Terörle mücadele boşluk kaldırmaz. Bu mücadelenin kesintisiz olması, iller arası eşgüdümün eksiksiz sağlanması gerekiyor. Yıllarca terörle mücadele ile “çözüm sürecini” birbirine karıştıran hükümet bugün yaşanan tablonun sorumlusudur.
AKP dönemiyle birlikte yaşanan bazı olaylar kamu görevlilerinin birbirine olan güvenini de ortadan kaldırdı. Polis polise, asker askere, yargı görevlisi yargı görevlisine, kaymakam valiye, vali hükümete güvenmiyor. Böyle bir ortamda terörle mücadele edileceğine inanan aldanır.

KENDİLERİ YAPMIŞ GİBİ

Terörle mücadele kararlılık ister. Güvenlik görevlileri, arkasında siyasi destek görmediği sürece terörle mücadele etmez, sadece ediyormuş gibi gözükür. Mücadele edenlerin başlarına neler geldiğini biliyorlar. Başarılarından dolayı ödüllendirilenlerden bugün o madalyaların hesabı soruluyor.
Ülkemizi bölmek, parçalamak isteyenlerle büyük bir mücadele yürütüldü. 2002 yılının Kasım ayında AKP iktidara geldiğinde tablo şuydu: Ülkemizde 1987 yılında 14 ilde başlatılan Olağanüstü Hal, koşulları iyileşen illerden kaldırıldı. İki ilimizde de uygulamaya 28 Kasım 2002’de son veriliyordu. Göreve gelen AKP hükümeti önceki hükümetin kararı doğrultusunda Olağanüstü Hal uygulamasını uzatmadı.
Bunu bile “Olağanüstü Hali biz kaldırdık” propagandasına dönüştürdüler. Bülent Ecevit’in Başbakanlığı döneminde alınan kararı bile AKP yöneticileri sanki kendileri döneminde Olağanüstü Hali kaldırmak için karar almış gibi gösterdiler. Geçmişe dönük karalama kampanyalarını hep sürdürdüler.

DİN KARDEŞLİĞİYLE ÇÖZECEKTİ

Olağanüstü Hal uygulamasının kaldırılmasını gerektirecek koşulların sağlanabilmesi için bu ülkenin binlerce askeri, polisi, köy korucusu şehit oldu. Güneydoğu illerimizin bazılarının terör örgütü PKK’ya verilmesi için “ver kurtul” dediği günlerde, ülkeyi böldürtmemek için çaba gösteren vatandaşlar da hep terör örgütünün hedefi oldu.
Düne kadar devletin yanında yer alan aşiretler bugün nerede? Askerle birlikte mücadele veren köy korucularına ne oldu? Ne oldu da bu insanlar terör örgütünün insafına terk edildi? Bugün bildiğim bazı aşiret liderleri sırf “kaçtı” dedirtmemek için ilçelerinden, köyünden ayrılmıyor. Onlara ait işyerlerinde teröristler alışverişi yasakladılar. İşin ilginç yönü de, bu yasağa devletin de uyması oldu.
Terörle mücadele AKP döneminde son buldu. Çünkü dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan terörle mücadeleyi “din kardeşliğiyle” kazanacağına inanıyordu. Terörü sıfırlanmış bir ülke teslim alan Başbakan bu yüzden terörle mücadeleyi bıraktırdı, silahını bırakmayan teröristlerle “müzakere” dönemini başlattı. Mücadele etmiş komutanlar da, örgütün iftiraları sonucu kendilerini yargı önünde buldular.

BU ESER AKP’NİNDİR

Terörle mücadeleyi AKP öncesi ve AKP sonrası olarak ikiye ayırmak lazım. AKP öncesi asker her tarafta, AKP sonrası ise yavaş yavaş asker kışlasına çekildi. Çıkarılan yasalarla askerin operasyon yapma yetkisine kısıtlamalar getirildi. Terörist, kendisine dokunmayan askere niçin saldırsın? Bitme noktasına gelen örgütün silahlı propagandasına, alanların hakimi olmasına seyirci kalındı.
Güç kazanan, ilde, ilçede, köyde yeni bir yapılanmaya giden örgüt, istediklerini elde etmek için çabasını artırdığında, aldatılmaya alışık olan AKP yetkilileri terör örgütünün de kendilerini aldattığını çok geç de olsa anladı. “Analar ağlamasın” diyenler en çok anaları ağlatmaya başladı.
O yüzden, bugün yaşanan tablonun sorumlusu 13 yıllık AKP hükümetleridir. Bundan böyle örgüt devleti masaya oturtmak ve çok büyük tavizler elde etme dönemini başlattı. O yüzden şehit etmekten, öldürmekten vazgeçmeyecektir. Bu eser de AKP’nindir. Kendilerinden önceki dönemi kötülemeyi alışkanlık haline getirmiş olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olarak görevi teslim aldığı yıl ülkemizde siyasi amaçlı olay sayısı bitme noktasına gelmişti. 2000 yılında 29 şehit, 2001 yılında 20 şehit, 2002 yılında 10 şehidimiz vardı.

AKP SONRASI HEP ARTIŞ

İşte Türkiye’nin terör tablosu AKP ile birlikte yeniden yükselişe geçti. 2003 yılında şehit sayısı 31’e yükseldi. 2004 yılında bu sayı 75’e çıktı. 2006 yılında 111 güvenlik görevlisini “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” sloganlarıyla toprağa verdik. 2007 yılında 126 asker, 1 polis olmak üzere 127 güvenlik görevlisi toprağa verildi. 2008 yılında şehit sayımız 171’e yükseldi. Terörle mücadele tam anlamıyla bırakıldı. Hükümetin “açılım süreci” dediği dönemde 473’ü asker, 90’ı polis olmak üzere 563 şehidimiz olduğunu da hatırlatayım.
Terör örgütlerinin bunca güç kazanmasına seyirci kalanların aklına şimdi terörle mücadele geldi. Sahi siz şimdiye kadar nerelerdeydiniz?