MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi eleştiriyorum  diye bazı fanatik MHP’lilerden tepkiler geliyor “MHP düşmanı” olmakla suçlanıyorum.
Oysa ben onlara düşmanlık değil dostluk yapıyorum. Sözlerim acı olabilir ama, malûm, “Dost acı söyler.”
Ben Devlet Bahçeli’nin MHP’nin başından gitmesi gerektiğini, yıllardır söylüyorum. Hemen her MHP kongresinden önce bunu yazdım ama MHP’li delegelere bir türlü anlatamadım.
***
MHP sempatizanı bir arkadaşımdan  bir mektup aldım. Aynen naklediyorum:
“Bıktırdı artık bu Devlet Bahçeli.
17 yıldır mızmız politikaları ile milleti kendinden nefret ettirdi!
1999’da MHP yüzde 18 oy alıp Meclis’e ikinci parti olarak girerken kendisine teklif edilen Başbakanlığı garip bir şekilde reddetti. Ardından Cumhurbaşkanlığı konusu gündeme geldi. MHP’li bir ismin Cumhurbaşkanı olması mümkünken teklifleri reddetti. Bahçeli yandaşları, aday olan Devlet Bakanı Sadi Somuncuoğlu’nu makam arabasında hırpaladılar!”
***
“Bahçeli, hükümet ortağı iken, ani bir kararla erken seçim istedi ve AKP’ye iktidar yolunu açtı.
Maşallahı var! AKP ne zaman dara düşse Bahçeli yardım elini uzattı.
En son, AKP tek başına iktidarı kaybetti ve Bahçeli bir kez daha elini uzatarak koalisyonlara hayır deyip AKP’yi güçlü bir şekilde tek başına iktidar yaptı.
Artık gitme zamanı geldi Bahçeli’nin. AKP’ye bu kadar hizmet yeter!
17 yılda MHP için hiçbir şey üretemeyen Genel Başkan...”
***
“Uzun süredir Bahçeli’nin yerine hazırlanan isimler var.
Bunlardan biri de, MHP’nin efsane isimlerinden (bir suikastta şehit edilen) eski Gümrük Bakanı Gün Sazak’ın oğlu Eskişehir Milletvekili Süleyman Sazak.
Sazak, iş dünyasının yakından tanıdığı, vizyonu geniş, halkla ilişkileri çok medeni,
elini taşın altına koymuş, binlerce insana iş veren bir şirketin sahibi.
Dahası, ülkeye ekonomik olarak katkı veren, ekonominin sorunlarını bilen bir isim. MHP kadroları Süleyman Sazak gibi isimlerin önderliğinde farklı bir hava yaratabilir.
MHP’nin önünü açmak, ülkenin de önünü açmaktır”
Evet, MHP’li arkadaşım aynen böyle yazıyor ve MHP’nin içi, “Başkanlığı ‘Devret’
Bahçeli” diye arı kovanı gibi kaynıyor!

Neresi ona batıyor?

AKP’li Mehmet Ali Şahin... Adam, Meclis Başkanlığı, Devlet Bakanlığı, Adalet Bakanlığı gibi önemli görevler yapmış biri... Adil olması, bu ülkenin dirliğini, birliğini savunması lâzım. Fakat buna rağmen:
“Anayasa’nın 2’nci maddesi değişmeli!” diyor.
Nedir bu ikinci madde?
“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”
İşte Mehmet Ali Şahin, Anayasa’nın bu maddesinin değiştirilmesi gerektiğini söylüyor.
Affedersin beyefendi? Bu maddenin neresi seni rahatsız ediyor, neresi batıyor, açıklar mısın?

Tebessüm

“Ya ödersiniz, ya da...”

Kadınla kocasının arasında uzun süredir faaliyet yokmuş. Koca ne yaparsa yapsın, karısının ilgisini çekmeyi başaramıyormuş. Kadın ise çareyi bir psikoloğa gitmekte bulmuş.
Psikolog, genç ve güzel kadının problemini çözmek için:
“Anlatın bakalım, bir gününüz nasıl geçiyor?” demiş.
Kadın başlamış anlatmaya:
“Sabahları işe geç kalmamak için taksiyle gidiyorum. Fakat yanımda para olmadığından şoför ‘Bayan, ya parayı ödersiniz, ya da...’ diyor. Mecbur kaldığım için ‘Ya da’yı seçiyorum.
Durum böyle olunca işe geç kalıyorum tabii...
Patronu kapıda, kaşlarını çatmış beni beklerken buluyorum. Patron ‘İşe böyle geç gelmeye devam edersen ya seni işten atarım, ya da...’ diyor.
Yine ‘ya da’yı tercih etmek zorunda kalıyorum.
Akşam eve yorgun argın geldiğimde ev sahibi kapıya dayanıp kirayı ödemediğimizi belirterek ‘Ya kirayı hemen ödersiniz, ya da...’ diyor. Eee, haliyle ‘ya da’yı tercih ediyorum.
Kocam eve geldiğinde de o işi yapacak halim kalmıyor, tahmin edersiniz!”
Psikolog, güzel kadını şöyle bir baştan aşağı süzmüş ve konuşmuş:
“Hanımefendi, şimdi tüm bu anlattıklarınızı ya kocanıza anlatırım, ya da...”

Günün Sözü

Her zaman doğruyu söyle ama, her zaman her doğruyu değil!