Seyit onbaşı 215 kiloluk top mermisini sırtında taşırken, ordu komutanımız Liman von Sanders paşaydı.

*

İstihkam komutanımız...
Erich Paul Weber paşaydı.
İstihbarat komutanımız...
Perrinet von Thauvenay paşaydı.
Donanma komutanımız...
Wilhelm Anton Souchon paşaydı.
Genelkurmay ikinci başkanımız...
Bronsart von Schellendorf paşaydı.
Boğazlar komutanımız...
Guido von Usedom paşaydı.
Tahkimat komutanımız...
Johannes Merten paşaydı.
Ordu başmüfettişimiz Bischof, lojistik komutanımız Schlee, tümen komutanlarımız Heuck, Nicolai, Sodenstern, Kannengiesser’di.

*

E bütün ünvanları taşıma onuru yabancı subaylara verilince, 215 kiloluk top mermisini sırtında taşıma ünvanı kime kaldı?
Seyit’e.

*

Aslında sadece bir top mermisi değildi... Akıla, bilime, gerçeğe saygısız, ilkel, yeteneksiz, korkak, milletine gaddar, yabancıdan medet uman, basiretsiz kafanın yüküydü, o Seyit’in sırtındaki.

*

Kendi koltuğu için dini-imanı alet eden, adeta nefes alırcasına rahat yalan söyleyebilen, elalem istedi diye elalemin savaşına giren, kendisi saraylarda otururken milletin evlatlarını hoyratça ateşe süren, hastalıklı zihniyetin yüküydü, o Seyit’in sırtındaki.

*

Ve, yarın 18 Mart.

*

100 sene önce milletin kaderini elalemin subaylarına teslim eden padişahçılar... 100 sene sonra utanmadan... Mustafa Kemal sayesinde yazılan destanı, Mustafa Kemalsiz kutlamaya çalışıyorlar.

*

Türkiye Gençlik Birliği, bu utanmazlığa geçit vermemek için... Bugün yurdun dört bir yanından otobüslerle yola çıkıyor. Yarın sabah, Bigalı köyünde buluşacaklar. Conkbayırı’na, 57’nci Alay şehitliğine, Namazgah tabyasına ve Çanakkale Abidesi’ne yürüyecekler. Sekiz kilometrelik zafer yürüyüşüne, Türkiye Liseliler Birliği de katılacak. Kelimenin tam manasıyla “onbeşliler gidiyor” yani... Çanakkale’de vuruşan Galatasaray lisesi, Sivas lisesi, İstanbul lisesi, Vefa lisesi, Edirne lisesi, Konya lisesi gibi kahraman liselileri sembolize edecekler. Hepinizi, Çanakkale siperlerine çağırıyorlar.

*

Değerli gençler...
TGB’ye katılın.

*

Yoksa gün gelir, imkanlar içinde imkansız kalan Seyit gibi, sırtınızda o top mermisini taşırken bulursunuz kendinizi.