idamını, linç edilmesini sağlayan Batı ise bugün çok büyük terör tehdidi altında...
Teröre destek verenler, o terörün kendilerine yönelmesi karşısında şaşkın!..
Türkiye 31 yıldır PKK terörü ile uğraşırken, terör örgütünün Avrupa’daki yöneticisi Zübeyir Aydar Fransa Meclisi’ndeki toplantıya katılabiliyor, itibar görüyor; Brüksel’de himaye ediliyor!..

* * *

Batı’nın yaptıklarını bir kenara bırakıp kendimize bakalım...
Türkiye, sırf Esad’ı devirme takıntısıyla Suriye rejimine karşı savaşan IŞİD’e
sempatiyle bakmadı mı?..
Başlangıçta IŞİD ile ortak hareket eden El Nusra militanlarını himaye etmedi mi?..
El Nusralı teröristlerin Türkiye’deki kamplarda barınması sağlanmadı mı?..
Rejim güçleriyle çarpışırken yaralanan IŞİD-El Nusra savaşçılarının tedavileri yapılmadı mı?..
ABD’nin eski Ankara Büyükelçisi Ricciardone ülkesine döndüğünde “Türkiye’yi El Nusra’ya silah yardımı yapmaması konusunda çok uyardık, ama dinletemedik” demedi mi?..

* * *

IŞİD başlangıçta Türkiye’den çok destek gördü...
Türkiye’nin her yerinde IŞİD hücreleri yuvalanırken...
Gruplar halinde Türkiye’den IŞİD’e katılımlar devam ederken...
Bunların yeri yurdu belliyken...
Gebze Dilovası’ndan, Ankara’dan, Adıyaman’dan, İstanbul’un Bağcılar, Çekmece gibi semtlerden minibüslerle Suriye’ye militan götürülürken, “Kimsenin seyahat özgürlüğünü engelleyemeyiz” demediler mi?..
Suriye sınırımız kevgire dönmedi mi?..

* * *

Bütün bunlar göz göre göre oldu ve IŞİD Suruç’u patlattı, 34 masum insan parçalanarak can verdi...
IŞİD, Ankara’yı patlattı, 102 masum insan parçalanarak hayatını kaybetti...
Bunları ne çabuk unuttuk?..
Paris’te IŞİD’in terör saldırıları sonucu ilk haberlere göre 127 ölü var, bu sayı artabilir...
Paris’in ışıltılı hayatına terör darbesi!..
Fransa’da olağanüstü hal ilan edildi, sınırlar kapatıldı...

* * *

Ya Türkiye?..
Dünyada teröre en açık ülke haline geldik!..
Günahımızı hiç sorgulamayacak mıyız?..
Esad’ı devirme takıntısıyla yakın geçmişte yaptıklarımızı unutacak mıyız?..
Terörü lanetlemekle günahlarımızdan arınabilecek miyiz?!.

Zihniyet değişmez!..


Sadrazam Davutoğlu Ahmet, Manisa Valisi’nin yaptığı açıklamaya sert çıkmış...
Diyor ki: “Kesinlikle 78 milyonun her biri bizim için olumlu imaja sahiptir ve her hukuki soruşturmada hakları, hukukları, izzetleri ve onurları da devletimizin teminatı altındadır.”
Manisa Valisi de özür dilemiş!..
Bunlar, toplumu yatıştırmak için söylenen sözler...
Söylemle eylemin her alanda çeliştiği ülkemizde bu sözlerin önemi yoktur!..
Zihniyet bellidir ve değişmez!..
“Toplumda çok olumlu imajla algılanan başörtülü bayanlar” ifadesi, o zihniyeti temsil etmektedir!..